|
5084 Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
|

06.02.2004 25365
|
|
Kabul Tarihi |
29.01.2004 |
|
5084 Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
( Genel Gerekçe )
|
|
T.C.
Başbakanlık
Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü
|
Sayı |
B.02.0.KKG.0.10/101-770/181 |
09.01.2004 |
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Maliye Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 3.12.2003 tarihinde kararlaştırılan “Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
R. Tayyip Erdoğan
Başbakan
Vergiler ve vergi teşvikleri, ekonomik ve sosyal politika araçlarının en önemlileri arasındadır. Diğer ülkelere bakıldığında, genel olarak eğilimin, teşvik uygulamalarının artık eski önemini kaybetmesi ve oldukça sınırlandırılması yönünde ise de, özellikle bölgesel teşviklerin hâlâ geniş ölçüde yer bulduğu ve küçük işletmelerin desteklendiği görülmektedir.
Ülkemizde de son yıllarda vergi istisna ve muaflıklarının daraltılması yönünde adımlar atılmış olup, Tasarıda bu eğilim serbest bölgelerde uygulanmakta olan vergileme rejiminde yapılması öngörülen düzenlemeler ile devam etmektedir.
Bölgesel teşvikler ise bugüne kadar istisna ve muaflıkların daraltılması eğiliminin dışında kalmıştır. Bu çerçevede Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin bazı illerinde ve kalkınmada öncelikli yörelerde yeni yatırım sahalarının açılması, buralarda yaşayan insanlarımız için iş ve istihdam imkânlarının artırılması, gelir dağılımının iyileştirilmesi ve diğer bölgelere olan göçün önlenmesi amaçlarıyla, 21.1.1998 tarihli ve 4325 sayılı Kanun yürürlüğe konularak söz konusu bölgelerde çeşitli vergi teşvikleri uygulanmıştır.
4325 sayılı Kanunla getirilen teşviklerin bazı olumlu etkileri görülmekle birlikte, beklenen sonuçlar alınamamıştır. Bu sonucun ortaya çıkmasında, söz konusu Kanunun yürürlükte bulunduğu dönemde, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşulların önemli ölçüde etkisi olmuştur.
4325 sayılı Kanunun amaçları bugün için de geçerli olup, bu amaçların gerçekleşmesinde yeni önlemler alınmasında zorunluluk vardır. Bu zorunluluğun gereği olarak hazırlanan bu Tasarıda GSYİH miktarı diğer illere göre düşük bazı illerde yeni vergi teşviklerinin uygulanması, enerji desteği sağlanması ve yatırımlara bedelsiz arsa ve arazi tahsis edilmesi öngörülmektedir.
Bu çerçevede Tasarıda;
- Yeni istihdam edilen personelin ücretlerinden kesilen gelir vergisi stopajının alınmamasını,
- Yeni istihdam edilen personelin sigorta primi işveren paylarının Hazine tarafından ödenmesini,
- Bedelsiz yatırım yeri tahsisini,
- Enerji desteğini,
öngören düzenlemeler yer almaktadır. Bu düzenlemelerle ilgili genel açıklamalar aşağıda özetlenmiştir.
1 inci maddede Kanunun amacı yer almaktadır. Maddede bölgesel teşviklerin amacı, vergi ve sigorta primi teşvikleri uygulamak, enerji desteği sağlamak ve yatırımlara arsa ve arazi temin etmek suretiyle yatırımları ve istihdam imkânlarını artırmak olarak belirlemiştir.
2 nci maddede bölgesel teşviklerin kapsamı, vergi teşvikleri ile ilave istihdam üzerindeki malî yüklerin indirilmesine yönelik teşvikler açısından fert başına GSYİH miktarları, bedelsiz arsa ve arazi temini açısından ise bu miktarlar ile kalkınmada öncelikli yöre kriteri esas alınarak belirlenmiştir.
3 üncü ve 4 üncü maddelerle yeni istihdama teşvik getirilmiş, istihdam edilen personele ilave olarak yeni istihdam edilen işçilerin gelir vergisi stopajının kısmen veya tamamen alınmaması, sigorta primi işveren hissesinin ise bir kısmının veya tamamının Hazine tarafından karşılanması öngörülmüştür.
5 inci madde ile kapsama dahil illerde yapılacak yatırımlara arsa veya arazi temin edilmesi öngörülmüştür.
6 ncı madde ile kapsama dahil illerde istihdam yaratan işletmelere enerji desteği sağlanması amaçlanmıştır.
Tasarıda yer alan iki madde 6.6.1985 tarihli ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununa göre kurulan serbest bölgelerde uygulanmakta olan vergileme rejimiyle ilgilidir. 3218 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle, serbest bölgelerde uygulanan süresiz ve sınırsız vergi teşviki kaldırılmaktadır. Ayrıca, serbest bölgelerde faaliyette bulunan mükelleflerin, geçiş döneminde yararlanabilecekleri vergi düzenlemeleri yapılmaktadır.
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN YATIRIMLARIN VE İSTİHDAMIN TEŞVİKİ İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİ-ŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARISI |
Madde 0001: Amaç
Bu Kanunun amacı; bazı illerde vergi ve sigorta primi teşvikleri uygulamak, enerji desteği sağlamak ve yatırımlara bedelsiz arsa ve arazi temin etmek suretiyle yatırımları ve istihdam imkânlarını artırmaktır.
Madde 0002: Kapsam
Bu Kanun;
- Vergi ve sigorta primi teşvikleri ile enerji desteği açısından Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca 2001 yılı için belirlenen fert başına gayri safi yurt içi hasıla tutarı 1500 ABD Doları veya daha az olan illeri,
- Bedelsiz arsa ve arazi temini açısından (a) bendindeki iller ile kalkınmada öncelikli yöreler kapsamındaki diğer illeri,
Kapsar.
Madde 0003: Gelir vergisi stopajı teşviki
31.12.2008 tarihine kadar uygulanmak üzere, 2 nci maddenin (a) bendi kapsamındaki illerde, 1.10.2003 tarihinden itibaren yeni işe başlayan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, bu işyerlerinde çalıştırdıkları işçiler ile 1.10.2003 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin bu tarihten önce ilgili idareye vermiş oldukları en son 4 aylık sigorta prim bordrolarında bildirdikleri işçi sayısına ilave olarak yeni işe aldıkları ve bu işyerlerinde fiilen çalıştırdıkları işçilerin ücretleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinin organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu iş yerleri için tamamı, diğer yerlerdeki iş yerleri için % 80'i, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden terkin edilir.
Terkin edilecek tutar, organize sanayi ve endüstri bölgelerindeki işyerlerinde yeni işe alınan işçi sayısı ile asgari ücret üzerinden ödenmesi gereken verginin çarpımı sonucu bulunacak tutarı, diğer yerlerdeki işyerlerinde yeni işe alınan işçi sayısı ile asgari ücret üzerinden ödenmesi gereken verginin çarpımı sonucu bulunacak tutarın % 80'ini aşamaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.
Madde 0004: Sigorta primi işveren paylarında teşvik
31.12.2008 tarihine kadar uygulanmak üzere, 2 nci maddenin (a) bendi kapsamındaki illerde, 1.10.2003 tarihinden itibaren yeni işe başlayan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, bu işyerlerinde çalıştırdıkları işçiler ile 1.10.2003 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin bu tarihten önce ilgili idareye vermiş oldukları en son 4 aylık sigorta prim bordrolarında bildirdikleri işçi sayısına ilave olarak yeni işe aldıkları ve bu işyerlerinde fiilen çalıştırdıkları işçiler için, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 72 ve 73 üncü maddeleri uyarınca prime esas kazançları üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin işveren hissesinin organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu iş yerleri için tamamı, diğer yerlerdeki iş yerleri için % 80'i Hazinece karşılanır.
Hazinece karşılanacak tutar, organize sanayi ve endüstri bölgelerindeki işyerleri için 506 sayılı Kanunun 78 inci maddesi uyarınca belirlenen kazanç alt sınırına göre hesaplanan işveren hissesi prim tutarını, diğer yerlerdeki işyerleri için 506 sayılı Kanunun 78 inci maddesi uyarınca belirlenen kazanç alt sınırına göre hesaplanan işveren hissesi prim tutarının % 80'ini aşamaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlıkça müştereken belirlenir.
Madde 0005: Bedelsiz yatırım yeri tahsisi
Bu Kanunun 2 nci maddesinin (b) bendi kapsamındaki illerde en az 10 kişilik istihdam öngören yatırımlara girişen gerçek veya tüzel kişilere; Hazineye, katma bütçeli kuruluşlara, belediyelere veya il özel idarelerine ait arazi veya arsaların mülkiyeti bedelsiz olarak devredilebilir. Ancak organize sanayi veya endüstri bölgelerinde yer alabilecek yatırımlar için bu bölgelerde tahsis edilecek boş parsel bulunmaması şartı aranır. Devre konu taşınmaz üzerindeki kamuya ait bina ve müştemilatı, 29.7.1970 tarihli ve 1319 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca binalar için arsa payı hariç hesaplanan vergi değeri üzerinden devredilir.
Devir konusu arazi veya arsaların, imar planları yoksa, bunların imar planları öncelikle yapılır.
İstihdam edilecek işçi sayısına, yatırımın faaliyete geçmesi tarihinden itibaren beş yıl süre ile uyulması zorunludur.
Devredilen arazi veya arsaların tapu kaydına; Hazinece, katma bütçeli kuruluşlarca, belediyelerce veya il özel idarelerince bedelsiz olarak devir olunduğu, devir amaç ve koşullarına, devir alan gerçek veya tüzel kişilerin uymak zorunda olduğuna dair şerh konulur. Bu madde kapsamında belirlenmiş şartlara uyulmuş olması kaydıyla, talep üzerine, tapu kaydındaki şerh terkin edilir. Devredilen arazi veya arsa üzerindeki toplam yatırımın yarısından fazlasının tamamlanmış olması ve yatırımcının talep etmesi halinde, devredilen arazi veya arsanın rayiç bedeli tahsil edilerek tapu kayıtlarındaki şerh terkin edilir.
Yatırımcının, bu madde kapsamında belirlenen şartlara uymadığının veya öngörülen sürede yatırımın tamamlanmadığının tespiti halinde, herhangi bir yargı kararı aranmaksızın taşınmaz, üzerindeki muhdesat ile birlikte Hazine, katma bütçeli kuruluşlar, belediyeler veya il özel idareleri adına kaydolunur.
Bu maddenin uygulanması ile ilgili istihdam, yatırıma başlama ve tamamlama süresi, devredilen taşınmazın teminat olarak gösterilmesi, miktar ve devir veya satış koşulları ile diğer usul ve esaslar Bakanlar Kurulu kararı ile çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.
Madde 0006: Enerji desteği
31.12.2008 tarihine kadar uygulanmak üzere, 2 nci maddenin (a) bendi kapsamındaki illerde, 1.10.2003 tarihinden itibaren, imalat sanayi, madencilik, hayvancılık (su ürünleri yetiştiriciliği ve tavukçuluk dahil), seracılık, soğuk hava deposu, turizm konaklama tesisi, eğitim veya sağlık alanında faaliyete geçen, fiilen ve sürekli olarak asgari 10 işçi çalıştıran işletmelerin elektrik enerjisi giderlerinin %20'si Hazinece karşılanır. Bu orana 10'dan sonraki her bir işçi için 0,5 puan eklenir. Hazinece karşılanacak oran organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu bulunan işletmeler için %50'yi, diğer alanlarda kurulu bulunan işletmeler için % 40'ı geçemez.
1.10.2003 tarihinden önce birinci fıkrada belirtilen konularda faaliyete geçmiş olan işletmeler, bu maddenin yürürlük tarihini müteakip 1.10.2003 tarihinden önce ilgili idareye vermiş oldukları en son 4 aylık sigorta prim bord-rolarında bildirdikleri işçi sayılarını fiilen ve sürekli olarak en az % 20 oranında artırmaları ve asgari 10 işçi çalıştırmaları koşuluyla % 20 oranında enerji desteğinden yararlanır. Bundan sonraki her bir işçi için destek oranı 0,5 puan artırılır. Yararlanılabilecek destek oranı organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu bulunan işletmeler için %50'yi, diğer alanlarda kurulu bulunan işletmeler için % 40'ı geçemez.
Fiilen ve sürekli olarak çalıştırılan işçi sayısının tespitinde, bir takvim yılının en az 3/4'ünde çalıştırılmış işçi sayısı esas alınır. Yıl içinde faaliyete başlanmış olması halinde, faaliyette bulunulan süre dikkate alınır.
Bu maddenin uygulanmasına yönelik asgari kapasiteleri belirlemeye Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığı, enerji giderlerinin iadesine ilişkin süreleri tespit etmeye, iadeyi nakden veya mahsuben yaptırmaya ve uygulamanın usul ve esaslarını belirlemeye Maliye Bakanlığı, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlık müştereken yetkilidir.
Çeşitli hükümler
Madde 0007:
Bu Kanunun uygulanmasında;
- 8.9.1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 4.1.2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine tâbi olan hizmet ve yapım işlerinin gerçekleştirilmesine yönelik faaliyetler hakkında 3, 4, ve 6 ncı madde hükümleri uygulanmaz.
- 21.1.1998 tarihli ve 4325 sayılı Kanunun mülga 8 inci maddesi kapsamında bedelsiz olarak tahsis edilen arazi veya arsalara istinat ettiği mevzuat hükümleri uygulanır.
- Mevcut ve faaliyette bulunan işletmelerin devredilmesi, birleşmesi, bölünmesi veya nevi değiştirmesi gibi haller 3, 4, ve 6 ncı maddelerin uygulamasında yeni işe başlama olarak değerlendirilmez.
- 4 aylık sigorta prim bordrolarında bildirilen işçi sayısı olarak, bordronun ilgili olduğu dönemin son ayına ilişkin işçi sayısı dikkate alınır. Kapsama dahil olan ve olmayan illerde bulunan işyerleri dolayısıyla birden fazla bordro verilmesi durumunda işçi sayısı olarak bu bord-rolardaki, 6 ncı madde uygulamasında ilgili işkolu veya sektörde faaliyet gösteren işletmelere ilişkin bordrolardaki, işçi sayısının toplamı dikkate alınır. Mevcut bir işletmenin kapatılarak değişik bir ad veya unvan veya bir iş birimi olarak açılması halinde, bu faaliyet ile ilgili olarak bu Kanun hükümleri uygulanmaz.
- Yönetim ve kontrolü elinde bulunduracak şekilde doğrudan veya dolaylı ortaklık ilişkisi bulunan şirketler arasında istihdamın kaydırılması, şahıs işletmelerinde işletme sahipliğinin değiştirilmesi gibi ek bir kapasite ve istihdam artışına neden olmayan, sadece teşviklerden yararlanmak amacıyla yapılan işlemler, bu Kanunla getirilen teşviklerden yararlanamaz.
- 4 üncü madde hükmüne göre Hazinece karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz, 6 ncı madde kapsamında Hazinece karşılanılan enerji giderleri, iadenin yapıldığı dönemde gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınır.
- Kamu işletmeleri hakkında 4 ve 6 ncı madde hükümleri uygulanmaz.
Madde 0008:
6.6.1985 tarihli ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 6. - Serbest bölgeler gümrük hattı dışında sayılır.
Bu bölgelerde gümrük ve kambiyo mükellefiyetine dair mevzuat hükümleri uygulanmaz.
Kullanıcıların tutmak zorunda oldukları defterler ile düzenleyecekleri belgelere ilişkin olarak, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun hükümlerine bağlı olmaksızın düzenleme yapmaya Maliye Bakanlığı yetkilidir.
İşleticiler ve kullanıcılar yatırım ve üretim safhalarında Bakanlar Kurulunca belirlenecek vergi dışı teşviklerden yararlandırılabilir."
Madde 0009:
3218 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"Geçici Madde 3. - Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanuna göre kurulan serbest bölgelerde faaliyette bulunmak üzere ruhsat almış mükelleflerin;
- Bu bölgelerde gerçekleştirdikleri faaliyetleri dolayısıyla elde ettikleri kazançları, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla faaliyet ruhsatlarında belirtilen süre ile sınırlı olmak üzere gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır. Bu istisnanın 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt bendi kapsamında yapılacak tevkifata etkisi yoktur.
- Bu bölgelerde istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler 31.12.2008 tarihine kadar gelir vergisinden müstesnadır. Ancak, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ruhsatlarında belirtilen süre 31.12.2008 tarihinden daha önceki bir tarihte sona eriyorsa, istisna uygulamasında ruhsatta yer alan sürenin bitiş tarihi dikkate alınır.
- Bu bölgelerde gerçekleştirdikleri faaliyetleri ile ilgili olarak yaptıkları işlemler 31.12.2008 tarihine kadar her türlü vergi, resim ve harçtan müstesnadır.
Serbest bölgelerde faaliyette bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin bu bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları, Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna kadar gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır. Bu istisnanın Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt bendi kapsamında yapılacak tevkifata etkisi yoktur."
Madde 0010: Yürürlükten kaldırılan hükümler
12.4.2000 tarihli ve 4562 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin son fikrası ve 21.1.1998 tarihli ve 4325 sayılı Kanunun 8 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
Geçici Madde 0001:
Bu Kanunun 2 nci maddesinin (b) bendi kapsamındaki illerde bulunan ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı kredisi kullanan organize sanayi bölgelerindeki tahsis edilmemiş parseller, organize sanayi bölgesinin yetkili organlarının karar almaları halinde gerçek veya tüzel kişilere, bedeli Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından organize sanayi bölgesine verilen krediden mahsup edilmek üzere bedelsiz olarak tahsis edilebilir.
Bu Kanunun yayımı tarihinden önce bedelli olarak tahsis edilmiş parseller için ödemeler durdurulur ve kalan meblağ kredilerden mahsup edilir. Mahsup işlemleri, Hazine Müsteşarlığının uygun görüşü alınmak suretiyle Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca her organize sanayi bölgesi için tespit edilecek yılı metrekare fiyatı üzerinden yapılır.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı kredisi kullanmamış ya da kredi borcunu ödemiş olan organize sanayi bölgelerinden de yetkili organlarının karar almaları halinde de parsel tahsisi yapılabilir. Bu durumda tahsis edilen parsel bedeli, organize sanayi bölgesi tüzel kişiliğine Hazinece ödenir. Bedel ödemeleri, Hazine Müsteşarlığının uygun görüşü alınmak suretiyle Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca her organize sanayi bölgesi için tespit edilecek yılı metrekare fiyatı üzerinden yapılır.
Organize sanayi bölgelerinde parsel tahsisine ilişkin uygulama, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren üç yıl süre için geçerlidir. Bu süre Bakanlar Kurulu kararı ile en fazla üç yıla kadar uzatılabilir.
Bu maddenin uygulanması ile ilgili istihdam, yatırıma başlama ve tamamlama süresi, tahsis ve devir işlemleri ile diğer hususlar Bakanlar Kurulu kararı ile çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Madde 0011: Yürürlük
Bu Kanunun 3, 4 ve 6 ncı maddeleri yayımını izleyen ay başında, diğer maddeleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 0012: Yürütme
Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Madde 0001:
Madde ile Kanunun amacı belirlenmiş olup, bu amaç bölgesel teşvikler açısından yatırım ve istihdam imkânlarını artırmak olarak ifade edilmiştir.
Madde 0002:
Madde ile Kanunun kapsamı belirlenmektedir. Bölgesel teşvikler yönünden kapsam, enerji desteği, vergi teşvikleri ve diğer malî yüklerin azaltılması açısından farklı, bedelsiz arazi ve arsa temini açısından farklı belirlenmiştir.
Enerji desteği, vergi teşvikleri ve diğer malî yüklerin azaltılması açısından Kanunun kapsamına Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca 2001 yılı için belirlenen fert başına GSYİH miktarları 1500 ABD Doları veya daha az olan iller girmektedir.
Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca 2001 yılı için belirlenen fert başına GSYİH miktarları kriteri açısından kapsama aşağıdaki iller girmekte olup, Kanunun uygulama süresi içinde, 2001 yılı sonrasında illerin fert başına GSYİH miktarları değişse de Kanunun kapsamında bir değişiklik olmayacaktır.
İL |
FERT BAŞINA GSYİH ($) |
İL |
FERT BAŞINA GSYİH ($) |
İL |
FERT BAŞINA GSYİH ($) |
Kırşehir |
1488 |
Osmaniye |
1157 |
Adıyaman |
918 |
Sinop |
1459 |
Düzce |
1142 |
Kars |
886 |
Giresun |
1443 |
Çankırı |
1136 |
Van |
859 |
Amasya |
1439 |
Siirt |
1111 |
Iğdır |
855 |
Uşak |
1436 |
Gümüşhane |
1075 |
Yozgat |
852 |
Malatya |
1417 |
Ordu |
1064 |
Ardahan |
842 |
Sivas |
1399 |
Erzurum |
1061 |
Hakkâri |
836 |
Tokat |
1370 |
Bartın |
1061 |
Bingöl |
795 |
Diyarbakır |
1313 |
Bayburt |
1017 |
Bitlis |
646 |
Afyon |
1263 |
Şanlıurfa |
1008 |
Şırnak |
638 |
Batman |
1216 |
Mardin |
983 |
Muş |
578 |
Erzincan |
1158 |
Aksaray |
966 |
Ağrı |
568 |
Bedelsiz arsa ve arazi temini açısından kapsama yukarıda belirtilen illerin yanı sıra kalkınmada öncelikli yöre kapsamındaki diğer iller de girmektedir.
Madde 0003:
Madde ile yeni istihdam sağlayan işverenlerin, bu istihdamlar nedeniyle hesaplanacak gelir vergisinin tamamının veya bir kısmının, verecekleri muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden gelir vergisine mahsup edilerek terkin edilmesi suretiyle istihdam üzerindeki yükün azaltılması amaçlanmıştır.
Madde ile yeni istihdam edilen personelin ücretleri üzerinden yapılacak gelir vergisi stopajının genel kurallar çerçevesinde hesaplanarak kesilmesi, verilen muhtasar beyanname ile tahakkuk ettirilmesi, ancak tahakkuktan terkin edilerek ilave istihdam sağlayan işverene bu kadarlık bir ek imkân sağlanması öngörülmüştür. Böylece ilave istihdamın işverene maliyeti, terkin edilen gelir vergisi stopajı kadar azaltılmıştır.
Maddeye göre uygulama 31.12.2008 tarihinde son bulacaktır. Buna göre 1.10.2003 tarihinden sonra ilave olarak işe alınan personelin gelir vergisi stopajıyla ilgili teşvik bu tarihe kadar devam edecek, teşvikin büyüklüğü ek istihdamın yaratıldığı tarihten itibaren azalarak devam edecektir. Örneğin, 2004 yılı başında sağlanan bir ilave istihdam için 5 yıl teşvik sağlanırken, 2008 yılının son aylarında sağlanan bir ilave istihdam için sağlanan teşvik ancak birkaç aylık olacaktır. Böylece ilave istihdamın mümkün olduğunca erken sağlanması amaçlanmıştır.
Eskiden beri faaliyetine devam eden işletmeler açısından, maddede yeni işe alınan işçi sayısı, mükelleflerin 1.10.2003 tarihinden önce vermiş oldukları en son 4 aylık sigorta prim bordrolarında bildirdikleri işçi sayısına ilave olarak yeni işe aldıkları ve bu işyerlerinde fiilen çalıştırdıkları işçiler olarak ifade edilmiştir. Teşvikten yararlanacak işverenin farklı illerde birden fazla işyeri bulunması halinde ilave işçi sayısı uygulamasında bu işyerlerine ilişkin olarak Sosyal Sigortalar Kurumuna verilen sigorta prim bordrolarında belirtilen işçi sayısının toplamı baz alınacaktır.
Madde ile terkin edilecek vergi tutarı sınırlandırılmış olup, bu tutar organize sanayi ve endüstri bölgelerinde, yeni işe alınan işçi sayısı ile asgarî ücret üzerinden ödenmesi gereken verginin çarpımı sonucu bulunacak tutarı aşmayacaktır.
Örnek: Organize sanayi bölgesinde faaliyette bulunan bir mükellef 1.10.2003 tarihinden önce vermiş olduğu en son 4 aylık sigorta prim bordrosunun ilgili olduğu dönemde 30 işçi istihdam etmiştir. Mükellef 1.12.2003 tarihinden itibaren işletmesinde çalıştırdığı işçi sayısını 75'e çıkarmıştır. Yeni işe alınan işçilerden kesilmesi gereken gelir vergisi tutarı 2.250.000.000 TL' dır.
Bu durumda mükellefin yeni işe aldığı 45 işçi dolayısıyla muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden mahsup edilmek suretiyle terkin edilecek tutar işçilerin ücretleri üzerinden hesaplanan vergi ile yeni işe alınan işçi sayısının asgarî ücret üzerinden hesaplanan vergi ile çarpılması sonucu bulunan tutardan düşük olanı olacaktır. Asgarî ücret üzerinden hesaplanan vergi ile işçi sayısının çarpımı sonucu bulunan tutar (32.265.000 x 45=) 1.451.925.000, hesaplanan vergiden (2.250.000.000) daha düşük olduğu için mahsup edilmek suretiyle terkin edilecek tutar 1.451.925.000 TL olacaktır.
Kıyaslama yukarıda olduğu gibi toplu olarak yapılacak olup, her bir işçi için ayrı ayrı hesaplama yapılmayacaktır.
Madde 0004:
Madde ile istihdamı artırmak amacıyla işverenlere sigorta prim desteği sağlanmaktadır.
Yapılan düzenleme ile gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin kapsama dahil illerdeki işyerlerinde yeni işe aldıkları işçiler için 506 sayılı Kanunun 72 ve 73 üncü maddeleri uyarınca prime esas kazançları üzerinden tahakkuk ettirilecek primlerin işveren hissesinin bir kısmının veya tamamının Hazinece karşılanması öngörülmektedir.
Hazinece karşılanacak tutar, organize sanayi ve endüstri bölgelerinde 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 78 inci maddesi uyarınca belirlenen kazanç alt sınırına göre hesaplanan prim tutarını aşmayacaktır. Dolayısıyla bu tutarı aşan kazanç üzerinden hesaplanacak primler işverenler tarafından ödenecektir.
Uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlıkça belirlenecektir.
Madde 0005:
Kanunun 2 nci maddesinin (b) bendi kapsamındaki illerde en az 10 kişilik istihdam öngören yatırımlar için gerçek veya tüzel kişilere, Hazineye, katma bütçeli kuruluşlara, belediyelere veya il özel idarelerine ait arazi veya arsaların yatırımcılara bedelsiz olarak devri öngörülmektedir. Madde ile ayrıca organize sanayi veya endüstri bölgelerindeki arazilerin de yatırımcılara bedelsiz tahsisi öngörülmüştür.
Belirlenecek yerlerde arazi veya arsalarının yatırımcılara bedelsiz olarak verilmesinde temel amaç, bu yörelerde kalkınmanın sağlanması ve istihdamı artırmaktır. İstihdamın artırılması ve böylece kalkınmanın sağlanması, bölgeler arası dengesizliği de ortadan kaldıracaktır.
Devredilen arazi veya arsaların el değiştirmesinin yatırımı etkilememesine özel önem verilmektedir. Bunun sağlanması için de tapu kaydına şerh konulması öngörülmüştür. Belirlenecek sürenin dolması ile şerh kaldırılacak ve hak sahibi söz konusu taşınmaz üzerinde her türlü tasarrufunda serbest olacaktır.
Yatırımcının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirebilmesi için müeyyide konulmuştur. Taşınmaz mal, yatırımcıya hiçbir bedel alınmaksızın verilmektedir. Yatırım taahhüdünü gerçekleştirmeyen ve uygulanan teşviki kötüye kullananlardan taşınmazın başkaca bir işleme gerek olmaksızın geri alınmasına imkân sağlanmaktadır.
Maddenin uygulanması ile ilgili istihdam, yatırıma başlama ve tamamlama süresi, devredilen taşınmazın teminat olarak gösterilmesi, miktar ve devir veya satış koşulları ile diğer usul ve esaslar, bir yönetmelikle belirlenecektir.
Madde 0006:
Madde enerji desteğini düzenlemektedir.
Madde ile 31.12.2008 tarihine kadar, bazı yörelerde ve seçilmiş bazı sektörlerde faaliyete geçen, fiilen ve sürekli olarak asgarî 10 işçi çalıştıran ve bu istihdamı enerji desteğinden yararlanılan süre boyunca muhafaza edecek işletmelerin elektrik enerjisi giderlerinin, çalıştırılan işçi sayısı ve faaliyet gösterilen yer ile bağlantılı olarak % 20 ila % 50'sinin Hazinece karşılanması öngörülmektedir.
Daha önce faaliyete başlamış olan işletmelere de koşullu olarak enerji desteği sağlanması öngörülmüş olup, Maliye Bakanlığı, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça müştereken uygulamanın usul ve esaslarını belirleme yetkisi verilmiştir.
Madde 0007:
Çeşitli hükümleri içeren madde ile yapılan düzenlemeler aşağıda açıklanmaktadır.
(a) bendi ile yapılan düzenleme ile 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine tâbi olan hizmet ve yapım işlerinin gerçekleştirilmesine yönelik faaliyetler ile ilgili olarak bu Kanunun 3, 4, ve 6 ncı maddeleri hükümleri ile getirilen teşviklerin uygulanmaması öngörülmektedir.
(c) bendi ile yapılan düzenleme ile mevcut ve faaliyette bulunan işletmelerin devredilmesi, birleşmesi, bölünmesi veya nev'i değiştirmesi gibi durumların yeni işe başlama olarak değerlendirilmemesi, devir, birleşme ve bölünme hallerinde devralan veya birleşilen kurumun işçi sayısında meydana gelen artışın bu Kanunun 3, 4 ve 6 ncı maddeleri hükümlerinin uygulanmasında dikkate alınmaması öngörülmektedir.
4 aylık sigorta prim bordrolarında, bordronun ilgili olduğu dönem içinde istihdama yönelik değişiklikler olmuş olması halinde hangi sayının esas alınacağına ilişkin belirleme (d) bendinde yapılan düzenlemede yer almaktadır. Ayrıca, teşviklerin amacına ulaşabilmesi için teşviklerin gerçekten istihdam artışı yaratan işletmelere (mükelleflere) sağlanması gerekmektedir. Bu nedenle gerçek istihdam artışına yol açmayacak işlemlerin teşviklerden yararlanmak için yeterli olmamasına yönelik düzenleme de bu bentte yer almaktadır.
(f) bendi ile Hazinece karşılanacak prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak vergiye tâbi olacak kazancın tespitinde dikkate alınmaması sağlanmıştır. Mükelleflerce ilgili oldukları dönemlerde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınacak enerji giderleri, iadenin gerçekleştirildiği dönemde matrahın tespitinde gelir olarak dikkate alınacaktır.
(g) bendi ile kamu işletmelerinin 4 ve 6 ncı maddeler ile getirilen teşviklerden yararlanmayacağı belirtilmektedir.
Madde 0008:
Türkiye'de uygulanmakta olan serbest bölge rejiminin en belirgin özelliği bölgede faaliyette bulunan kullanıcılara (mükelleflere) hiçbir koşula bağlı olmaksızın tanınan, sınırsız ve süresiz vergisel teşviklerdir. Bu teşvikler 6.6.1985 tarihli ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun 6 ncı maddesinde yer alan, bölgede vergi resim ve harç mükellefiyetlerine dair hükümlerin uygulanamayacağı ve bölgede elde edilen kazançların Türkiye'nin diğer yerlerine getirilmesi halinde gelir ve kurumlar vergisinden muaf olacağına ilişkin düzenlemelerde ifadesini bulmaktadır.
Bölgede faaliyet gösteren mükelleflerin elde ettikleri kazançları üzerinden vergiye tâbi olmamaları ve aynı zamanda bu mükelleflerin bölgeden Türkiye'ye doğru herhangi bir sınırlama olmaksızın faaliyette bulunabilmeleri, aynı alanlarda serbest bölge dışında çalışan mükellefler açısından haksız rekabete neden olmaktadır.
Serbest bölgede dolaysız vergi yükümlülüğünün olmaması transfer fiyatlandırması yoluyla vergiye tâbi olacak kazançların bölgeye kaydırılmasına neden olmaktadır. Bölgede yer alan mükelleflerin incelemeye tâbi olmaması ve bu mükelleflerden Türkiye'deki mükelleflerle ilişkileri konusunda bilgi alınamaması bu durumun önlenmesini de engellemiştir.
Yapılan değişiklikle bölgede Türk vergi kanunlarının geçerli olması sağlanmaktadır. Ancak, serbest bölgelerde faaliyet gösteren mükelleflerin uluslararası açılımları dikkate alınarak kayıt ve belge düzeni konusunda esneklik sağlanması amacıyla Maliye Bakanlığına bölgede yer alacak firmalar ile ilgili özel düzenlemeler yapılabilmesi konusunda yetki verilmiştir.
Yapılan düzenleme sonrasında, katma değer vergisi ve benzeri dolaylı vergiler açısından bugüne kadar geçerli olan uygulama devam edecektir.
Madde 0009:
Madde ile, 3218 sayılı Kanuna bir geçici madde eklenmektedir. Bu geçici maddeyle, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla faaliyet ruhsatı bulunan mükelleflerin bu ruhsatlar üzerinde yazılı olan süre boyunca dolaysız vergilere yönelik haklarının korunması amaçlanmıştır.
İstihdam edilen personelin ücretlerine yönelik gelir vergisi istisnasından yararlanma hakları, faaliyet ruhsatlarında maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla kalan süre 5 yıldan uzun olsa dahi, 5 yıllık süre ile sınırlı tutulmuştur.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla faaliyet ruhsatı bulunan mükelleflerin içerisinde bölgede yaptıkları faaliyetlerine ilişkin işlemler 31.12.2008 tarihine kadar damga vergisi, harç veya başka bir işlem vergisine tâbi olmayacaktır.
Ayrıca, genel olarak ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmak ve serbest bölgelerin istihdam yaratan alanlar olmasını teşvik edebilmek için serbest bölgelerde imalat faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu faaliyetleri kapsamında elde ettikleri kazançları Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna kadar vergiden istisna edilmiştir. Bu istisnadan bölgede yeni faaliyete geçen mükellefler ile faaliyet ruhsatlarında yer alan sürenin dolmasıyla normal vergileme rejimine tâbi olacak mükellefler yararlanabilecektir. Elde edilen kazancın istisna edilmesinde, imal edilen ürünün yurt dışına ya da yurt içine satılmasının bir önemi bulunmamaktadır.
Maddede istisnanın Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi gereği yapılacak tevkifata etkisi olmayacağı belirtilmiştir. Esasen 4842 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde yapılan değişiklik sonrası özel bir düzenleme yapılmadıkça diğer kanunlarda yer alan istisna hükümlerinin kâr dağıtımına bağlı gelir vergisi tevkifatı üzerinde etkisi olmayacaktır. Tekrar olsa da bu husus bir kez daha maddede vurgulanmıştır.
Madde 0010:
Madde ile; 4562 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin son fıkrasında yer alan "Fert başına GSYİH miktarı 3500 dolar ve aşağıdaki gelir miktarını bulan OSB bulunan yerler, 4325 sayılı Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanundan faydalanırlar." hükmü ve Hazineye ait arazi ve arsaların bedelsiz olarak tahsisine yönelik 4325 sayılı Kanunun 8 inci maddesi yürürlükten kaldırılmaktadır.
Geçici Madde 0001:
Madde ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı kredisi kullanan organize sanayi bölgelerindeki tahsis edilmemiş parsellerin, gerçek veya tüzel kişilere, bedeli Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından organize sanayi bölgesine verilen krediden mahsup edilmek üzere bedelsiz olarak tahsis edilebilmesi öngörülmektedir.
Madde ile ayrıca, daha önce bedelli olarak tahsis edilmiş parseller için ödemelerin durdurulması ve henüz ödenmemiş bedelin kredilerden mahsup edilmesi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı kredisi kullanmamış ya da kredi borcunu ödemiş olan organize sanayi bölgelerinden de parsel tahsisi yapılabilmesi hükme bağlanmıştır.
Madde 0011:
Yürürlük maddesidir.
Madde 0012:
Yürütme maddesidir.
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu |
T.C.
Plan ve Bütçe Komisyonu
|
Esas No |
1/743, 2/8, 2/15, 2/27, 2/30, 2/119, 2/190 |
Karar No |
73 |
22.01.2004 |
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Maliye Bakanlığınca hazırlanarak Bakanlar Kurulunca 9.1.2004 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan ve Başkanlıkça 13.1.2004 tarihinde tali komisyon olarak Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonlarına, esas komisyon olarak da Komisyonumuza havale edilen, "Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı", Komisyonumuzun 21.1.2004 tarihinde, Hükümeti temsilen, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ve Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığı temsilcilerinin de katılımlarıyla yapmış olduğu 30 uncu birleşiminde, 2/8, 2/15, 2/27, 2/30, 2/119 ve 2/190 esas numaralı Kanun Teklifleriyle aynı mahiyette olması nedeniyle İçtüzüğün 35 inci maddesi uyarınca birleştirilmelerine ve görüşmelere 1/743 esas numaralı Tasarının esas alınmasına karar verilmesi suretiyle incelenip, görüşülmüştür.
Bilindiği gibi; vergiler ve vergi teşvikleri maliye politikasının ekonomik ve sosyal alandaki en önemli araçlarıdır. Dünyadaki genel eğilim teşvik uygulamalarının artık eski önemini kaybetmesi ve sınırlandırılması yönündedir. Ancak, bölgesel teşvikler önemli ölçüde devam etmekte ve KOBİ'ler desteklenmektedir.
Son yıllarda ülkemizde, malî disiplinin gerçekleştirilmesi adına vergi istisna ve muaflıklarının daraltılması yoluna gidilmektedir. Bölgesel teşvikler bugüne kadar bu eğilimin dışında kalmış, geri kalmış yörelerimiz ile kalkınmada öncelikli yörelerimizde yeni yatırım sahalarının açılması, iş ve istihdam olanaklarının artırılması, gelir dağılımının iyileştirilmesi ve diğer bölgelere olan göçlerin önlenmesi amacıyla 1998 yılında çıkarılan 21.1.1998 tarihli ve 4325 sayılı Kanunla, bu bölgelerde çeşitli vergi teşvikleri uygulanmıştır. Ancak, düzenlemenin kimi olumlu etkileri olmakla birlikte içinde bulunan ekonomik koşullar nedeniyle beklenen faydalar sağlanamamıştır. 4325 sayılı Kanunla gerçekleştirilmek istenen amaçlar bugün için de varlığını sürdürmekte ve yeni düzenlemelerle takviye edilmesi gerekmektedir.
Tasarı ve gerekçesi incelendiğinde;
- Gayri Safi Yurtiçi Hâsılası 1500 ABD Doları veya daha az olan illerde vergi teşviklerinin uygulanması, enerji desteği sağlanması ve yatırımlara bedelsiz arsa ve arazi tahsis edilmesinin,
- Yeni istihdam edilen personelin ücretlerinden kesilen gelir vergisi stopajının alınmamasının ve sigorta primi işveren paylarının Hazine tarafından ödenmesinin,
- Serbest bölgelerde uygulanan süresiz ve sınırsız vergi teşvikinin kaldırılmasının ve bu bölgelerde faaliyette bulunan mükelleflerin, geçiş döneminde yararlanabilecekleri vergi düzenlemelerinin yapılmasının,
Öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
Komisyonumuzdaki görüşmelere katılan bazı Teklif sahipleri tarafından;
- Tasarı ve Tekliflerin amacının bölgeler arası kalkınmışlık farkının giderilmesi olduğu ve 1500 Dolar kriterinin objektif bir kriter olduğu, ancak Tasarının OHAL kapsamındaki illerin tümünü kapsamıyor olması nedeniyle tatmin edici olmadığı, başta terör olmak üzere, ekonomik ve çeşitli sosyal sorunlar nedeniyle işsizliğin yüksek olduğu bölgenin tamamiyle Tasarı kapsamına alınması gerektiği,
- Ekonomik krizin en çok GAP bölgesini etkilediği, çünkü tam yapılanma ve kalkınma aşamasındayken krizin yatırımları vurduğu ve bölgeyi geriye götürdüğü, oysa bu bölgede yapılacak yatırımların ülkenin kalkınmasına önemli bir katkı sağlayacağı,
- Arazi ve arsa tahsisinin özel kanunlar nedeniyle bazı illerde gerçekleştirilemeyeceği, buna ilişkin tedbirlerin alınması gerektiği,
- 4325 sayılı Kanunun yürürlük süresinin 2002 yılı sonunda bittiği, yeni düzenleme yapılmasında geç kalınmış olduğu ve bugüne kadar Türkiye'nin bir yıllık kaybının söz konusu olduğu, üretim açısından bu sürenin olumsuz etki yarattığı,
- Tasarının sosyal adalet açısından haksızlıklar doğuracağı, 1500 ABD Doları sınırının yerinde olmadığı, bu kategoriye giren illerin hepsinin aynı kapsamda değerlendirildiği oysa illerin Gayri Safi Yurtiçi Hasılaları arasında önemli farklılıklar bulunduğu, teşviklerin kademeli bir yapıyla yapılması, illerin sosyo -ekonomik gelişmişlik düzeylerinin ve doğu- batı ayrımının göz önünde bulundurulması gerektiği,
- 1.10.2003 tarihinden önce kurulmuş olan işletmelerin teşvik kapsamı dışında tutulmasının yerinde bir düzenleme olmadığı ve haksız rekabete yol açacağı,
- Türkiye'de bugüne kadar verilmiş olan teşviklerin çoğunun üretime yönelmediği, gerekli önlemlerin alınmadığı ve yaptırımlar öngörülmediği takdirde aynı durumun söz konusu olabileceği, ayrıca teşvikler sonucu başlanan yatırımların takibinin yapılması gerektiği,
- Öngörülen 5 yıllık sürenin yeterli olmadığı, yatırımın gerçekleştirilmesinin ortalama 2 yıl süreceği ve geriye 3 yıllık süre kalacağı, bu sürenin de yatırım yapılmasını teşvik etmeyeceği, yatırımların teşvik edilmesi isteniyorsa sürenin uzun tutulması gerektiği,
- Bedelsiz arazi ve arsa tahsisindeki amacın organize sanayi bölgelerinin oluşturulması ve geliştirilmesi yönünde olması gerektiği,
- Tasarıda öngörülen teşviklerin sınırlı olduğu, bunlara ilave olarak vergi indirimlerinin de bulunması gerektiği,
İfade edilmiştir.
Tasarı ve Tekliflerin, tümü üzerinde yapılan görüşmelerde;
- Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının bölgesel kalkınma projeleri ve illerin sosyo - ekonomik gelişmişlik düzeyleri göz önünde bulundurularak teşviklerin ilçeler düzeyinde ele alınması gerektiği,
- Teşviklerin sektör bazında öngörülmesinin bölgelerin uzun dönemli gelişmesine daha fazla katkı sağlayacağı,
- Türkiye'nin dünya ekonomisinde sürekli olarak geri saflarda bulunduğu, geçmiş dönemlerde çok önemli fırsatların kaçırılmış olduğu, ülkenin dışa açık bir perspektifle yatırım teşvik politikalarına sahip olmasının faydalı olacağı,
- Kanunun özünde stratejik planlama yaklaşımının bulunduğu, gelecekte ön plana çıkması muhtemel sektörler saptanarak bu alanlara teşvikler öngörülmesi gerektiği,
- Yatırımlarda maliyet ve sürenin önemli olduğu, uzun süreli teşviklerin yabancı yatırımları da teşvik edeceği,
- Tasarıyla ülkede istihdamın önünün açılacağı, çünkü yatırımlarla istihdam arasında doğrudan bir ilişki bulunduğu,
- Teşviklerin; yatırım yapılması, istihdam sağlanması ve üretim yapılması hallerinde söz konusu olduğu, bu uygulamanın bir anlayış değişikliğini ifade ettiği,
- Dünyada teşvikler için ortalama 10 yıllık bir süre öngörüldüğü, teşviklerin amacına uygun kullanılması ve istenen sonuçların alınması durumunda 5 yıllık sürenin uzatılabileceği,
- Sınır il ve ilçelerinin serbest bölge haline getirilmesinin yararlı olacağı, Türkiye'nin etrafında 100 milyonluk potansiyel bir pazar bulunduğu, bu durumun dış ticarette önemli bir avantaj sağlayacağı,
- Kontrol mekanizması açısından Tasarının yeterli olmadığı, müeyyidelere ilişkin yeterli düzenleme bulunmadığı, bu konuda ciddi tedbirler alınması ve bunun kanunla yapılması gerektiği,
- Tasarının, önceki düzenlemelerin benzeri olduğu, ancak bunların bazılarına göre avantajları, bazılarına göre de eksik yönleri bulunduğu, enerji desteğinin ilk defa bu tasarıyla öngörülmüş olduğu, bu nedenle Tasarının kendi içinde değerlendirilmesi gerektiği,
- 2001 yılındaki Gayri Safi Yurtiçi Hasılayı baz almanın doğru bir yaklaşım olmadığı, çünkü bu yılda ekonomik kriz yaşanmış ve ekonominin dibe vurmuş olduğu, başka bir yılın esas alınmasının daha yerinde olacağı,
- Teşviklerin özü itibarıyla doğru olmakla birlikte 36 ile birden teşvik öngörülmesinin beklenen sonuçları veremeyeceği,
- Çok küçük işletmelerin dahi bu teşviklerden yararlanacağı, amaç yatırımların teşviki ise bir ayrım yapılması, en azından asgari işçi şartı getirilmesi gerektiği,
- Bazı teşviklerin açık ve net uygulanabilir olmadığı, tahsis edilecek arazi veya arsa büyüklüğü konusunda bir kriter olmadığı,
Türkiye'de tamamlanmış olan 76 adet organize sanayi bölgesi bulunduğu, bu bölgelerde tahsis edilmemiş olan 8 bine yakın boş parselin bulunduğu, tahsis edilmiş olan yerlerin de yarısının boş olduğu, bu alanların dışına taşan yerlerde alt yapı sorunu nedeniyle maliyetlerin teşviklerin getirisinin üzerinde olacağı, bu nedenle bu alanların özendirilmesi gerektiği,
Cazibe merkezi olması muhtemel olan illerde maliyetlerin, özellikle de işçi ve arsa maliyetlerinin artmasıyla bu yerlerin cazibe merkezi olmaktan çıkacağı ve yatırımcıların diğer illere yöneleceği, böylece kademeli teşvik uygulamasının doğal süreç içersinde gerçekleşebileceği,
- Tasarının daha ayrıntılı bir şekilde incelenebilmesi amacıyla bir alt komisyon kurulmasına ihtiyaç bulunduğu,
Şeklindeki görüş ve eleştirileri takiben, Hükümet adına yapılan tamamlayıcı açıklamalarda ise;
- 4325 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeler sonucunda Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin bazı illerinde ve kalkınmada öncelikli yörelerde çeşitli teşviklerin uygulanmış olduğu, ancak ülkenin içinde bulunduğu olumsuz ekonomik koşullar nedeniyle istenilen sonuca ulaşılamadığı,
- Bölgesel eşitsizliklerin giderilmesi, yatırımların ve istihdamın artırılması konusunda yeni önlemlerin alınması gerektiği, bu nedenle Gayri Safi Yurtiçi Hasılası diğer illere göre düşük bazı illerde yeni teşviklerin uygulanmasını öngören bu Tasarının hazırlanmış olduğu,
- Tasarı kapsamına; istihdam yüklerinin azaltılması ve enerji desteği açısından, fert başına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla tutarı 1500 ABD Doları veya daha az olan 36 ilin girdiği, bedelsiz arsa ve arazi temini açısından ise bu illerin yanı sıra kalkınmada öncelikli yöreler kapsamındaki diğer illerin de dahil olduğu,
- Gelir vergisi ve sigorta primi işveren hisse desteği ile yeni işe başlayan mükelleflerin çalıştırmaya başladığı işçiler için ödeyecekleri gelir vergisi ve sigorta primi işveren hissesi yükünden, organize sanayi ve endüstri bölgelerinde faaliyette bulunanların tamamen, diğer yerlerde % 80 oranında kurtarıldığı, eskiden beri faaliyetlerini sürdürenlerin de yaratacakları ilave istihdam dolayısıyla bu teşviklerden yararlanılabilecekleri,
- Her bir işçi ile ilgili olarak sağlanan avantajın bugün itibariyle 137 milyon liraya yaklaşmakta olduğu,
- Enerji desteği ile imalat sanayi, madencilik, hayvancılık, seracılık, soğuk hava deposu, turizm, konaklama tesisi, eğitim veya sağlık alanlarında yeni faaliyete geçen işletmelerin, asgari 10 işçi çalıştırmaları şartıyla enerji giderlerinin % 20 ile % 50 arasında değişen oranlarda devletçe karşılanacağı, eski işletmelerin ise ilave istihdam sağlamaları şartıyla bu teşvikten yararlanabileceği,
- Serbest bölgelerde mükelleflerin, elde ettikleri kazançları üzerinden vergiye tâbi olmamaları, aynı zamanda bölgeden Türkiye'ye doğru herhangi bir sınırlama olmaksızın faaliyette bulunabilmelerinin aynı alanda serbest bölge dışında çalışan mükellefler açısından haksız rekabete neden olduğu, yapılan değişiklikle serbest bölgelerde vergi kanunlarının geçerli olmasının sağlandığı, ancak bu bölgelerde faaliyet gösteren mükelleflerin uluslararası açılımları dikkate alınarak kayıt ve belge düzeni konusunda esneklik sağlanması amacıyla Maliye Bakanlığına bölgede yer alacak firmalar ile ilgili özel düzenlemeler yapılabilmesi konusunda yetki verildiği,
- Serbest bölgelerde faaliyet ruhsatı bulunan mükelleflerin bu ruhsatlar üzerinde yazılı olan süre boyunca dolaysız vergilere yönelik haklarının korunmasına ilişkin düzenleme yapıldığı,
- Ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmak ve serbest bölgelerin istihdam yaratan alanlar olmasını teşvik edebilmek amacıyla, bu bölgelerde imalat faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu faaliyetleri kapsamında elde ettikleri kazançların AB'ye tam üyeliğin gerçekleşeceği tarihe kadar vergiden istisna edildiği,
- Bu Tasarının bir başlangıç olduğu, amacın bölgeler arası gelir dağılımı dengesizliğini gidermek olduğu, bunu yaparken bir ölçütün kullanılması gerektiği ve Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın ölçüt olarak alındığı,
- Teşviklerin daha ileri noktalara götürüleceği, ülkenin büyümesi için üretime ihtiyaç bulunduğu, üretimin de yatırımlar yoluyla gerçekleştirildiği ve yatırımların teşvik edilmesi gerektiği, ancak yatırım yapılması için öncelikli şartın ekonomik ve siyasi istikrar olduğu ve belirsizliklerin mümkün olduğunca ortadan kalkması gerektiği, teşviklerin bunların ardından geleceği, Hükümet olarak bu ortamın yaratıldığına ve istikrarın kalıcı olduğuna inanıldığı,
- 1500 ABD Dolar sınırına çok yakın iller bulunduğu, ancak bu illerin kapsama dahil edilmesi konusunda kapı açılması durumunda taleplerin sonunun gelmeyeceği, bu nedenle sınırlara ihtiyatla uyulması gerektiği,
- Yatırım yapmak için pazara yakınlık gibi nedenlerin önemli olduğu, ancak bunların dışındaki faktörlerin de etkili olduğu ve her yörenin bu konuda kendine özgü üstünlükleri bulunduğu,
- Sürenin az olduğu ancak bu sürenin ortaya çıkacak sonuçların değerlendirilmesi bakımından ortaya konduğu, uygulamasının takip edilip, gerektiğinde sürenin uzatılabileceği, ülkemizin yeni ihtiyaçlar doğuran dinamik bir ülke olduğu ve bu tür uygulamalarda revizyon ihtiyacının bulunduğu,
- Türkiye'nin işsizlik problemi yaşadığı, sektörel seçmeler yapmak ve bu alanları teşvik etmek suretiyle bu sorunun çözümlenemeyeceği,
İfade edilmiştir.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeleri takiben, Tasarı ve Teklifler Komisyonumuzca da benimsenerek maddelerinin görüşülmesine geçilmiştir.
Tasarının;
- 1 ve 2 nci maddeleri aynen,
- 3 üncü maddesi; ikinci fıkrada yer alan tekrarların önlenmesi amacıyla fıkranın yeniden düzenlenmesi suretiyle,
- 4 üncü maddesi; son fıkrada yer alan "Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve" ibaresinin "Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile" şeklinde değiştirilmesi suretiyle,
- 5 inci maddesi aynen,
- 6 ncı maddesi; son fıkrada yer alan "Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı ve" ibaresinin "Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı ile" şeklinde değiştirilmesi suretiyle,
- 7 nci maddesi; (b) bendindeki "mülga" ibaresinin, 4325 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılması nedeniyle "bu Kanunla yürürlükten kaldırılan" şeklinde değiştirilmesi, (d) bendinde yer alan "ve olmayan" ibaresinin Kanunun kapsamının genişletilmesinin önlenmesi amacıyla metinden çıkarılması ve tekrarların önlenmesi amacıyla yeniden düzenlenmesi, kamu işletmelerinin enerji desteğinden yararlanmalarını sağlamak amacıyla (g) bendinde yer alan kamu işletmeleri için uygulanmayacak maddeler kapsamından 6 ncı maddenin çıkarılması suretiyle,
- 8 inci maddesi; bu maddeyle değiştirilen 6.6.1989 tarihli ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun 6 ncı maddesinin değişik 1 inci fıkrasında yer alan "hattı" ibaresinin "bölgesi" şeklinde değiştirilmesi suretiyle,
- 9, 10 ve geçici 1 inci maddesi ile yürürlük ve yürütmeye ilişkin 11 ve 12 nci maddeleri aynen,
Kabul edilmiştir.
Ayrıca, Tasarının tamamı yazım hatalarının düzeltilmesi ve kanun tarih ve isimlerindeki eksikliklerin tamamlanması amacıyla redaksiyona tâbi tutulmuştur.
Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz olunur.
Tasarıya aşağıdaki hususlarda katılmıyoruz.
- Tasarı ile yatırımların ve istihdamın teşvikine ilişkin olarak sadece Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca belirlenen fert başına gayrî safi yurtiçi hasıla tutarı 1500 ABD doları veya daha az olan iller teşvik kapsamına alınmıştır. Tek başına bu ölçünün alınması objektif değildir. 1998 yılında yürürlüğe giren 4325 sayılı Kanunda olduğu gibi sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi dikkate alınmamıştır. Bütün bunların ötesinde kapsama alınacak illerin belirlenmesinde belli dönemler itibariyle gayrî safi yurtiçi hasılada gösterilen performansın ortalaması, gayrî safi yurtiçi hasıla oluşumunda sanayi sektörünün payı, işsizlik oranı gibi ölçülerin dikkate alınması daha doğru olurdu.
- Vergi teşviği kapsamına giren 36 il arasında en azından ikili bir kademelendirme yapılarak iller için iki grup halinde farklı teşvik oranları belirlenmesi yatırımların, ulaşım olanaklarının fazla gelişmediği, pazara uzak olan illere gitmesine daha çok yardımcı olurdu. Kapsama giren 36 ilin her biri için ayırım yapılmaksızın aynı teşvik oranlarının belirlenmesi yatırımların daha çok Türkiye’nin batısındaki illere kaymasına neden olacak, bu da tasarının amacına ulaşmasını engelleyecektir.
- Tasarının gelir vergisi ve sigorta prim işveren paylarında teşvik amaçlı 3 ve 4 üncü maddelerinde sürenin 31.12.2008 tarihi ile sınırlı tutulması tasarı ile ulaşılmak istenen amaca uygun değildir. Yeni işe başlayacak mükellefler açısından yatırımda geçecek süre dikkate alındığında 5 yıllık sürenin yeterli olmayacağı açıktır. Bu düzenlemenin 4325 sayılı Kanunda olduğu gibi işe başlama tarihinden itibaren 5 yıl olarak düzenlenmesi amaca ulaşmak için daha doğru olurdu.