ANA SAYFA

YUKARI
Yazdır Tümünü Göster
Belgenin tamamı için programı satın almanız gerekmektedir.
+90 (555) 801 30 49
+90 (242) 248 23 55
+90 (212) 654 88 15
+90 (312) 231 81 36
+90 (242) 248 23 32
4904
Türkiye İş Kurumu Kanunu

05.07.2003
25159
Kabul Tarihi 25.06.2003
4904
Türkiye İş Kurumu Kanunu

( Genel Gerekçe )

T.C.
Başbakanlık
Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü
Sayı B.02.0.KKG.0.10/101-39/2404
16.05.2000

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 1.3.2000 tarihinde kararlaştırılan “Türkiye İş Kurumu Kanunu Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.

Gereğini arz ederim.

Bülent Ecevit
Başbakan

GENEL GEREKÇE

İş ve işçi bulma hizmetlerinin bir Kamu görevi olarak devletçe yürütüleceği ilk defa 1936 yılında 3008 sayılı İş Kanunu ile düzenlenmiş ve bu görev daha sonra 1946 yılında 4837 sayılı Kanunla kurulan İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğüne verilmiştir. Kurum, 15.3.1946 tarihinde faaliyete geçmiştir. Kurumun faaliyetleri için belirleyici olan Uluslararası Çalışma Teşkilâtının işsizlik hakkındaki 1919 tarihli ve 2 No’lu Sözleşmesi 16.2.1950 tarihinde; ücretli iş bulma bürolarının kapatılması hakkındaki 1933 tarihli ve 34 No’lu Sözleşmesi 11.2.1946 tarihinde; iş ve işçi bulma servisi kurulması hakkındaki 1948 tarihli ve 88 No’lu Sözleşmesi 30.11.1949 tarihinde; özel iş bulma büroları hakkındaki 1949 tarihli ve 96 No’lu Sözleşmesi 8.8.1951 tarihinde ve istihdam politikasıyla ilgili 1964 tarihli ve 122 No’lu Sözleşmesinin de 9.11.1976 tarihinde onaylanmasına rağmen, İş ve İşçi Bulma Kurumunun aslî görevleri ancak 25.8.1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununda belirtilmiştir. İş piyasasının düzenlenmesi ise planlı döneme geçilmeden ve sözkonusu sözleşmeler onaylanmadan önce gerçekleşmiş bulunmaktadır. Bu nedenle, Kurum iş piyasasının ülke çapında ve belli bir plan ve program çerçevesinde düzenlenmesini sağlayacak çağdaş ve dinamik bir yapıya kavuşturulamamıştır. Böylece, Kurumun ülkemizdeki gelişmesi, özellikle yasal düzenlemeler bakımından ihtiyaçların çok gerisinde kalmış, zaman zaman yapılan münferit değişiklikler ise arzu edilen etkinliği sağlayamamıştır. Bunun doğal sonucu olarak da Kurum, yukarıda belirtilen Uluslararası Sözleşmelere uygun bir şekilde teşkilât yapısını, hukukî statüsünü ve personel rejimini geliştiremediğinden, sadece iş ve iş bulma aracılığı faaliyetlerine ilişkin bir takım formaliteleri yerine getirmeye çalışan bir Kuruluş görünümünden öteye geçememiştir.

Diğer taraftan, ekonominin esas nüvesini teşkil eden sermaye ve işletmeler hızla gelişerek çağın gereklerine uygun hale gelmişler ve bunları düzenleyen kuruluşlar da süratle büyümüşlerdir. Sermaye ile işletmelerin bu denli değişiklik göstermesine ve bunları organize eden borsalar ve bankalar gibi müesseselerin de hızla gelişmesine karşın, ekonominin diğer önemli faktörlerinden biri olan işgücü piyasası, Kurumun yapısının ekonomik ve sosyal gelişmelerin gerisinde kalmasının olumsuz etkileriyle de bu hızlı değişime ayak uyduramamıştır.

Günümüzde istihdam ve işsizlik konusu gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ortak sorunudur. Bu sorunun toplumsal ve ekonomik yansımaları hemen her ülkenin ekonomi politikalarından sorumlu organlarını, istihdamı geliştirme ve işsizliği azaltma konusunda önlemler almaya zorlamıştır.

Bugün, batıdaki iş kurumları;

  • İşe yerleştirme,

  • İşgücüne vasıf kazandırma ve işbaşında eğitim,

  • Mesleğe yöneltme,

  • İş ve meslek danışmanlığı,

  • İş yaratma tedbirleri,

  • İş kurmaya destek ve yardım sağlama,

  • İşgücü piyasasını izleme ve düzenleyici rol oynama,

  • Meslekî rehabilitasyon tedbirleri uygulaması,

  • İşsizlik sigortası uygulaması,

Ve benzeri faaliyetler yolu ile istihdamın geliştirilmesi ve işsizliğin sınırlanması konusunda önemli görevler yüklenmişler, böylece, bu ülkelerdeki iş kurumlarının rolü ön plana çıkmış, görevleri yanında sorumlulukları da büyük ölçüde artmış bulunmaktadır.

Ülkemizdeki İş ve İşçi Bulma Kurumunun, yasal görevleri bakımından batıdaki benzer iş kurumlarından büyük bir farklılığı bulunmamakla beraber yürütülen hizmetlerin kapsamı, etkinliği ve yaygınlığı açısından bakıldığında, Kurumun büyük ölçüde modernize edilmeye ve çağdaş bir yapılanmaya ihtiyacı bulunmaktadır. Diğer taraftan, Kurumun batıdaki iş kurumlarına benzer hale getirilmesi, hem tam üyesi olma yolunda başvuruda bulunduğumuz Avrupa Birliğine uyum, hem de ülkemizde ciddî boyutlarda seyreden yapısal işsizlik sorunu ile mücadele açısından büyük önem taşımaktadır. Kurumun yeniden yapılandırılmasında 1949 yılında ülkemizce onaylanan İş ve İşçi Bulma Servisi kurulması hakkındaki 88 sayılı ILO sözleşmesinin 10 uncu maddesinin de vazgeçilmez bir gereği olarak, batı iş kurumlarında olduğu gibi işçi, işveren ve kamu yönetiminin temsiline dayalı, Genel Kurul, Yönetim Kurulu ve İl İstihdam Kurulları gibi organların oluşturulması gerekmektedir.

Kurumun istihdamı koruma ve geliştirme görevinin yanı sıra işsizlikle mücadele edebilecek konuma getirilebilmesi, 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve 25.8.1999 tarihli ve 4447 sayılıİşsizlik Sigortası Kanunu ile verilen görevlerin yerine getirilebilmesi için yeniden yapılanması ve çağdaş anlamda sağlıklı bir örgüt yapısına kavuşturulması amacıyla “Türkiye İş Kurumu Kanun Tasarısı” hazırlanmıştır.

Tasarıda,

  • Günün ihtiyaç ve koşullarına göre Kurumun görevleri ve uygulayacağı aktif işgücü piyasası politikaları yeniden belirlenmiş,

  • Batı ülkelerinde olduğu gibi, katılıma dayalı bir yönetim biçimini gerçekleştirmek amacıyla işçi, işveren ve kamu temsilcilerinden oluşan Genel Kurul, Yönetim Kurulu ve İl İstihdam Kurulları adıyla organlar oluşturulması ve

  • Taşra teşkilâtının il düzeyinde etkin hale getirilmesi,

öngörülmüştür.

Ayrıca, tasarıda özel istihdam bürolarının ihdasına da yer verilmiştir.

İşe yerleştirme hizmet dalının geçmişine bakıldığında, bu hizmetin bir kamu hizmeti olarak nitelendirildiği ve kamu tekeli şeklinde gelişme gösterdiği görülmektedir. Bunda, emeğin sömürülmesinin, bir başka ifade ile işçi simsarlığının önlenmesi düşüncesi, işgücü planlaması ve eğitim politikalarının yanı sıra birtakım ekonomik nedenler belirleyici rol oynamıştır.

Bununla birlikte son yıllarda ekonomik ve sosyal alanda görülen değişmeler, teknolojilerde sağlanan gelişmeler, küreselleşme olgusu ve bunun yarattığı uluslararası rekabet, işgücü piyasalarını derinden etkilemekte, işgücünün ve çalışma sistemlerinin yapısı değişmekte, işgücüne yönelik taleplerde yeni tercihler ortaya çıkmakta, genelde düşük nitelik gerektiren tekrara dayalı işler azalmakta, işçilerde artık daha yüksek meslekî nitelik aranmakta, büro hizmetleri ve yönetimle ilgili işler çoğalmakta ve yaygınlaşmaktadır. Bütün bu değişme ve gelişmeler de işe yerleştirme hizmetlerinde kamu tekeli uygulamasında bir serbestleştirmeye gidilmesini, bir diğer ifade ile özel işe yerleştirme faaliyetlerine de izin verilmesini gerekli kılmaktadır.

Diğer taraftan, ülkemizde iş ve işçi bulma faaliyetlerinde bir devlet tekeli varolmasına karşın, danışmanlık firması adı altında pek çok firmanın iş ve işçi bulma aracılığı yaptığı da bir gerçektir. Konu ile ilgili bir yasal düzenlemenin bulunmamasından dolayı bu firmaların denetlenmeleri de mümkün olamamaktadır. Özellikle işsiz kesimin içinde bulunduğu malî ve sosyal konum dikkate alındığında, bunlara ilişkin bir sömürülme olasılığının sonuçlarını da dikkate almak gerekmektedir.

Gerek ülkemizde yaşanan bu gerçeği, gerekse dünyadaki genel eğilim ve uygulamaları dikkate alan İş ve İşçi Bulma Kurumu, istihdam yönetiminde kullandığı yöntemleri gözden geçirmekte, teşkilâtının yapısı ve işlevleri konusunda yeniden yapılanmaya gitmekte, istihdamın gerçekleştirilmesinde özel müteşebbislerin de yer almasına ilişkin hazırlıkları yapmaktadır.

1.2.1993 tarihinde T.C. Hükümeti ile Dünya Bankası arasında imzalanan ve 4.5.1993 tarihinde yürürlüğe giren İkraz Anlaşması kapsamında, uygulamaya konulan ve temel amacı, etkili bir işgücü piyasası çerçevesinde üretken istihdamı artırmak olan İstihdam ve Eğitim Projesinin;

  • İşsiz ve vasıfsız işgücünün üretken işlerde istihdamlarını artırmak,

  • İstihdam hizmetlerini çağdaşlaştırmak ve bu bağlamda kurum hizmetlerinin otomasyon ortamında verilmesini sağlamak,

  • Meslekî rehberlik ve istihdam danışmanlığı hizmetlerini geliştirmek,

  • İşgücü piyasası ile ilgili kararların etkinliğini artırmak,

  • Meslek standartları, sınav ve belgelendirme sistemini kurmak,

hedeflerinin yanı sıra “istihdam hizmetlerinin çeşitlendirilerek etkinliğin artırılması” hedefi de bulunmaktadır. Projenin ikinci alt bölümü olan “istihdam hizmetlerinin çeşitlendirilmesi”, istihdam hizmetlerindeki devlet tekelinin kademeli olarak kaldırılması ve özel istihdam bürolarının faaliyete geçmesiyle ilgili çalışmaları kapsamaktadır.

Konu, uluslararası mevzuat bakımından ele alındığında, Anayasamızın 90 ıncı maddesine göre kanun hükmünde sayılan iki önemli sözleşme bulunmaktadır. Türkiye’nin 30.11.1949 tarihinde 5448 sayılı Kanun ile onayladığı ILO’nun İş ve İşçi Bulma Servisi Kurulması Hakkında 88 sayılı Sözleşmesi, bu sözleşmeyi onayan her üye ülkeyi bir kamu ve parasız iş ve işçi bulma servisi bulundurmak veya bulundurmasını sağlamakla sorumlu tutmuştur. 88 sayılı sözleşmede bir kamu ve parasız iş ve işçi bulma servisi kurma işi devlete bir görev olarak verilirken, yine de istihdam hizmetlerinde katı bir devlet tekeli düşünülmemiştir. Çünkü sözleşmede yetkili makama özel iş ve işçi bulma büroları ile işbirliğinin temin edilmesi görevi de yüklenmiştir.

Ayrıca ülkemizce ücretli iş bulma bürolarının kapatılmasını öngören 34 sayılı ILO Sözleşmesini tadil eden 96 sayılı Özel İş Bulma Büroları Hakkındaki ILO Sözleşmesi 8.8.1951 tarihli ve 5835 sayılı Kanunla onaylanmıştır. 96 sayılı Sözleşmenin 2 nci maddesinde “bu sözleşmeyi onayan her üye, kazanç gayesi takip eden ücretli iş bulma bürolarının tedricen kaldırılmasını ve diğer iş bulma bürolarının bir nizama bağlanmasını derpiş eyleyen II nci Bölüm hükümlerini mi, yoksa kazanç gayesi takip eden iş bulma büroları da dahil olmak üzere ücretli iş bulma bürolarının bir nizama bağlanmasını derpiş eyleyen III üncü Bölüm hükümlerini mi kabul ettiğini onama vesikasında belirtecektir.” denilmektedir.

96 sayılı Sözleşmenin 2 nci maddesinin 2 nci fıkrasında da “Sözleşmenin III üncü Bölümündeki hükümleri kabul eden her üye, II nci Bölümdeki hükümleri kabul ettiğini sonradan Genel Müdüre bildirebilir. Böylece Genel Müdür tarafından tescil edildiği tarihten itibaren, Sözleşmenin III üncü Bölüm hükümleri, anılan üye hakkında yürürlükten kalkarak II nci Bölüm hükümleri kendisine tatbik edilir.” ifadesi kullanılmaktadır.

Türkiye, 96 sayılı Sözleşmesinin, istihdam hizmetlerinde herhangi bir şekilde devlet tekeli oluşturmayı öngörmeyen, gayet esnek III üncü Bölümüne tercihini koyarak onaylamıştır. Türkiye, Sözleşmeyi Onama Kanununun 3 üncü maddesinde, Sözleşmenin III üncü Bölümünden vazgeçip, bunun yerine, bir devlet monopolüne zemin hazırlayan II nci Bölümü ikame konusunda Çalışma Bakanlığına yetki vermiştir.

Türkiye, şimdiye kadar 96 sayılı Sözleşmenin, onaylayan üye ülkelere tanıdığı III üncü Bölüm hükümlerinden vazgeçip, daha katı II nci Bölüm hükümlerini ikame etme ruhsatını kullanmamıştır. Bu durumda, Türkiye için ücretli iş bulma büroları hakkında 96 sayılı ILO Sözleşmesinin III üncü Bölümü hükümlerinin tatbik edilmesi gerekmektedir.

Uluslararası alanda meydana gelen değişme ve gelişmelere paralel olarak sürekli ve hızla değişen işgücü piyasasındaki işgücü taleplerinin süratle karşılanması ve işsizliğin azaltılması, uluslararası sözleşmelerin hayata geçirilmesi ve halen gayrî resmî de olsa faaliyette bulunan danışmanlık firmalarının bir düzene bağlanabilmeleri ve denetlenebilmeleri açısından, özel istihdam bürolarının faaliyete geçirilmesini teminen bir yasal düzenlemeye ihtiyaç vardır. Bu düzenleme çerçevesinde kurulacak özel istihdam bürolarının, kanunla kurulu bulunan İş ve İşçi Bulma Kurumuna rakip kuruluşlar değil, Kurumun hizmetlerini tamamlayacak kuruluşlar olmaları öngörülmektedir. Özel istihdam bürolarının iş ve işçi bulma ile ilgili faaliyetlerinin denetiminin, Kurum Müfettişlerince yapılması öngörülmektedir.

Türkiye ile Avrupa Birliği ülkeleri arasında işgücünün serbest dolaşımına ilişkin gelişmeler ile birlik üyesi ülkeler başta olmak üzere gelişmiş ülkelerin ve uluslararası kuruluşların istihdam kurumlarının görev ve faaliyetlerine ilişkin çalışmaların izlenmesi, bunlara paralel olarak ülkemiz işgücü piyasasının ihtiyaçlarına cevap verecek çalışmaların yapılması; ikili işgücü ve sosyal güvenlik anlaşmaları ile kurumu ilgilendiren diğer anlaşmaların uygulanmasına ilişkin gelişmelerin değerlendirilmesi, çalışma hayatı, istihdam, işsizlik, aktif ve pasif işgücü programları, işgücünün yapısı ve meslekî niteliğinin geliştirilmesi konuları ile ilgili olarak kurumu ilgilendiren yabancı mevzuatın taranıp incelenmesi ve yurt dışı istihdam hizmetlerinin geliştirilmesine ilişkin olarak araştırmalar yapılması kurumun faaliyetleri içerisinde bulunmakta ve bütün bu faaliyetler yabancı ülkelerle sürekli bilgi alışverişinde bulunulmasını, gerektirmektedir.

Ekonomik ve sosyal alanda meydana gelen gelişmelere paralel olarak, yukarıda da izah edilmeye çalışıldığı üzere kurumun görev alanının da genişlemiş olması nedeniyle mevcut daire başkanlıklarına ilaveten,

  • Özel İstihdam Büroları Dairesi Başkanlığı,

  • Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı,

  • Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı,

adı altında üç yeni daire başkanlığının daha kurulması kararlaştırılmıştır. Tasarıda, özel istihdam bürolarının kurulması, çalışmaları ve denetimlerine ilişkin usul ve esaslar belirtilmiş olup, ayrıca İşsizlik Sigortası Kanunu ile kurulan İşsizlik Sigortası Daire Başkanlığına da Kurumun Daire Başkanlıkları arasında yer verilmiş, halen illerde Şube Müdürlüğü olarak faaliyet gösteren taşra birimleri İl Müdürlüğüne dönüştürülerek 12 Bölge Müdürlüğü ise kaldırılmıştır.

Kurumun, işverene ve işsize istenilen düzeyde hizmet sunabilmesi ve mevcut istihdam imkânlarını koruyabilmesi ve yeni istihdam imkânları yaratabilmesi için, bu hizmetleri yürüten personelin, konusunda ihtisaslaşması gerekmektedir. Bunu sağlamak için de, tasarıda “İstihdam ve Meslek Uzmanlığı”na kariyer meslek olarak yer verilmiştir.

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 0001:

Bu madde ile ülkemiz iş piyasasına etkin bir biçimde hizmet sunabilmesi için merkezi Ankara ve kısaca “İŞKUR” diye anılacak olan Türkiye İş Kurumunun kurulması öngörülmüştür. Kurum, 5448 sayılı Kanunla onanmış olan İş ve İşçi Bulma Servisi Kurulması Hakkında 88 sayılı ILO Sözleşmesi ve diğer Sözleşmeler ile değişen mevzuat gereği ve diğer ülkelerdeki emsal kuruluşlar dikkate alınarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Bağlı Kuruluşu olan Sosyal Güvenlik Kurumunun ilgili kuruluşu şeklinde, malî ve idarî bakımdan özerk, tüzel kişiliği haiz, kamu hizmeti yapan bir kurum olarak düzenlenmiştir. Kurumun yerine getirmekle yükümlü olduğu görevlerin, özel bir ihtisası gerektirmesi ve amacına uygun gerçekleştirilmesi, malî ve idarî yönden özerk, fertlerle olan münasebetlerinde özel hukuk hükümlerine tâbi olmasını zorunlu kılmaktadır. Kuruluşu, görevleri ve hukuki statüsü dikkate alınarak Kurum, Muhasebe-i Umumiye Kanunu, Devlet İhale Kanunu ve Sayıştay’ın vize, tescil ve denetimine tâbi tutulmamış, idarî, malî ve teknik bakımdan denetlenmesi Başbakanlık Yüksek Denetleme Kuruluna verilmiş, Kurumun malları ve alacaklarının hangi hükümlere tâbi olacağı belirtilmiştir. Maddede ayrıca kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memur, sözleşmeli ve geçici personelin bu Kanuna tâbi olmayacağı hususuna açıklık getirilmiştir.

Madde 0002:

Maddede bu Kanunda geçen tanımların açıklaması yapılmıştır.

Madde 0003:

Gelişen ve değişen dünya koşullarına uygun olarak ülkemizde ekonomik ve sosyal alanlardaki değişme ve gelişmelere katkıda bulunmak amacıyla dinamik bir iş kurumunun üstlenmesi gereken görevler bu maddede düzenlenmiş; istihdamın korunması, geliştirilmesi ve işsizliğin önlenmesi için uygulanacak aktif işgücü piyasası politikalarına yer verilmiştir.

Madde 0004:

Bu maddede; batı iş kurumlarında olduğu gibi katılıma dayalı bir yönetim biçiminin gereği olarak, Genel Müdürlüğün yanında Genel Kurul, Yönetim Kurulu ve İl İstihdam Kurulları gibi işçi, işveren ve kamu temsilcilerinden oluşan organlar ihdas edilmiş, böylece hem uluslararası sözleşmelerde yer alan geniş kesimlerle işbirliği yapılması ilkesine uyulmuş, hem de Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulunun çeşitli yıllara ait raporlarında belirtilen önerilerin gereği yerine getirilmiştir.

Madde 0005:

Maddede, Genel Kurulun, belli sayıdaki işçi, işveren, kamu yönetimi temsilcilerinden oluşacağı, Genel Kurulun toplanma zamanı ve şekli ile, Genel Kurula Ankara dışından katılacak üyelerin harcırahlarının kendi kurum ve kuruluşlarınca verileceğine açıklık getirilmiş, ayrıca Genel Kurulun görev ve yetkileri de belirtilmiştir.

Madde 0006:

Türkiye İş Kurumunun yürütme organı olan yönetim Kurulunun oluşumu, görev ve yetkileri belirtilmiş, Yönetim Kurulu üyelerinde aranacak nitelikler, üyelerin görev süreleri ve görevden alınma şartları maddede esas altına alınmış ve Yönetim Kurulunun toplantı ve karar sayısı ile başkan ve üyelerine yapılacak ödemeler maddede ayrıca gösterilmiştir.

Madde 0007:

Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün: Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcıları ile merkez ve taşra teşkilatından oluşacağı hüküm altına alınmıştır.

Maddede ayrıca;

Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcılarının görevleri ile Genel Müdürün temsil yetkisi ve bu yetkinin devri konusu,

2477 sayılı Kanun doğrultusunda Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcılarının atanmalarında aranacak öğrenim şartı ve atama usulü ile 1. Hukuk Müşaviri, Teftiş Kurulu Başkanı ve Daire Başkanlarının atama usulleri,

Kurumda atama yetkisinin, ilk dört dereceli kadrolardaki görevler için Yönetim Kuruluna, diğer kadrolardaki görevler için ise Genel Müdüre ait olduğu,

hüküm altına alınmıştır.

Madde 0008:

Bu maddede Kurumun merkez teşkilatını oluşturan hizmet birimleri ile görevleri belirtilmiştir.

Madde 0009:

Kurumun otomasyona geçmekte olduğu göz önünde bulundurularak ve mevcut bürokratik işlemleri asgariye indirmek amacıyla taşrada koordinasyon hizmeti yürüten 12 Bölge Müdürlüğü kaldırılmakta, halen yürütme birimleri olan Şube Müdürlükleri ve Şefliklerden oluşan taşra teşkilatının İl Müdürlükleri, Şube Müdürlükleri ve Şeflikler olarak yeniden örgütlenmesi ve bu suretle, İl düzeyinde etkin ve süratli hizmet verecek güçlü bir yapıya kavuşturulması öngörülmektedir.

Madde 0010:

Bu maddede, 21.1.1946 tarih ve 4837 sayılı İş ve İşçi Bulma Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda yer alan Mahalli Danışma Komisyonları yerine Kurum organları arasına alınan İl İstihdam Kurullarının nasıl oluşacağı, toplantı zamanları ve İl İstihdam Kurulu üyelerinin görevleri açıklanmıştır.

Madde 0011:

Kurumun, merkez ve taşra teşkilatının her kademedeki yöneticilerinin sorumluluğu 3046 sayılı Kanunun 34 üncü maddesine uygun olarak belirlenmiş, ayrıca, Kurumun iş ve işçi bulmaya yaptığı aracılık dolayısıyla sorumlu tutulamayacağı, Yönetim Kurulu, Başkan ve üyeleri ile Kurum personelinin 765 sayılı Türk Ceza Kanununun uygulanması açısından memur sayılacağı belirtilmiştir.

Maddede ayrıca 3046 sayılı Kanunun 38 inci maddesine paralel olarak Genel Müdür ve her kademedeki yöneticilerin yetki devrine dair esaslar hüküm altına alınmıştır.

Madde 0012:

Kurumun daha önce tâbi olduğu 3460, 440 ve 2929 sayılı Kanunların yürürlükten kalkmış olması, yine Kurumun 233 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamenin kapsamı dışında kalması, öte yandan, 88 sayılı Uluslararası Sözleşmenin 9 uncu ve 1475 sayılı İş Kanununun 83 üncü maddesine istinaden iş ve işçi bulmaya ilişkin hizmetleri bir kamu görevi olarak yürütmesi karşısında, Kurum personelinin bu Kanun ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerine tâbi olacağı belirtilmiştir.

Öte yandan, Kurumun, Uluslararası Sözleşmeler, İş Kanunu ve bu Kanun hükümlerine göre istihdamın geliştirilip yaygınlaştırılması ve işsizlikle mücadele gibi ülke ekonomisi için hayatî önem taşıyan konularda üstlendiği görevlerin istenilen düzeyde yürütülmesini sağlamak, özellikle, Kurumun görevleri arasında bulunan iş piyasası araştırmaları, iş ve meslek analizleri, iş ve meslek danışmanlığı, işe yerleştirme, meslekî eğitim ve meslekî rehabilitasyon hizmetlerini istenilen düzeyde yürütebilmek için Kurumun ihtiyaç duyduğu özel ehliyet ve liyakata sahip personel açığı, oluşturulan İstihdam ve Meslek Uzmanlığı unvanı ile kapatılmak istenmiştir.

Böylece, hukuk düzenimizin bir kaynağını teşkil eden 88 sayılı Sözleşmenin 9 uncu maddesindeki amir hüküm doğrultusunda, kariyer esasına dayalı İstihdam ve Meslek Uzmanı adı altında nitelikli personelin Kurumda görev yapmasına imkân sağlanmış olmaktadır.

Kurumun merkez ve taşra teşkilatında sözleşmeli personel istihdam edilebilmesine imkân tanınmıştır.

Genel Müdürlükçe uygun görülen dört yıllık yüksek öğrenim yapmış personele, bütün özlük haklarından faydalanmak, maaş ve ödeneklerini almak kaydıyla Kurumun çalışmaları ile ilgili alanlarda master ve sertifika programına katılma imkânı tanınmıştır.

Kurumun Ankara dışındaki icra, takip ve dava işleri için Genel Hükümlere göre vekâlet akdi ile lüzum görülecek sayıda avukat çalıştırılabileceği esası getirilmiştir.

Maddede ayrıca, Kurum personeline fazla çalışma ücreti ve ikramiye verilmesi esası getirilmiştir.

Madde 0013:

Bu maddede, Kurumun gelirleri sayılmıştır.

Madde 0014 .. 0017:

Uluslararası alanda meydana gelen gelişmelere paralel olarak sürekli ve hızla değişen işgücü piyasasındaki işgücü taleplerinin süratle karşılanması ve işsizliğin azaltılması, uluslararası sözleşmelerin hayata geçirilmesi ve şu anda gayri resmî de olsa faaliyette bulunan danışmanlık firmalarının düzen ve disiplin altına alınarak denetlenebilmesi açısından Kurumun hizmetlerini tamamlar nitelikte özel istihdam bürolarının faaliyete geçirilmesini teminen bir yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulmuş ve söz konusu büroların kuruluşuna izin verilmesine, iznin yenilenmesine ve faaliyet ve denetimine ilişkin esaslar 96 sayılı ILO Sözleşmesi hükümleri doğrultusunda düzenlenmiştir.

Böylece Türkiye İş Kurumu’nun iş ve işçi bulmadaki aracılık tekelini gereği gibi kullanmasına olanak bulamamasından doğan sakıncalar giderilmiş, işgücü piyasasının ihtiyaçlarına cevap verilmiş ve Kurumun sınırlı da olsa rekabet içinde gelişmesine olanak sağlanmıştır.

Madde 0018:

Bu maddede engelli ve eski hükümlülere ilişkin para cezalarının Kuruma aktarılması ve kullanımına ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

Madde 0019:

Kamu ve özel kesim işyerlerine iş ve işgücü konularında, Kuruma bilgi verme zorunluluğu getirilmekte ve bu bilgilerin genel istihdam ve işsizlik sigortası çalışmalarından başka amaçla kullanılamayacağı ve açıklanamayacağı belirtilmektedir.

Ayrıca Kurumun idarî ve adlî merciler nezdindeki işlemlerinde belgelerinin geçerliliği ile ilgili ispat kolaylığı sağlamak amacıyla elektronik veya bilgi işlem ortamında işlem yapılması ve arşivleme esası getirilmiştir.

Madde 0020:

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ilgili maddelerinde değişiklik yapmak suretiyle İstihdamı ve Meslek Uzmanlarının emsali kariyer uzmanların faydalandıkları malî haklardan istifade etmelerine imkân tanınmaktadır.

Madde 0021:

Maddede, Genel Kadro ve Usulü Hakkındaki 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 1475 sayılı İş Kanununda ve diğer mevzuatta geçen İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğü ibaresinin Türkiye İş Kurumu olarak değiştirileceği belirtilmiştir.

Madde 0022:

14-15-16-17 nci maddelerdeki düzenlemeye paralel olarak 1475 sayılı İş Kanununun 2869 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi ile değişik 85 inci maddesinin 2 nci fıkrası yeniden düzenlenmiştir.

Madde 0023:

Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin olarak düzenlenecek yönetmelikler açıklanmıştır.

Geçici Madde 0001:

a) Bu Kanun uyarınca yapılacak düzenlemeler nedeniyle, kadro, unvan, sınıf ve derecesi kaldırılan veya değiştirilen personelin tüm malî ve sosyal hakları konusunda uygulanacak esaslar, kadro ve görev unvanları değişmeyenlerin atanmasına ilişkin usuller bu maddede belirtilmiştir.

b) Bu madde ile Kanunun yayımlandığı tarihte en az dört yıllık yüksekokul mezunu Kurum personeli için bir defaya mahsus olmak üzere ÖSYM tarafından yapılacak yazılı, Genel Müdürlükçe oluşturulacak komisyon tarafından yapılacak sözlü sınavda başarılı olanların İstihdam ve Meslek Uzmanlığı kadrolarına, Kurumda en az üç yıllık hizmet süresini tamamlamamış olanların İstihdam ve Meslek Uzman Yardımcılığı kadrolarına atanacakları, yapılan bu sınavın yeterlik sınavı yerine geçeceği esası getirilerek Kurum personeline ayrı bir imkân tanınmıştır.

c, d) Bu Kanun ile yeniden düzenleme yapılıncaya kadar birimlerin görevlerinin nasıl yapılacağı, bu kanunda öngörülen yeni Yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar mevcut Tüzük ve Yönetmeliklerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı ve Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu yürürlüğe girinceye kadar Genel Kurula katılacak Kurum çalışanlarının Bakan tarafından belirleneceği esasa bağlanmıştır.

e) Bu Kanun ile İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğü Türkiye İş Kurumu olarak yeniden düzenlendiğinden, İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğüne ait kadrolar ile taşınır ve taşınmaz mallar ve hakların Türkiye İş Kurumu’na devredildiği belirtilmiştir.

f) Kurumun ilk Genel Kurul toplantısının altı ay içinde yapılacağı belirtilmiştir.

Madde 0024:

Bu Kanunun yürürlüğe girmesiyle 21.1.1946 tarih ve 4837 sayılı İş ve İşçi Bulma Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile ek ve değişikliklerinin yürürlükten kaldırıldığı belirtilmiştir.

Madde 0025 .. 0026:

Bu Kanunun yürürlük tarihi ile yürütme mercii belirtilmiştir.

Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu

T.C.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
Esas No 1/297
Karar No 1
17.01.2003

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca 19.12.2002 tarihinde Esas Komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonuna, Tali Komisyon olarak da Komisyonumuza havale edilen "Türkiye İş Kurumu Kanunu Tasarısı" Komisyonumuzun 26.12.2002 tarihinde yaptığı 2 nci birleşiminde gündeme alınmıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı başkanlığında yapılan toplantıda konunun daha ayrıntılı bir şekilde ele alınarak olgunlaştırılması ve gerekli düzenlemelerin yapılabilmesini sağlamak amacıyla bir alt komisyon kurulmasına karar verilmiştir.

Adalet ve Kalkınma Partisinden Çorum Milletvekili Agah Kafkas, Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, İstanbul Milletvekili Lokman Ayva ve Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi ile Cumhuriyet Halk Partisinden Ankara Milletvekili Bayram Meral ve Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'in seçildiği alt komisyon, başkanlığına Çorum Milletvekili Agah Kafkas'ı seçerek çalışmalarına başlamıştır. Alt komisyon 14.1.2003, 15.1.2003 ve 16.1.2003 tarihlerinde yaptığı toplantılarında İş-Kur temsilcileri ile çalışma hayatının sosyal tarafları olarak bilinen TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, TİSK ve İşçi Emeklileri Dernek temsilcilerini de dinlemiştir.

Alt Komisyon yaptığı çalışmalarda ilgililerin görüş ve değerlendirmeleri sonunda yeni bir metin düzenleyerek Komisyon Başkanlığına sunmuştur.

Komisyonumuz bu defa;

16.1.2003 tarihinde yaptığı 3 üncü birleşiminde Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Adalet ve Maliye Bakanlıkları ile İş-Kur Genel Müdürlüğü ve çalışma hayatının sosyal taraflarının temsilcilerinin katılımlarıyla söz konusu tasarıyı yeniden gündemine almıştır. Komisyonumuz yapmış olduğu bu birleşiminde alt komisyon tarafından hazırlanan yeni metnin esas alınarak görüşülmesine karar vermiştir.

Bu anlamda alt komisyon tarafından hazırlanan ve Komisyonumuz tarafından da benimsenen bu yeni metin ile,

İş-Kur Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının "bağlı kuruluşu" olmak üzere yeniden düzenlenmiş,

Kurumun görevlerinde bazı yeni düzenlemeler eklenerek ve redaksiyona tabi tutularak bazı sadeleştirmeler de yapılmış,

Genel Kurulun oluşumundaki üye sayısı 50 üyeden 80 üyeye çıkarılmış ve toplantı süresinin de iki yıla indirilerek, görevler yeniden düzenlenmiş,

Yönetim Kurulu üyelerinin ücretleri yeniden düzenlenmiş ve görevleri de sadeleştirilmiş,

Ana hizmet birimlerinden, Özel İstihdam Dairesi Başkanlığı ile Dış İlişkiler ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanlıkları kaldırılarak diğer uygun daire başkanlıkları içinde yer verilmiş,

Yardımcı Hizmet Birimlerinden Muhasebe ve Mali İşler Dairesi Başkanlığı ile İdari İşler Dairesi Başkanlığı birleştirilmiş,

Yönetmeliklerle düzenlenebilir gerekçesi ile daire başkanlıklarının görevleri tasarıdan çıkarılmış,

Özel İstihdam Bürolarına yurt dışına işçi gönderebilme yetkisi de verilmiş,

Bilgi verme ve gizlilik maddesine cezai müeyyide eklenmiştir.

Ayrıca Tasarıya,

Kurum personeline ek ödeme verilmesine ilişkin hüküm de eklenmiş,

Geçici madde yeniden düzenlenmiş ve sözleşmeli personelin kadroya atanmasına ilişkin hüküm metinden çıkarılmış,

Yürürlükten kaldırılan mevzuat ve yürürlük maddesi yeniden düzenlenmiştir.

Raporumuz Plan ve Bütçe Komisyonuna sunulmak üzere arz olunur.

Karşı Oy

Sağlık, Aile, Çalışma Ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanlığına

Türkiye İş Kurumu Kanun Tasarısıyla ilgili olarak alt komisyonca hazırlanan 6. Maddenin 2. Bölümünde yer alan “Toplantılara iştirak eden Yönetim Kurulu Başkan ve Üyelerinden, Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcısı dışındaki üyelerine, Yönetim Kuru üyesi kadrosunun karşılığı olan aylık ve diğer ödemeler, Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcısı üyelerine ise bu görevleri nedeniyle 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 34 üncü maddesine göre Kamu İktisadî Teşebbüsleri Yönetim Kurulu Başkan ve Üyelerine ödenen miktarlarda ilave aylık ücret verilir.” şeklindeki öneriyi kabul etmiyorum.

Hükümet, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıları gerekçe göstererek, hem asgarî ücret tespitinde hem de memur zammında oldukça ketum davranmıştır. Yine aynı gerekçelere dayanılarak, çalışanların hakettikleri zorunlu tasarruflar ödenmemektedir.

Bu tasarıda belirlenen ücret ıskalası ile böyle bir tasarruf düşüncesi olmadığı anlaşılmaktadır. Yönetim Kurulu üyelerine verilmesi düşünülen ücret, özellikle de Genel Müdür ve Yardımcılarına verilmesi düşünülen ilave yüksek ücret, yeni bir ayrıcalıklı kurum oluşturulduğu izlenimini doğurmaktadır. Bu nedenle Toplantıya iştirak eden yönetim kurulu başkan ve üyelerine tasarıda teklif edilen “ücret” değil daha hakkaniyetli olduğunu düşündüğümüz “huzur hakkı” ödemesi yapılmasını ve bu huzur hakkının yıllık Tüketici Enflasyon oranında arttırılmasını öneriyorum.

Türkiye İş Kurumu Kanun Tasarısının İkinci Kısım Birinci bölümünde yer alan “Özel İstihdam Büroları” başlığı altında getirilen düzenlemenin ve devamındaki maddelerin tümüne Anayasamızın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez ilkelerinden olan sosyal devlet ilkesine aykırılığı yönünden muhalefet şerhi koyuyorum.

Ayrıca, emeğin adeta köle gibi alınır satılır duruma gelmesine yol açacak olan böyle bir uygulamaya İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 4 üncü maddesinde yer alan “Hiç kimse kölelik veya kulluk altında bulundurulamaz, kölelik ve köle ticareti her türlü biçimde yasaktır” ilkesine aykırılığı, dolayısıyla İnsan Hakları kavramını, nitelikleriyle birlikte benimseyen Anayasamızı da ihlal etmesi yönünden de karşı olduğumu beyan ederim.

17.1.2003


Enver Öktem
İzmir

Karşı Oy

Birinci Maddenin “Kurumun malları, alacakları, banka hesapları 9.6.1932 tarih ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile 1.3.1926 tarih ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu bakımından Devlet malı hükmünde olup haczedilemez, alacakları da devlet alacağı derecesinde imtiyazlıdır. Kurum malları hakkında İcra ve İflas Kanununun iflasa ilişkin hükümleri uygulanmaz.” hükmü Anayasanın Eşitlik, Sosyal Hukuk Devleti ilkelerine ve Hukukun Üstünlüğü prensibine aykırıdır.

Şerif Birinç
Bursa

Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu

T.C.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Plan ve Bütçe Komisyonu
Esas No 1/297
Karar No 28
28.05.2003

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Çalışma Bakanlığınca hazırlanarak, Bakanlar Kurulunca 21 inci Yasama Döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan "Türkiye İş Kurumu Kanunu Tasarısı" Komisyonumuzca yapılan çalışmalar sonucunda Genel Kurul Gündeminde Sıra Sayısı 675 olarak yer almış, ancak Türkiye Büyük Millet Meclisinin erken genel seçimlerle yenilenmesi nedeniyle, İçtüzüğün 77 nci maddesi gereğince sözkonusu tasarı kadük olmuştur. Bu defa, aynı Tasarı 58 inci Hükümet tarafından 11.12.2002 tarihinde yenilenerek, Başkanlıkça 19.12.2002 tarihinde tali komisyon olarak "Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna" esas Komisyon olarak da Komisyonumuza havale edilmiştir. Sözkonusu tasarı, Komisyonumuzun 23.01.2003 tarihinde yapmış olduğu 10 uncu birleşiminde, Hükümeti temsilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ve ilgili sosyal güvenlik kuruluşları temsilcilerinin katılımlarıyla incelenip, görüşülmüştür.

Bilindiği gibi; istihdam ve işsizlik konusu, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ortak sorunudur. Bu sorunun toplumsal ve ekonomik yansımaları, hemen her ülkenin ekonomi politikalarından sorumlu kurumlarını istihdamı geliştirme ve işsizliği azaltma konusunda önlemler almaya zorlamıştır. Günümüzde, gelişmiş ekonomilere sahip batı ülkelerinde işgücünün istihdamından sorumlu iş kurumları; işe yerleştirme, işgücüne vasıf kazandırma, işbaşında eğitim, mesleğe yöneltme, iş ve meslek danışmanlığı, iş yaratma tedbirleri, iş kurmaya destek ve yardım sağlama, işgücü piyasasını izleme ve bu piyasada düzenleyici rol oynama, mesleki rehabilitasyon tedbirlerinin uygulanması ve işsizlik sigortası uygulaması yolu ile istihdamın geliştirilmesi ve işsizliğin sınırlanması konusunda önemli görevleri yerine getirmektedirler.

Ülkemizde, 1946 yılından beri iş ve işçi bulma hizmetleri bir kamu kurumu olan İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğünce yürütülmektedir. Bu Kurum, batı ülkelerindeki benzer kurumların fonksiyonları dikkate alındığında, iş piyasasının ülke çapında ve belli bir plan çerçevesinde etkin bir şekilde düzenlenmesini gerçekleştirememiştir. Kurum, iş ve işçi bulma aracılığı faaliyetlerine ilişkin birtakım formaliteleri yerine getirmeye çalışan bir kuruluş haline dönüşmüştür. Bu nedenle, Kurumun, yasal görevleri bakımından batıdaki benzer iş kurumlarından büyük bir farklılığı bulunmamakla beraber, yürütülen hizmetlerin kapsamı, etkinliği ve yaygınlığı açısından bakıldığında, büyük ölçüde modernize edilmeye ve çağdaş bir yapıya kavuşturulmaya ihtiyacı bulunmaktadır.

İş ve İşçi Bulma Kurumunun batıdaki iş kurumlarına benzer hale getirilmesi yanında, Avrupa Birliğine uyum süreci ve ciddi boyutlara ulaşmış bulunan yapısal işsizlik sorunuyla mücadele açısından 29.6.2000 tarihli ve 4588 sayılı Yetki Kanununa dayanılarak, İş ve İşçi Bulma Kurumunun yerine işgücünün, etkin ve verimli bir şekilde istihdamına yönelik kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip, Türkiye İş Kurumu kurulmasını öngören 617 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, 4.10.2000 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ancak, 617 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, Yetki Kanununun Anayasaya aykırı görülerek iptal edilmesinden dolayı, Anayasal dayanaktan yoksun kalması nedeniyle Anayasa Mahkemesinin 8.11.2000 tarihli ve 2000/36 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi; Kanun Hükmünde Kararnamenin iptal edilmesi ile ortaya çıkacak hukuksal boşluğun kamu yararını ihlal edici nitelikte olacağını dikkate alarak, Anayasanın 153 üncü maddesi ile 2949 sayılı Kanunun 53 üncü maddesi hükümleri çerçevesinde, iptal kararının Resmi Gazetede yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir. Söz konusu süre içerisinde yasal düzenlemelerin gerçekleştirilememesi nedeniyle ortaya çıkan hukuksal boşluğun giderilebilmesi için Tasarının öncelikle değerlendirilmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır.

Tasarı ve gerekçesi incelendiğinde;

  • Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı olarak kurulan Sosyal Güvenlik Kurumunun ilgili kuruluşu olarak özel hukuk hükümlerine tabi, tüzel kişiliği haiz, idari ve mali özerkliğe sahip Türkiye İş Kurumunun kurulmasının,

  • Türkiye İş Kurumunun, gelişen ve değişen dünya koşullarına uygun olarak istihdamın korunması, geliştirilmesi ve işsizliğin önlenmesi için uygulanacak aktif işgücü politikalarını yürütmesinin,

  • Kurumda, katılıma dayalı bir yönetim biçiminin oluşturulması amacıyla; işçi, işveren ve kamu temsilcilerinden oluşan Genel Kurul, Yönetim Kurulu ve İl İstihdam Kurullarının kurulmasının,

  • Kurumun taşra teşkilatının il düzeyinde etkin hale getirilmesinin,

  • Uluslararası alanda meydana gelen gelişmelere paralel olarak sürekli ve hızla gelişen işgücü piyasasında, işgücü taleplerinin süratle karşılanabilmesi amacıyla Özel İstihdam Bürolarının faaliyete geçme, çalışma esas ve usullerinin düzenlenmesinin,

Amaçlandığı anlaşılmaktadır.

Komisyonumuzda Tasarının tümü üzerinde yapılan müzakerelerde;

  • Kurumun teşkilat yapısı ve fonksiyonları doğrultusunda yürütülmesi öngörülen hizmetlerin bir kısmının bazı kamu kurumları tarafından yürütüldüğü, bu nedenle hizmet çakışmalarının önlenmesi gerektiği,

  • Devletin teşkilat yapısını genişletici yeni yapılanmalardan ziyade ihtiyaç duyulan hizmetlerin özel sektör tarafından karşılanması ve bu doğrultuda Özel İstihdam Bürolarının teşvik edici ve geliştirici bir anlayışla desteklenmesinin gerektiği,

  • Özel İstihdam Büroları tarafından sağlanan iş olanaklarının, taşeronlaşma, sendikasızlaştırma, adil olmayan ücret ve ağır çalışma koşulları gibi uygulamalara neden olabileceği, bu nedenlerle sosyal devlet ilkesine uymayan bir anlayışla çalışma barışını zedeleyebilecek konularda gerekli önlemlerin alınmasına ihtiyaç olduğu,

  • İşsizlik olgusunun sanayi ve hizmet sektörlerinde alınması gereken ciddi önlemler sonucu azaltılabileceği ve bu anlayış doğrultusunda Kurum ile Devlet Planlama Teşkilatı arasındaki işbirliğinin önemli olduğu,

  • İşsizlik ve eksik istihdam oranlarına ilişkin resmi açıklamaların, ekonomik ve sosyal gerçekleri yansıtması gerektiği,

  • Tasarının, diğer sosyal güvenliğe ilişkin tasarılarla birlikte ele alınması ve konunun bütün yönleriyle görüşülmesi amacıyla bir alt komisyon kurulmasının yararlı olacağı,

Şeklindeki görüş ve eleştirileri müteakip, Hükümet adına yapılan tamamlayıcı açıklamalarda ise;

  • İşsizlik ve eksik istihdam oranlarının yüksekliğinin yanısıra, kayıt dışı istihdamın yaygınlığı, tarımda istihdam edilenlerin çalışma nüfusu içinde önemli bir yer tutması, istihdam edilenlerin ve işsizlerin eğitim düzeyinin düşüklüğü, çocuk ve yabancı kaçak işçi kullanımının ülkemizin ekonomik ve sosyal açıdan en önemli sorunlarını oluşturduğu,

  • Sözkonusu sorun ve ihtiyaçlar nedeniyle, ekonomi politikalarının yanısıra, işgücü piyasasının kurumsal ve işlevsel açıdan etkin bir yapıya kavuşturulmasının önemli olduğu,

  • Avrupa Birliği ve Uluslararası Çalışma Teşkilatı norm ve standartlarının ulusal mevzuatımıza kazandırılmasının, ülkemizin ekonomik ve sosyal gelişimine önemli katkılar sunacağı,

  • İşe yerleştirme ve işgücünün eğitsel ve mesleki niteliğini yükseltmesi ve işgücü piyasasının değişen ihtiyaç ve koşullar doğrultusunda düzenlenmesini sağlayacak olan demokratik ve katılımcı bir yapıya sahip Türkiye İş Kurumunun kurulmasının, gerek uluslararası standartlara ulaşma, gerekse ciddi yapısal sorunlarla mücadele açısından büyük önem taşıdığı,

  • Sosyal güvenlik ve genel sağlık sigortası alanlarının, yasalaşma sürecinden önce başta siyasal partiler, sivil toplum örgütleri olmak üzere toplumun tüm kesimlerinde konunun ayrıntılı bir şekilde tartışılıp olgunlaştırılacağı,

  • Türkiye İş Kurumunun teşkilat yapısını düzenleyen Tasarı ile diğer sosyal güvenliğe ilişkin tasarıların ayrı ele alınabileceği, Kurumun teşkilatını düzenleyen Kanun Hükmünde Kararnamenin iptal edilmesi nedeniyle yasal dayanağının kalmaması sonucu kurum tasarruflarının hukuk alanında tartışmalı sonuçlar doğurabileceği,

  • Özel İstihdam Bürolarına ilişkin düzenlemenin, Uluslararası Çalışma Teşkilatı ile 1951 yılında imzalanmış olan 96 sayılı sözleşme paralelinde bir içeriğe sahip olduğu ve ulusal mevzuatımıza sözkonusu norm ve standartları kazandırmamızın Avrupa Birliği tam üyelik sürecine önemli katkılar sağlayacağı,

İfade edilmiştir.

Bu görüşmeleri müteakip, konunun daha ayrıntılı bir şekilde incelenebilmesini teminen bir alt komisyon kurulmasına ve alt komisyon çalışmalarını takiben görüşmelere devam edilmesine karar verilmiştir.

Alt Komisyon 4.3.2003, 3.4.2003, 16.4.2003, 17.4.2003, 28.4.2003 tarihlerinde yaptığı çalışmalarına Kurumun Genel Müdürü'nün Türkiye İş Kurumunu tanıtıcı mahiyette sunduğu brifing ile başlamıştır. Brifing'de;

  • Ülkemizin genç nüfus yapısına sahip olduğunu, bu nedenle kısa dönemde işgücü piyasasına girmesi beklenen çalışabilir nüfusun beklenenden fazla olacağını,

  • İşgücü piyasasında kadının istihdam içinde düşük paya sahip olduğu, çalışabilir nüfusun eğitim düzeyinin düşük olduğu, ayrıca istihdamın sektörel dağılımı içinde tarımın ağırlığının yüksek olduğu, kentlere göçün önlenmesi açısından yöresel sanayilerin kurulmasının önemli olduğu,

  • Eğitimli gençlerin işsizlik oranlarının yüksekliği, kayıt dışı istihdam, yabancı kaçak istihdam, çocuk istihdamı, ekonomik bağımlılık oranının yüksekliği meslekî eğitimin yetersizliği gibi konuların istihdamın başlıca sorunları arasında yer aldığı,

  • Küreselleşme sürecinde beşeri sermayenin fiziki sermayeden önemli olduğu, bu nedenle kariyer danışmanlığı ve işgücü mobilitesini artırmanın önemli olduğu,

  • Meslekî eğitimin teşvikinin ve işgücü piyasasının modernleştirilmesinin gerektiği,

  • Ulusal programda kısa vadeli öncelikler kapsamında Kurum yasasının çıkarılacağının taahhüt edildiği,

  • Türkiye İş Kurumunun, iş ve işçi bulmaya aracılık hizmetleri, piyasayı düzenleme, işgücü piyasasında bilgi sisteminin oluşturulması, işsizlik sigortası, aktif ve pasif işgücü politikaları gibi konularda öncülük görevinin bulunduğu,

  • 1946 tarihinde kurulan İş ve İşçi Bulma Genel Müdürlüğü'nün geçen süre içinde, mevcut yapısıyla, işgücü piyasasında yaşanan gelişmeleri izlemek ve gerekli hizmeti sunma noktasında yetersiz kaldığı,

  • Kurumun izin ve denetimleri çerçevesinde özel istihdam bürolarının kurulması gerektiği, bu büroların yönetmelikle belirlenecek meslekler ve üst düzey yöneticiler hariç, iş arayanlardan hiçbir menfaat temin edemeyeceği, ayrıca sigortasız işçi çalıştırmaya yönelik anlaşmalar yapamayacağı, bunun aynı zamanda Uluslararası Çalışma Teşkilatı'nın 96 sayılı sözleşmesinin de gereği olduğu,

İfade edilmiştir.

Bu defa Komisyonumuzun 7.5.2003 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu ile Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ve Devlet Personel Başkanlığı temsilcilerinin de katılımlarıyla yapmış olduğu 41 inci birleşiminde, Alt Komisyon tarafından hazırlanan metin üzerinde görüşmelere geçilmiştir.

Metnin;

  • 1 inci maddesi; birinci fıkrasının Türkiye İş Kurumunun istihdamın korunmasına, geliştirilmesine yaygınlaştırılmasına ve işsizliğin önlenmesi faaliyetlerine yardımcı olmak ve işsizlik sigortası hizmetlerini yürütmek amacıyla kurulmasını teminen yeniden düzenlenmesi, dördüncü fıkrası, Kurumun Sayıştay tarafından denetlenebilmesi ve hesap alabilmesi için vize ve tescile ilişkin hükümler hariç 1050 sayılı Kanuna da tabi olmasını düzenleyecek şekilde redaksiyona tabi tutulması suretiyle,

  • 2 nci maddesi aynen,

  • 3 üncü maddesi; 1 inci maddenin birinci fıkrasında yapılan değişikliğe paralel olarak Kurumun görevlerinin de redaksiyona tabi tutulması suretiyle,

  • 4 üncü maddesi aynen,

  • 5 inci maddesi; üçüncü fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin 1 inci maddede yapılan değişikliğe paralel olarak redaksiyona tabi tutulması suretiyle,

  • 6, 7 ve 8 inci maddeleri aynen,

  • 9 uncu maddesi; ( c) fıkrasında, Kurumun görevleri ile ilgili 3 üncü maddenin (a) bendine paralellik sağlanması amacıyla, "Ulusal istihdam politikalarının oluşturulmasına ilişkin işlemleri yürütmek," hükmünün, "Ulusal istihdam politikalarının oluşturulmasına yardımcı olmak amacıyla çalışmalar yapmak," olarak değiştirilmesi suretiyle,

  • 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23 ve 24 üncü maddeleri aynen,

  • 25 inci maddesi; maddeye ekli cetvellerde yer alan "Daktilo" unvanının, "Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni" olarak değiştirilmesi suretiyle,

  • 26, 27, 28, 29, 30, 31 ve 32 nci maddeleri aynen,

  • 33 üncü maddesi; (b) bendinin, 18.4.1999 tarihli Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Genel Yönetmelik ile görevde yükselme esasları belirlendiğinden kamu kurum ve kuruluşları arasında uygulama birliğinin sağlanmasını teminen madde metninden çıkarılması ve takip eden bentlerin teselsül ettirilmesi suretiyle,

  • Geçici 1 ve 34 üncü maddeleri ile yürürlük ve yürütmeye ilişkin 35 ve 36 ncı maddeleri aynen,

Kabul edilmiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz olunur.

İŞ-KUR YASA TASARISI
KARŞI OY YAZISI

  1. Kurum; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili değil bağlı kuruluşu yapılmıştır. Bu durum, kurumun, özel hukuk hükümlerine tabi, tüzel kişiliğe haiz, idarî ve malî bakımdan “özerk” ve özel bütçeli kamu kuruluşu olmasını engelleyebilir.

  2. Çalışmak isteyene iş, çalıştırmak isteyene ise işçi bulma görevi öncelikle Kurumun olmalı, işgücü piyasası AB ülkelerinde olduğu gibi Kurumca izlenmeli ve denetlenmelidir. Ayrıca, bilindiği gibi iş ve işçi bulma faaliyetlerinin istismara açık yönleri vardır. Yurttaşlarımızın, yurtdışında, işçi simsarlarınca iş bulma vaadiyle dolandırılmaları olayları gündemden düşmemektedir. Bu nedenle son derece önemli bu kamu görevinde özel bürolara böylesine ağırlık verilmesi ülkemizdeki işsizliğin de boyutları dikkate alındığında, ortaya çok daha ciddi sorunlar çıkarabilir. Yapılan düzenlemeyle, kurumun etkin bir istihdam kurumu olarak yeniden yapılandırılması, personel ve donanım eksikliklerinin hızla giderilerek Avrupa’daki benzer hizmetleri sunan istihdam kurumları düzeyine çıkartılması amacı ön planda tutulması gerekirken, Yasa tasarısında Özel İstihdam Bürolarına, İş-Kur’un ana sorumluluğunu ve işlevini göz ardı edici bir anlayışla yer verilmiştir. Bu durum çağdaş sosyal devlet anlayışına uygun düşmemektedir.

    1. Kurumun görevleri arasında “d” bendinde belirtilen “özel istihdam büroları” ile ilgili görevler düzenlenmektedir. Özel İstihdam Büroları (ÖİB) genelde, kar motifinden hareket etmektedirler. Bu nedenle ilgi alanları, ağırlıklı olarak, istihdam edilme olanağı yüksek olan işgücü arzı ile sınırlı kalacaktır.

    2. ÖİB daha büyük piyasa payı elde etmek amacıyla hareket edecekler, böylece ÖİB arasında bir rekabet ortamının yaratılmasına neden olacaklardır. Bu durum ilk aşamada olumlu gibi gözükebilirse de, bir noktadan sonra işverenin işçi çıkarma veya değiştirme eğilimini artırabilir. Çünkü çıkarılan işçinin yerine daha eğitimlisinin, daha genç olanının rahatlıkla bulunması olanakları çoğalmaktadır. Öte yandan bu durum meslekî eğitim konusunda işletmelerin sorumluluk üstlenmesi gereğini de ortadan kaldırmaktadır. Eğitimin maliyeti işyerinden (şirketten) topluma kayacaktır. İşgücü piyasasındaki işgücü mobilitesinin artması ya da emek piyasalarının aşırı mobil hale gelmesi, ÖİB’nin potansiyel sermaye hacimlerinin artması anlamına gelecektir. Oysa işgücü piyasasındaki aşırı mobilite, çeşitli sosyo-ekonomik sorunları da beraberinde getirecektir.

    ÖİB, işgücü piyasası bilgilerinin sağlıklı toplanmasını engelleyici bir ortam yaratabilirler. Bu durum demokrasinin temel ilkelerinden olan “istihdamda fırsat eşitliği ve ayırım yapmama” ilkesine zarar verici uygulamalara neden olabilir.

    ÖİB’in serbestçe faaliyetle bulunduğu ülkelerde hükümetlerin, ÖİB’nin iyi niyetlerine inanmaları, güvenmeleri ve onlardan yararlanabilmeleri açısından, ÖİB’nin sicil kütüklerinin ne yazık ki bozuk olduğu ve bir türlü düzeltilemediği ortaya çıkmıştır.

  3. Çağdaş istihdam kurumlarının önemli görevlerinden biri de ülkede çalışmak isteyen yabancılara çalışma izni verilmesidir. Ülkemizdeki işgücü piyasasının önemli handikaplarının birisi de yabancı kaçak işçiliktir. Ülkemizde yaygın bir işsizlik olmasına rağmen bir milyonun üzerinde yabancı kaçak işçinin, iş gücü piyasasında bulunduğu tahmin edilmektedir. Türkiye’de yabancılara çalışma izni verilmesi görevi 4817 sayılı Yasayla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına verilmiştir. Çalışma İzinleri gelişmiş batı ülkelerinde, işgücü piyasasının özellikleri ve bu işgücünün ülkeden karşılanamaması durumu gözönünde bulundurularak, kamu istihdam kurumları tarafından verilmektedir. Bu nedenle, Ülkemizde de gelişmiş ülkelerde olduğu gibi (Almanya, İngiltere vb.) çalışma izninin, ilgili bakanlık ya da kamu kurum ve kuruluşlarının görüşü alınması kaydıyla, Türkiye İş Kurumu tarafından verilmesi gerekir. 4817 sayılı Yasada çalışma izninin verilebilmesi için işverenin bu meslekteki işgücünü Türkiye’deki yerli işgücü ile karşılayamadığını belgelemesi gerekmektedir. Bu belgeyi verecek kuruluş da, doğal olarak, kamu istihdam kurumu olan Türkiye İş Kurumu olmalıdır. Ayrıca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ülke çapında sadece 23 ilde teşkilâtı bulunmaktadır. Türkiye İş Kurumunun ise tüm illerde ve büyük ilçelerde teşkilâtı mevcuttur.

    Yapılan düzenleme ile yabancıların çalışma izni başvurularının ve değerlendirilmesinin tüm illerden yapılabilmesi mümkün olamayacak ve bürokratik işlemler yoğunlaşacaktır. Oysa ki, Türkiye İş Kurumunda mevcut olan organizasyon, düzeyi yeni bir başkanlık tesis edilmesine gerek bırakmadan, Kurumdaki işgücü piyasası verileri ve araştırmaları doğrultusunda çalışma izni verilip verilmemesi karar verilebilecek durumdadır.

  4. Çağdaş istihdam kurumlarının günümüzde en önemli görevleri, işgücü piyasası uyum programları ile istihdamın korunması ve geliştirilmesi için teşvik programları hazırlamak ve uygulamaktır. Bu programların finansmanı için önemli miktarda kaynak gerekmektedir. Bu kaynakların bir kısmı Dünya Bankası, Avrupa Sosyal Fonu vb. uluslararası kurum ve kuruluşlardan sağlanma imkânı olsa da ulusal kaynaklarında bu alanlara tahsisi işsizlikle mücadelede ve istihdamın korunması ve geliştirilmesinde son derece önemlidir. Gelişmiş batı ülkelerinde uygulanan bu tür programlar, işsizlikle mücadelede, son derece başarılı olmuştur. Ülkemizde de ekonomik ve sosyal bir sorun olan işsizlik, bu tür programların finanse edilmesi ve yaşam bulması ile azaltılabilecek ve ekonomik gelişmeye önemli katkılarda bulunacaktır. Bu konuda tasarının, ileride sorunlar yaratabilecek ciddi eksiklikler içerdiğini düşünmekteyiz.

  5. Tasarı, yeni ihdas edilen İstihdam ve Meslek Uzmanlığı Kadrolarına Kurumda çalışan ve şartları uyan personele bir defaya mahsus sınava girme ve bu kadrolara atanma imkânı sağlamamaktadır. Ayrıca Kurumda, 617 sayılı KHK’nin Anayasa Mahkemesince iptal edilmeden önce, görevde yükselme sınavı açılmış ve sonuçlanmıştır. Buna rağmen, sınavı kazananların atamaları yapılamamıştır. Değinilen eksikliklerin giderilmesi kurum personelinin moralitesini olumlu yönde etkileyeceği gibi, hakkaniyet ilkesi ile de uygun düşecektir.

  6. İş-Kur’un sorumluluğunu etkin ve verimli bir şekilde yerine getirilmesi için merkez ve Taşra kadro dağılımlarının ve normlarının optimal bir dengede olması gerekmektedir. Yasa tasarısında, taşradaki kadrolara nicel ve nitel yeteri ağırlığın verilmediği gözlenmektedir.

Yukarıda belirtilen gerekçeler çerçevesinde, kanun Tasarısına muhalifiz.

ALT KOMİSYON RAPORU

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA

Komisyonumuzun, 23.1.2003 tarihinde, Hükümeti temsilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ve ilgili Sosyal Güvenlik Kuruluşları temsilcilerinin de katılımlarıyla yaptığı 10 uncu birleşimde; 1/297 esas numaralı "Türkiye İş Kurumu Kanun Tasarısı" üzerindeki görüşmelere başlanmıştır.

Tasarının geneli üzerindeki görüşmeleri müteakip, konunun daha ayrıntılı bir şekilde incelenebilmesini teminen bir alt komisyon kurulmasına ve alt komisyon çalışmalarını takiben görüşmelere devam edilmesine karar verilmiştir.

Alt Komisyonumuz; çeşitli tarihlerde kanun tasarısı üzerinde yaptığı kapsamlı çalışmalarda;

  • İşsizlik sigorta primlerinin toplanması ve kullanılmasına ilişkin fonksiyonların, Sosyal Sigortalar Kurumu ve Türkiye İş Kurumu olmak üzere ayrı teşkilatlar tarafından yerine getirildiği, hizmetin etkin ve verimli işlemesi açısından bu konudaki görev dağılımının büyük önem taşıdığı,

  • İşsizlik ve istihdam konusunda Yerel Yönetimler, Çalışma Genel Müdürlüğü ve Türkiye İş Kurumu arasındaki görev dağılımı ve koordinasyonun sağlanmasının da dikkate alınması gerektiği,

  • Özel istihdam bürolarının mevcut işgücü piyasasını düzenleme konusunda önemli görevler yerine getirdiği ancak, kamunun etkin denetimleri çerçevesinde mevcut aksaklıklara çözüm getirilebileceği, istihdam bürolarının hukuki alt yapısının oluşturulmasında ülkemiz koşullarına uygun bir yapılanmaya ihtiyaç olduğu,

İfade edilerek, Kurumun bu temel hususlar çerçevesinde yapılandırılmasının uygun olacağı kanaatine varılmıştır.

Ayrıca, tasarının maddelerinin müzakeresine geçilmeden önce, ilgili sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini ifade etmelerine de imkân sağlanmıştır. İlgili sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür;

TÜRK-İŞ

  • Tasarıya genel olarak olumlu yaklaşıldığı,

  • 1946 yılında kurulan İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğü'nün günümüze kadar istenilen düzeyde işlevlerini yerine getiremediği,

  • İşsizlik sigortasının istihdam politikasının bir parçası olarak ele alınması gerektiği,

  • Sosyal tarafların katılımının önemli olduğu, bu çerçevede il istihdam kurullarının yetkilerinin yerel düzeyde istihdam alanlarını belirleyebilecek şekilde genişletilmesi gerektiği,

  • Özel istihdam bürolarının, kamunun etkin denetimi altında yasal bir çerçeveye kavuşturulması gerektiği, ayrıca hizmet alanlarının yurtiçi ile sınırlı tutulmasının yerinde olacağı buna karşılık, yurtdışına işçi gönderilmesi veya yabancı işçilerin çalışma izinlerinin Türkiye İş Kurumu tarafından verilmesi ve Milli eğitim politikaları belirlenirken istihdam boyutunun da değerlendirilmesi gerektiği,

HAK-İŞ

  • Avrupa Birliği'nde kurumsal ve hukuki düzenlemeler içinde istihdamın önemli yer tuttuğu,

  • Sosyal taraflarla birlikte Türkiye İş Kurumunun işgücü piyasasında yaşanan aksaklıkların giderilmesi açısından çok önemli görevler yerine getirebileceği,

  • İşsizlik sigortası fonunun önemli bir bölümünün meslek eğitimi için kullanılması gerektiği,

TİSK

  • Avrupa Birliği sosyal politika normlarının, yönlendirici özellikte olduğu, iş hukukuna ilişkin birkaç direktifin dışında, inisiyatifin ülkelere bırakıldığı,

  • Türkiye İş Kurumu'nun uluslararası normlar dikkate alınarak oluşturulması gerektiği,

  • İşsizlik sigortasının fon olmanın ötesinde, aktif istihdam işlevi bulunduğu,

  • İşsizlik sigortası fonunun esas harcamalarının eğitim amaçlı olduğu, kurumun teşkilatını düzenleyen bu tasarının yasalaşması ile fonun bu amacının işlerlik kazanacağı,

Şeklinde görüş ve düşünceler ifade edilmiştir.

Alt Komisyon; 4.3.2003, 3.4.2003, 16.4.2003, 17.4.2003, 28.4.2003 tarihlerinde ilgili kurumların temsilcilerinin de katılımlarıyla ve Türkiye İş Kurumu Genel Müdürünün bu konudaki gerek dünya uygulamaları gerekse taahhüt edilen uluslararası sözleşmeler ve ülke ihtiyaçları da dikkate alınarak, verdiği aydınlatıcı bilgilerin de katkıları ile yapmış olduğu, kapsamlı çalışmalar sonucunda, tali komisyon olan Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunun değerlendirmelerini de dikkate alarak tasarının maddelerinin görüşülmesine geçmiştir.

Tasarının;

  • 1 inci maddesi; ikinci fıkrası istisna hükmünün daha iyi ifade edilebilmesini teminen redaksiyona tabi tutulması, üçüncü fıkrası kurumun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bağlı kuruluşu olarak düzenlenmesi, dördüncü fıkrasının kurumun denetiminin Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu yerine Sayıştay'a verilmesinin düzenlenmesi suretiyle,

  • 2 nci maddesi "işsizlik sigortası fonu"nun tanımlar arasına alınması suretiyle,

  • 3 üncü maddesi, Kurumun görevlerinin daha açık ve sistematik bir şekilde ifade edilebilmesini teminen yeniden düzenlenmesi suretiyle,

  • 4 üncü maddesi aynen,

  • 5 inci maddesi; Genel Kurulun oluşumunda üye sayısının artırılması, temsilcilerin üç yıl yerine iki yıl için seçilmesi ve Genel Kurulun iki yılda bir toplanmasının temini, Genel Kurulun görevleri arasına işsizlik sigortası fonuna ilişkin fonksiyonların da dahil edilmesi, Genel Kurul kararlarının tüm kamu kurum ve kuruluşları için politika oluşturma ve uygulamalarında öncelikle dikkate alınmasını düzenleyen bir hükmün ilave edilmesi suretiyle,

  • 6 ncı maddesi; 4447 Sayılı Kanun ile oluşturulan İşsizlik Sigortası Fonunun Yönetim Kurulu ile Kurumun Yönetim Kurulunun birleştirilmesi ve Yönetim Kurulunda bulunan Genel Müdür Yardımcısı yerine Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan tarafından önerilecek bir temsilci ile Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonunca önerilecek bir üyenin yönetim kurulunun oluşumuna dahil edilmesi, yönetim kurulu üyelerinin eğitim ve kariyerlerinin yeniden belirlenmesi, Genel Müdürün bulunmadığı durumlarda Bakanlık temsilcisinin kurula başkanlık etmesini düzenleyen bir hükmün ilave edilmesi suretiyle,

  • Yönetim Kurulunun çalışma esaslarının, yetki devrinin ve diğer hususların yönetmelikle düzenleneceğine dair hükmün ilave edilmesi ve yönetim kurulunun görevlerinin metinde yapılan değişikliklere paralel olarak yeniden düzenlenmesi suretiyle,

  • 7 nci maddesi; birinci fıkrasının yeniden düzenlenmesi, ikinci fıkradaki atanma ile ilgili hükmün üçüncü fıkra olarak düzenlemesi ve metnin daha iyi ifade edilebilmesini teminen redaksiyona tabi tutulması suretiyle,

  • 8 inci maddesi; Kurumun merkez teşkilatının ilgili mevzuata göre yeniden düzenlenmesi,

  • Ana hizmet birimlerinin hizmetin gereğine uygun olarak yeniden oluşturulması ve görevlerinin de buna paralel olarak düzenlenmesi suretiyle ve 9 uncu madde olarak,

  • Danışma ve Denetim birimlerinin yeniden belirlenmesi ve görevlerinin metinde açıkça düzenlenmesi suretiyle, 10 uncu madde olarak,

  • Yardımcı hizmet birimleri ile bu birimlerin görevlerinin yeniden düzenlenmesi suretiyle ve 11 inci madde olarak,

  • 9 uncu maddesi, taşra teşkilatının gerekli görülen yerlerde şube müdürlükleri ve şeflikler kurulabilmesini düzenleyen hükmün, tali komisyonda benimsendiği gibi merkez nüfusu 100 bin ve üzerinde sosyal sigortalar kurumuna tabi çalışan 10 binin üzerinde bulunanlardan gerekli görülen ilçelerde şube müdürlüğü oluşturulabileceği şeklinde düzenlenmesi suretiyle, 12 nci madde olarak,

  • 10 uncu maddesi; İl İstihdam Kurulunun daha fonksiyonel çalışmasını teminen Valinin başkanlığında, Belediye Başkanı ve il müdürlerinin katılımını sağlayacak şekilde düzenlenmesi; görevlerinin ayrı bentler halinde düzenlenmesi suretiyle, 13 üncü madde olarak,

  • 11 inci maddesi; ikinci fıkrası, hükmün daha düzgün ifade edilebilmesini teminen redaksiyona tabi tutulması suretiyle ve 14 üncü madde olarak,

  • 12 nci maddesi; birinci fıkrası, kurum personelinin kanunda belirlenen hükümler dışında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olacağı şeklinde düzenlenmesi, sözleşmeli personel istihdamını düzenleyen ikinci fıkrasının metinden çıkarılması, vekalet akdi ile lüzum görülecek sayıda avukat çalıştırılmasını ve Hukuk Müşavirliklerinde görevli personele 1389 sayılı kanun hükümlerinin uygulanacağına dair bir hükmün ikinci fıkra olarak ilave edilmesi, dördüncü fıkrası ile düzenlenen istihdam ve meslek uzmanlarının çalıştırılması, mesleki sınava alınabileceklerin mezun oldukları okulların tadat edilmesi ve metnin daha iyi ifade edilebilmesi için redaksiyona tabi tutulması, master programına katılacak olan Kurum personeline 4 ay izin verilmesini düzenleyen beşinci fıkranın metinden çıkarılması, yedinci fıkrası ödenecek ikramiyelerin asgari ücretten az olamayacağı şeklinde düzenlenmesi suretiyle 15 inci madde olarak,

  • 13 üncü maddesi; birinci fıkrasının redaksiyona tabi tutulması, kurum hesap döneminin takvim yılı olduğunu düzenleyen hükmün metinden çıkarılması, kuruma ait gayrı menkullerin kira bedellerinin tespitinde uyulacak esasları düzenleyen bir hükmün metne ikinci fıkra olarak ilave edilmesi suretiyle, 16 ncı madde olarak,

  • 14 üncü maddesi; özel istihdam bürolarının daha rasyonel kriterler getirilerek kurumsallaşması amacıyla seçim sistemi getirilerek yeniden düzenlenmesi suretiyle, 17 nci madde olarak,

  • 15 inci maddesi; birinci fıkrasının yeniden düzenlenmesi, üçüncü fıkrasının redaksiyona tabi tutulması, dördüncü fıkrasının metinden çıkarılması suretiyle, 19 uncu madde olarak,

  • 16 ncı maddesi; madde başlığının özel istihdam bürolarının seçim esasına göre oluşturulmasına paralel olarak "iznin yenilenmemesi, iptali ve kararlara karşı itiraz" olarak değiştirilmesi ve madde metninde yapılan değişikliklere paralel olarak redaksiyona tabi tutulması suretiyle, 18 inci madde olarak,

  • 17 nci maddesi; birinci fıkrasına "yurtdışı iş ve işçi bulma faaliyetlerine ilişkin hizmet akitlerini Kuruma onaylatmayan özel istihdam bürolarına her bir hizmet akdi için yüz elli milyon lira," hükmünün (a) bendi olarak ilave edilmesi ve buna göre diğer bentlerin teselsül ettirilmesi bu bentlerde düzenlenen hükümlerle ilgili 15 günlük sürenin metinde açıkça ifade edilmesi ve idari para cezalarının miktarının günün koşullarına uygun hale getirilmesi, ikinci fıkrasında sulh hukuk mahkemelerine itiraz hükmünün idari yargı olarak yeniden düzenlenmesi suretiyle, 20 nci madde olarak,

  • Özürlü eski hükümlülere ilişkin para cezalarının Kuruma aktarılması ve kullanımını düzenleyen 18 inci maddesi; 1475 sayılı Kanundaki mevcut hükmün muhafaza edilmesi amacıyla metinden çıkarılmak suretiyle,

  • 19 uncu maddesi; "Bu maddeye aykırı davrananlar hakkında 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uygulanır." hükmünün tali komisyon metninde belirlenen şekliyle ilave edilmesi ve metnin redaksiyona tabi tutulması suretiyle ve 21 inci madde olarak,

  • 19 uncu maddenin ikinci fıkrası ile düzenlenen "Kurum işlemlerinin bilgi işlem ortamında yapılması ve arşivlenmesi" ile ilgili hükmün tali komisyon metninin aynen benimsenmesi suretiyle ve 22 nci madde olarak,

  • Kurumla ilgili muafiyetleri düzenleyen hükmün 23 üncü madde olarak ilave edilmesi suretiyle,

  • 20 nci maddesi; kanun yapma tekniğine uygun olarak redaksiyona tabi tutulması suretiyle 24 üncü madde olarak,

  • Çerçeve 21 inci maddesi; ekli kadro cetvellerinin hizmet ve ihtiyaçlar dikkate alınarak yeniden düzenlenmesi, hükmün kurumun mevcut hukuki durumu dikkate alınarak redaksiyona tabi tutulması, Kurumun adının diğer mevzuatta da değiştirilmesini sağlayan (b) fıkrasının metinden çıkarılması suretiyle, 25 inci madde olarak

  • Çerçeve 22 nci maddesi; madde çerçevesinin kanun yapma tekniğine uygun olarak redaksiyona tabi tutulması suretiyle 26 ncı madde olarak,

  • Sağlık, Aile Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu tarafından 4447 sayılı Kanunun 50, 51 ve 52 nci maddelerinde uygulamada ortaya çıkan tereddüt ve ihtiyaçların karşılanabilmesi amacıyla öngörülen değişikliklerin benimsenerek metne Çerçeve 27, 28, 29 ve 30 uncu maddeler olarak ilave edilmesi suretiyle,

Tasarıda yapılan düzenlemeler ile

  • 4447 sayılı Kanunla oluşturulan İşsizlik Sigortası Fonu'nun Yönetim Kurulu ile Kurumun Yönetim Kurullarının birleştirilmesine paralel olarak, ilgili Kanunun 53 üncü maddesini yeniden düzenleyen çerçeve 31 inci maddenin metne ilave edilmesi suretiyle,

  • 4447 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinin ikinci fıkrasında Anayasa Mahkemesi kararları çerçevesinde ihtiyaç duyulan değişikliğin yapılabilmesini teminen çerçeve 32 nci maddenin metne ilave edilmesi suretiyle,

  • 31 inci maddesi; Kurumun bu kanun ile ilgili olarak hazırlayacağı yönetmeliklerin kanunda belirlenen esaslar çerçevesinde hazırlanmasını teminen redaksiyona tabi tutulması suretiyle 33 üncü madde olarak,

  • Geçici 1 inci maddesi (b) bendinin redaksiyona tabi tutulması suretiyle ,

  • 24 üncü maddesi, 4837 sayılı Kanunun yürürlükten kaldırılan hükümlerinin yeniden düzenlenmesi suretiyle 34 üncü madde olarak,

  • Yürürlüğe ilişkin 25 inci maddesi, Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe girmesini teminen yeniden düzenlenmesi suretiyle, 35 inci madde olarak,

  • Yürütmeye ilişkin 26 ncı maddesi 36 ncı madde olarak aynen kabul edilmiştir.

Alt Komisyonumuz bu görüş ve değerlendirmeler çerçevesinde yaptığı çalışmalarını bir rapor ve metin halinde Komisyonumuza sunmaya karar vermiştir.

ALT KOMISYON KARŞI OY YAZISI

  1. Yasa tasarısında Özel İstihdam Bürolarına, İş-Kur’un ana sorumluluğunu ve işlevini göz ardı edici bir anlayışla yer verilmiştir. Bu durum çağdaş sosyal devlet anlayışına uygun düşmemektedir.

    1. Özel İstihdam Büroları (ÖİB) genelde kâr motifinden hareket etmektedirler. Bu nedenle ilgi alanları, ağırlıklı olarak, istihdam edilme olanağı yüksek işgücü arzı ile sınırlı kalmaktadır.

    2. ÖİB daha büyük piyasa payı elde etmek amacıyla hareket edecekler, böylece bir rekabet ortamının yaratılmasına neden olacaklardır. Bu durum işverenin işçi çıkarma veya değiştirme eğilimini artırabilir. Çünkü çıkarılan işçinin yerine daha eğitimlisinin daha genç olanının rahatlıkla bulunması olanakları çoğalmaktadır. Öte yandan bu durum meslekî eğitim konusunda işletmelerin sorumluluk üstlenmesi gereğini de ortadan kaldırmaktadır. Eğitimin maliyeti işyerinden (şirketten) topluma kayacaktır.

    3. İşgücü piyasasındaki işgücü mobilitesinin artması ya da emek piyasalarının aşırı mobil hale gelmesi, ÖİB’nin potansiyel sermayelerinin artması anlamına gelecektir. Oysa işgücü piyasasındaki aşırı mobilite çeşitli sosyo-ekonomik sorunları da beraberinde getirmektir.

    4. ÖİB, işgücü piyasası bilgilerinin sağlıklı toplanmasını engelleyici bir ortam yaratabilirler. Bu durum demokrasinin temel ilkelerinden olan “istihdamda fırsat eşitliği ve ayırım yapmama” ilkesine zarar verici uygulamalara neden olabilir.

    5. ÖİB’nin serbestçe faaliyette bulunduğu ülkelerde hükümetlerin ÖİB’ne güvenmeleri ve iyi niyetlerine dayanabilmeleri ve onlardan yararlanabilmeleri açısından, ÖİB’nin sicil kütüklerinin ne yazık ki bozuk olduğu ve düzeltilemediği ortaya çıkmıştır.

  2. İş-Kur’un sorumluluğunun etkin ve verimli bir şekilde yerine getirmesi için merkez ve taşra kadro dağılımlarının ve normlarının optimal bir dengede olması gerekmektedir. Yasa tasarısında, taşradaki kadrolara nicel ve nitel yeteri ağırlığın verilmediği gözlenmektedir.