ANA SAYFA

YUKARI
Yazdır Tümünü Göster
Belgenin tamamı için programı satın almanız gerekmektedir.
+90 (555) 801 30 49
+90 (242) 248 23 55
+90 (212) 654 88 15
+90 (312) 231 81 36
+90 (242) 248 23 32
5395
Çocuk Koruma Kanunu

15.07.2005
25876
Kabul Tarihi 03.07.2005
5395
Çocukları Koruma Kanunu Tasarısı

( Genel Gerekçe )

T.C.
Başbakanlık
Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü
Sayı B.02.0.KKG.0.10/101-1066/1082
10.03.2005

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 28.02.2005 tarihinde kararlaştırılan “Çocukları Koruma Kanunu Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.

Gereğini arz ederim.

R. Tayyip Erdoğan
Başbakan

GENEL GEREKÇE

Uluslararası belgelerde, suça sürüklenen çocukların yetişkinler gibi yargılanmaları ve cezalandırılmalarının, onları suç ve benzeri risklerden koruyamadığı gibi, daha fazla riske açık hale getirdiği gerçeğinden hareketle, çocuklara özgü kanun, usul ve makamların oluşturulması gerektiği bildirilmektedir. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi ile, çocuklara özgü kanun, usul ve makamlar oluşturma gerekliliği tüm taraf devletler için bir yükümlülük haline gelmiştir.

Almanya, İngiltere, Avusturya, Danimarka, Galler ve İrlanda gibi pek çok ülkede bu yükümlülüğün bir gereği olarak çocuklara özgü kanunlar kabul edilmiştir. İsviçre gibi bazı ülkeler ise genel yasalar içerisinde çocuklara özgü düzenlemeler yapmayı tercih etmektedirler.

Bilindiği üzere, Türkiye’de çocuklara özgü ilk kanun, 07.11.1979 tarihli ve 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun olup, 21.11.1979 tarihli ve 16816 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış, 1 Haziran 1982 tarihinde yürürlüğe girmiş ve bugüne kadar altı kez değişikliğe uğramıştır.

Ceza hukukumuzu oluşturan temel müesseselerde önemli değişiklikler yapan 26.09.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile 13.12.2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun 01.04.2005 tarihinde yürürlüğe girecek olup, bu kanunlar ve çocuklarla ilgili olarak tarafı bulunduğumuz uluslararası sözleşme ve bildirgeler karşısında, 2253 sayılı Kanunun yeniden gözden geçirilmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır.

Kanunda, çocukların suç sayılan eylemlerinin bir kısmının çocukların içinde bulundukları koşullardan kaynaklandığı, bir kısmının ise ergenliğe özgü davranışlar olduğu öngörüsünden hareketle, risk faktörünün araştırılması ve ortadan kaldırılması için etkili önlemlere başvurulmasını sağlayıcı mekanizmaların oluşturulması hedeflenmektedir.

Bu nedenle Kanunun amacı; özel korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunmasını, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınmasını, toplumun adalet ve güvenlik ihtiyacının karşılanmasını hedefleyen çocuk adalet sisteminin esas ve usullerini düzenlemek olarak belirlenmiştir.

Kanunda, çocukla ilgili tüm işlemler için çocuğun yararına öncelik verilmesi ilkesi benimsenmiştir. Çocukların suç ve benzeri tüm sosyal risklerden korunmaları onların öncelikli yararı gereğidir. Bu nedenle Kanun, koruyucu ve destekleyici tedbirlere büyük önem verilerek hazırlanmıştır.

Çocuk adalet sisteminde çocuğun fiili kadar içinde bulunduğu koşullar da önem taşımaktadır. Çocuğu kişisel özellikleri ve içinde bulunduğu koşullar incelenmeksizin, onun yararına en uygun kararın verilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, Kanunda sosyal araştırma raporu ve kimler tarafından ne suretle hazırlanacağına ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

Çocuk hakkında verilen kararın sonuçları daima izlenmeli ve bu karar ile amaca ulaşılamadığının fark edilmesi halinde, uygun başkaca tedbirlerin denenmesi yoluna başvurulabilmelidir. Bu nedenle çocuk hakkında karar veren mahkemenin, çocuk hakkında verilen kararları izleme ve gerektiğinde değiştirme veya sonlandırma yetkisine sahip olması gerekir.

Çocukların suç gibi önemli bir tehlikeden korunabilmeleri onların gelişimlerine yönelik her tür tehlikeye karşı duyarlı bir adalet mekanizması ile sağlanabilir. Bu nedenle, Kanunda çocuk mahkemeleri, sadece çocuğun işlemiş bulunduğu suç ile değil, aynı zamanda çocuğun karşı karşıya kaldığı her tür ihmal ve istismar süreci ile ilgili olarak görevlendirilmiştir.

Bu Kanun yukarıda belirtilen gerekçelerle hazırlanmıştır.

HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN
ÇOCUKLARI KORUMA KANUNU TASARISI

BİRİNCİ KISIM
Amaç, Kapsam, Temel İlkeler, Koruyucu ve Destekleyici Tedbirler

BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Tanımlar ve Temel İlkeler

Madde - 1. Amaç

(1) Bu Kanunun amacı, özel korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunmasına, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Madde - 2. Kapsam

(1) Bu Kanun, özel korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında alınacak tedbirler ile suça sürüklenen çocuklar hakkında uygulanacak güvenlik tedbirlerinin usul ve esaslarına, çocuk mahkemelerinin kuruluş, görev ve yetkilerine ilişkin hükümleri kapsar.

Madde - 3. Tanımlar

(1) Bu Kanunun uygulanmasında;

  1. Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile, onsekiz yaşını doldurmamış kişiyi; bu kapsamda,

    1. Özel korunma ihtiyacı olan çocuk: Bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal veya istismar edilen ya da suç mağduru çocuğu,

    2. Suça sürüklenen çocuk: Kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuğu,

  2. Mahkeme: Çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerini,

  3. Çocuk hakimi: Hakkında kovuşturma başlatılmış olanlar hariç; suça sürüklenen çocuklarla, özel korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında uygulanacak tedbir kararlarını veren çocuk mahkemesi hakimini;

  4. Kurum: Bu Kanun kapsamındaki çocuğun bakılıp gözetildiği, hakkında verilen tedbir kararlarının yerine getirildiği kurumları,

  5. Sosyal çalışma görevlisi: Pedagoji, psikoloji, sosyal hizmet ve çocuk gelişimi ve eğitimi alanlarıyla ihtiyaç duyulan diğer alanlardaki meslek mensuplarını,

ifade eder.

Madde - 4. Temel ilkeler

(1) Bu Kanunun uygulanmasında, çocuğun haklarının korunması amacıyla;

  1. Çocuğun yaşama, gelişme, korunma ve katılım haklarının güvence altına alınması,

  2. Çocuğun yarar ve esenliğinin gözetilmesi,

  3. Çocuk ve ailesinin herhangi bir nedenle ayrımcılığa tabi tutulmaması,

  4. Çocuk ve ailesi bilgilendirilmek suretiyle, karar sürecine katılımlarının sağlanması,

  5. Çocuğun, ailesinin, ilgililerin, kamu kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği içinde çalışmaları,

  6. İnsan haklarına dayalı, adil, etkili ve süratli bir usul izlenmesi,

  7. Soruşturma ve kovuşturma sürecinde çocuğun durumuna uygun özel ihtimam gösterilmesi,

  8. Kararların alınmasında ve uygulanmasında, çocuğun yaşına ve gelişimine uygun eğitimini ve öğrenimini, kişiliğini ve toplumsal sorumluluğunu geliştirmesinin desteklenmesi,

  9. Çocuklar hakkında hapis cezasına en son çare olarak başvurulması,

  10. Tedbir kararı verilirken kurumda bakım ve kurumda tutmanın son çare olarak görülmesi, kararların verilmesinde ve uygulanmasında toplumsal sorumluluğun paylaşılmasının sağlanması,

  11. Çocukların bakılıp gözetildiği, tedbir kararlarının uygulandığı kurumlarda yetişkinlerden ayrı tutulmaları,

  12. Çocuklar hakkında yürütülen işlemlerde, yargılama ve kararların yerine getirilmesinde kimliğinin başkaları tarafından belirlenememesine yönelik önlemler alınması,

ilkeleri gözetilir.

İKİNCİ BÖLÜM
Koruyucu ve Destekleyici Tedbirler

Madde - 5. Koruyucu ve destekleyici tedbirler

(1) Koruyucu ve destekleyici tedbirler, çocuğun öncelikle kendi aile ortamında korunmasını sağlamaya yönelik, danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık ve barınma konularında alınacak tedbirlerdir. Bunlardan;

  1. Danışmanlık tedbiri, çocuğun bakımından sorumlu olan kimselere çocuk yetiştirme konusunda; çocuklara da eğitim ve gelişimleri ile ilgili sorunlarının çözümünde yol göstermeye,

  2. Eğitim tedbiri, çocuğun bir eğitim kurumuna gündüzlü veya yatılı olarak devamına; iş ve meslek edinmesi amacıyla bir meslek veya sanat edinme kursuna gitmesine veya meslek sahibi bir ustanın yanına yahut kamuya ya da özel sektöre ait işyerlerine yerleştirilmesine,

  3. Bakım tedbiri, çocuğun bakımından sorumlu olan kimsenin herhangi bir nedenle görevini yerine getirememesi halinde, çocuğun resmi veya özel bakım yurduna ya da koruyucu aile hizmetlerinden yararlandırılması veya bu kurumlara yerleştirilmesine,

  4. Sağlık tedbiri, çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığının korunması ve tedavisi için gerekli tıbbi bakım ve rehabilitasyonuna, bağımlılık yapan maddeleri kullananların tedavilerinin yapılmasına,

  5. Barınma tedbiri, barınma yeri olmayan çocuklu kimselere veya hayatı tehlikede olan hamile kadınlara uygun barınma yeri sağlamaya,

yönelik tedbirdir.

(2) Hakkında, birinci fıkranın (e) bendinde tanımlanan barınma tedbiri uygulanan kimselerin, talepleri halinde kimlikleri ve adresleri gizli tutulur.

(3) Tehlike altında bulunmadığının tespiti ya da tehlike altında bulunmakla birlikte, veli veya vasisinin ya da bakım ve gözetiminden sorumlu kimsenin desteklenmesi suretiyle, tehlikenin bertaraf edileceğinin anlaşılması halinde; çocuk, bu kişilere teslim edilir. Bu fıkranın uygulanmasında, çocuk hakkında birinci fıkrada belirtilen tedbirlerden birisine de karar verilebilir.

Madde - 6. Kuruma başvuru

(1) Adli ve idari merciler, kolluk görevlileri, sağlık ve eğitim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, özel korunma ihtiyacı olan çocuğu Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bildirmekle yükümlüdür. Çocuk ile çocuğun bakımından sorumlu kimseler çocuğun korunma altına alınması amacıyla Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna başvurabilir.

(2) Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu kendisine bildirilen olaylarla ilgili olarak gerekli araştırmayı derhal yapar.

Madde - 7. Koruyucu ve destekleyici tedbir kararı alınması

(1) Çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir kararı; çocuğun anası, babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimse, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ve Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re’sen çocuk hakimi tarafından alınabilir.

(2) Tedbir kararı verilmeden önce, çocuk hakkında sosyal inceleme yaptırılabilir.

(3) Tedbirin türü kararda gösterilir. Bir veya birden fazla tedbire karar verilebilir.

(4) Hakim, hakkında koruyucu ve destekleyici tedbire karar verdiği çocuğun denetim altına alınmasına da karar verebilir.

(5) Hakim, çocuğun gelişimini göz önünde bulundurarak koruyucu ve destekleyici tedbirin kaldırılmasına veya değiştirilmesine karar verebilir. Bu karar acele hallerde, çocuğun bulunduğu yer hakimi tarafından da verilebilir. Ancak bu durumda karar, önceki kararı alan hakim veya mahkemeye bildirilir.

(6) Tedbirin uygulanması, onsekiz yaşın doldurulmasıyla kendiliğinden sona erer. Ancak hakim, eğitim ve öğrenimine devam edebilmesi için ve rızası alınmak suretiyle tedbirin uygulanmasına belli bir süre daha devam edilmesine karar verebilir.

(7) Mahkeme, özel korunma ihtiyacı olan çocuk hakkında, koruyucu ve destekleyici tedbir kararının yanında, 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre, velayet, vesayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulması hususlarında da karar vermeye yetkilidir.

Madde - 8. Tedbirlerde yetki

(1) Özel koruma ihtiyacı olan çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbirler, çocuğun menfaatleri bakımından ailesinin veya birlikte yaşadığı kimselerin bulunduğu yerdeki çocuk hakimince alınır.

(2) Tedbir kararlarının uygulanması, kararı veren hakim veya mahkemece en geç üçer aylık sürelerle incelettirilir.

(3) Hakim veya mahkeme; denetim memurları, çocuğun velisi, vasisi, bakım ve gözetimini üstlenen kimselerin, tedbir kararını yerine getiren kişi ve kuruluşun temsilcisi ile Cumhuriyet savcısının talebi üzerine veya re’sen çocuğa uygulanan tedbirin sonuçlarını inceleyerek kaldırabilir, süresini uzatabilir veya değiştirebilir.

Madde - 9. Acil korunma kararı alınması

(1) Derhal korunma altına alınmasını gerektiren bir durumun varlığı halinde çocuk, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından bakım ve gözetim altına alındıktan sonra acil korunma kararının alınması için Kurum tarafından çocuğun Kuruma geldiği tarihten itibaren en geç iki gün içinde çocuk hakimine müracaat edilir. Hakim tarafından, üç gün içinde talep hakkında karar verilir. Hakim, çocuğun bulunduğu yerin gizli tutulmasına ve gerektiğinde kişisel ilişkinin tesisine karar verebilir.

(2) Acil korunma kararı en fazla otuz günlük süre ile sınırlı olmak üzere verilebilir. Bu süre içinde Kurumca çocuk hakkında sosyal inceleme yapılır. Kurum, yaptığı inceleme sonucunda, tedbir kararı alınmasının gerekmediği sonucuna varırsa bu yöndeki görüşünü ve sağlayacağı hizmetleri hakime bildirir. Çocuğun, ailesine teslim edilip edilmeyeceğine veya uygun görülen başkaca bir tedbire hakim tarafından karar verilir.

(3) Kurum, çocuk hakkında tedbir kararı alınması gerektiği sonucuna varırsa, hakimden koruyucu ve destekleyici tedbir kararı verilmesini talep eder.

Madde - 10. Bakım ve barınma kararlarının yerine getirilmesi

(1) Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından, kendisine intikal eden olaylarda acil bakımı gerektiren durumlar ile diğer bakımı gerektiren durumda gerekli önlemler derhal alınarak çocuk, resmi veya özel kuruluşlara yerleştirilir.

Madde - 11. Çocuklara özgü güvenlik tedbiri

(1) Bu Kanunda düzenlenen koruyucu ve destekleyici tedbirler, suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak anlaşılır.

Madde - 12. Akıl hastalığı

(1) Suça sürüklenen çocuğun aynı zamanda akıl hastası olması halinde, 26.09.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 31 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları kapsamına giren çocuklar hakkında, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanır.

Madde - 13. Tedbir kararlarında usul

(1) Bu Kanunun 7 nci maddesinin yedinci fıkrasında öngörülen durumlar hariç olmak üzere, suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklarla özel korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında duruşma yapılmaksızın tedbir kararı verilir.

(2) Tedbir kararının verilmesinden önce, çocuğun görüşü alınır, ilgililer dinlenebilir, çocuk hakkında sosyal inceleme raporu düzenlenmesi istenebilir.

Madde - 14. Kanun yolu

(1) Bu Kanun hükümlerine göre, çocuk hakimi tarafından alınan tedbir kararlarına karşı, 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun itiraza ilişkin hükümleri uygulanır.

İKİNCİ KISIM
Soruşturma ve Kovuşturma

BİRİNCİ BÖLÜM
Soruşturma

Madde - 15. Soruşturma

(1) Suça sürüklenen çocuk hakkındaki soruşturma çocuk bürosunda görevli Cumhuriyet savcısı tarafından bizzat yapılır.

(2) Çocuğun ifadesinin alınması veya çocuk hakkındaki diğer işlemler sırasında, çocuğun yanında sosyal çalışma görevlisi bulundurulabilir.

(3) Cumhuriyet savcısı soruşturma sırasında gerekli görüldüğünde çocuk hakkında koruyucu ve destekleyici tedbirlerin uygulanmasını çocuk hakiminden isteyebilir.

Madde - 16. Çocuğun gözaltında tutulması

(1) Gözaltına alınan çocuklar, kolluğun çocuk biriminde tutulur.

(2) Kolluğun çocuk biriminin bulunmadığı yerlerde çocuklar, imkanlar ölçüsünde gözaltına alınan yetişkinlerden ayrı bir yerde tutulur.

Madde - 17. İştirak halinde işlenen suçlar

(1) Çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi halinde, soruşturma ve kovuşturma ayrı yürütülür.

(2) Davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi halinde, genel mahkemelerde, yargılamanın her safhasında, mahkemelerin uygun bulması şartıyla, birleştirme kararı verilebilir. Bu takdirde birleştirilen davalar genel mahkemelerde görülür.

Madde - 18. Çocuğun nakli

(1) Çocuklara zincir, kelepçe ve benzeri aletler takılamaz. Ancak; zorunlu hallerde çocuğun kaçmasını, kendisinin veya başkalarının hayat veya beden bütünlükleri bakımından doğabilecek tehlikeleri önlemek için kolluk tarafından gerekli önlem alınabilir.

Madde - 19. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi

(1) Fiil için kanunda öngörülen cezanın üst sınırı üç aydan fazla ve iki yıla kadar (iki yıl dahil) hapis cezasını veya fiil adli para cezasını gerektirir ise, Cumhuriyet savcısı tarafından deliller toplandıktan sonra, şüpheli hakkında açılacak kamu davası;

  1. Çocuğun daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,

  2. Yapılan soruşturmanın, kamu davası açılmasının ertelenmesi halinde şüphelinin suç işlemekten çekineceği kanaatini vermesi,

  3. Kamu davası açılmasının ertelenmesinin, şüpheli ve toplum açısından kamu davası açılmasından daha yararlı olması,

  4. Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,

koşullarının birlikte gerçekleşmesi halinde, beş yıl süreyle ertelenebilir.

(2) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın uygulanması, çocuk hakiminin onamasına bağlıdır. Bu husustaki karar beş gün içinde verilir.

(3) Erteleme süresi içinde işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkûm olmadığı takdirde, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir. Erteleme süresi içinde işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyet halinde kamu davası açılır. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez.

(4) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararlar, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.

(5) Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmamış çocuk bakımından, birinci fıkrada öngörülen hapis cezasının üst sınırı üç yıl (üç yıl dahil) olarak uygulanır.

Madde - 20. Adli kontrol

(1) Suça sürüklenen çocuklar hakkında soruşturma veya kovuşturma evrelerinde adli kontrol tedbiri olarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 109 uncu maddesinin birinci fıkrasındaki süre koşuluyla bağlı olmaksızın bu maddede sayılanlar ile aşağıdaki tedbirlerden bir ya da birkaçına karar verilebilir;

  1. Belirlenen çevre sınırları dışına çıkmamak,

  2. Belirlenen bazı yerlere gidememek veya ancak bazı yerlere gidebilmek,

  3. Belirlenen kişi ve kuruluşlarla ilişki kurmamak.

(2) Ancak bu tedbirlerden sonuç alınamaması, sonuç alınamayacağının anlaşılması veya tedbirlere uyulmaması durumunda tutuklama kararı verilebilir.

Madde - 21. Tutuklama yasağı

(1) Onbeş yaşını doldurmamış çocuklar hakkında tutuklama kararı verilemez.

İKİNCİ BÖLÜM
Kovuşturma

Madde - 22. Duruşma

(1) Çocuk, velisi, vasisi, mahkemece görevlendirilmiş sosyal çalışma görevlisi, çocuğun bakımını üstlenen aile ve kurumda bakılıyorsa kurumun temsilcisi duruşmada hazır bulunabilir.

(2) Mahkeme veya hakim, çocuğun sorgusu veya çocuk hakkındaki diğer işlemler sırasında, çocuğun yanında sosyal çalışma görevlisi bulundurabilir.

(3) Duruşmalarda hazır bulunan çocuk, yararı gerektirdiği takdirde duruşma salonundan çıkarılabileceği gibi sorgusu yapılmış çocuğun duruşmada hazır bulundurulmasına da gerek görülmeyebilir.

Madde - 23. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması

(1) Çocuğa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda belirlenen ceza, en çok üç yıla kadar (üç yıl dahil) hapis veya adli para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.

(2) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için gerekli koşullar şunlardır:

  1. Çocuğun daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,

  2. Çocuğun yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaat gelmiş olması,

  3. Çocuk hakkında, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları itibarıyla bir cezaya hükmedilmesine gerek görülmemesi,

  4. Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesi. Suçun işlenmesiyle kamunun uğradığı zarar miktarının belirlenememesi halinde, mahkemece takdir edilecek bir miktarda paranın bir defada Maliye veznesine yatırılması.

(3) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde, çocuk, beş yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulur. Bu süre içinde dava zamanaşımı durur.

(4) İkinci fıkranın (d) bendinde belirtilen koşulun yerine getirilememesi halinde; denetimli serbestlik süresince sanığa aşağıdaki yükümlülüklerden biri yüklenerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir:

  1. Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aylık taksitler halinde ödenerek tamamen giderilmesi,

  2. Suçun işlenmesiyle kamunun uğradığı zarar miktarının belirlenememesi halinde, mahkemece takdir edilecek miktarda paranın aylık taksitler halinde Maliye veznesine yatırılması.

(5) Denetimli serbestlik süresi içinde işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkûm olmadığı ve yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, davanın düşmesine karar verilir.

(6) Çocuğun denetimli serbestlik süresi içinde işlediği hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç nedeniyle mahkûm olması veya yükümlülüklerine aykırı davranması halinde, mahkeme geri bıraktığı hükmü açıklar. Ancak mahkeme, yükümlülüklerin yerine getirilme durumunu göz önünde bulundurarak, çocuk hakkında belirlenen cezada yarı oranına kadar indirim yapabilir.

(7) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.

(8) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.

Madde - 24. Uzlaşma

(1) Suça sürüklenen çocuklarla ilgili olarak uzlaşma, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan veya kasten işlenen ve alt sınırı iki yılı aşmayan hapis veya adli para cezasını gerektiren ya da taksirle işlenen suçlarda uygulanır.

(2) Suç tarihinde onbeş yaşını doldurmayan çocuklar bakımından, birinci fıkrada öngörülen hapis cezasının alt sınırı dört yıl olarak uygulanır.

ÜÇÜNCÜ KISIM
Mahkemeler ve Cumhuriyet Savcılığı

BİRİNCİ BÖLÜM
Mahkemelerin Kuruluş, Görev ve Yetkisi

Madde - 25. Mahkemelerinin kuruluşu

(1) Çocuk mahkemesi, tek hakimden oluşur. Bu mahkemeler her il merkezinde kurulur. Ayrıca, bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak kurulabilir. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde çocuk mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. Çocuk mahkemelerinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet savcısı bulunmaz.

(2) Çocuk ağır ceza mahkemelerinde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur ve mahkeme bir başkan ve iki üye ile toplanır. Bu mahkemeler bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak kurulur. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde çocuk ağır ceza mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır.

Madde - 26. Mahkemelerinin görevi

(1) Çocuk mahkemesi, asliye ceza mahkemesi ile sulh ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından, suça sürüklenen çocuklar hakkında açılacak davalara bakar.

(2) Çocuk ağır ceza mahkemesi, çocuklar tarafından işlenen ve ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarla ilgili davalara bakar.

(3) Mahkemeler ve çocuk hakimi, bu Kanunda ve diğer kanunlarda yer alan tedbirleri almakla görevlidir.

(4) Çocuklar hakkında açılan kamu davaları, Kanunun 17 nci maddesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla bu Kanunla kurulan mahkemelerde görülür.

Madde - 27. Mahkemelerinin yargı çevresi

(1) Çocuk mahkemelerinin yargı çevresi, kurulduğu il ve ilçenin mülki sınırlarıyla belirlenir.

(2) Çocuk ağır ceza mahkemelerinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adli yönden bağlanan ilçelerin idari sınırlarıdır.

(3) Coğrafi durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerinin yargı çevresinin belirlenmesine veya değiştirilmesine Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir.

Madde - 28. Hakimlerin atanmaları

(1) Mahkemelere, atanacakları bölgeye veya bir alt bölgeye hak kazanmış, adli yargıda görevli, tercihen çocuk hukuku alanında uzmanlaşmış, çocuk psikolojisi ve sosyal hizmet alanlarında eğitim almış olan hakimler ve Cumhuriyet savcıları arasından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca atama yapılır.

(2) Atamalarda istekli olanlarla daha önce bu görevlerde bulunmuş olanlara öncelik tanınır.

(3) Herhangi bir nedenle görevine gele-meyen hakimin yerine bu hakim görevine başlayıncaya veya Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yetkilendirme yapılıncaya kadar, o yerdeki hakimlerden hangisinin bakacağı, birinci fıkrada aranan nitelikler de gözetilerek adli yargı adalet komisyonu başkanınca belirlenir.

İKİNCİ BÖLÜM
Cumhuriyet Savcılığı ve Kolluk

Madde - 29. Cumhuriyet savcılığı çocuk bürosu

(1) Cumhuriyet başsavcılıklarında bir çocuk bürosu kurulur. Cumhuriyet başsavcısınca 28 inci maddenin birinci fıkrasında öngörülen nitelikleri haiz olanlar arasından yeterli sayıda Cumhuriyet savcısı, bu büroda görevlendirilir.

Madde - 30. Çocuk bürosunun görevleri

(1) Çocuk bürosunun görevleri;

  1. Suça sürüklenen çocuklar hakkındaki soruşturma işlemlerini yürütmek,

  2. Çocuklar hakkında tedbir alınması gereken durumlarda, gecikmeksizin tedbir alınmasını sağlamak,

  3. Özel korunma ihtiyacı olan, suç mağduru veya suça sürüklenen çocuklardan yardıma, eğitime, işe, barınmaya ihtiyacı olan veya uyum güçlüğü çeken kimselere ihtiyaç duydukları destek hizmetlerini sağlamak üzere, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde çalışmak, bu gibi durumları çocukları korumakla görevli kurum ve kuruluşlara bildirmek,

  4. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda verilen görevleri yerine getirmektir.

(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, bu görevler çocuk bürosunda görevli olmayan Cumhuriyet savcıları tarafından da yerine getirilebilir.

Madde - 31. Kolluğun çocuk birimi

(1) Çocuklarla ilgili kolluk görevi, öncelikle kolluğun çocuk birimleri tarafından yerine getirilir.

(2) Kolluğun çocuk birimi, özel korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocuklar hakkında işleme başlandığında durumu, çocuğun veli veya vasisine veya çocuğun bakımını üstlenen kimseye, baroya ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna, çocuk resmi bir kurumda kalıyorsa ayrıca kurum temsilcisine bildirir. Ancak, çocuğu suça azmettiren veya istismar eden yakınlarına bilgi verilmez.

(3) Çocuk, kollukta bulunduğu sırada, yanında yakınlarından birinin bulunmasına imkan sağlanır.

(4) Kolluğun çocuk birimlerindeki personeline, kendi kurumları tarafından çocuk hukuku, çocuk suçluluğunun önlenmesi, çocuk gelişimi ve psikolojisi, sosyal hizmet gibi konularda eğitim verilir.

(5) Çocuğun özel korunma ihtiyacı içinde bulunduğunun bildirimi ya da tespiti veya hakkında acil korunma kararı almak için beklemenin, çocuğun yararına aykırı olacağını gösteren nedenlerin varlığı halinde kolluğun çocuk birimi, durumun gerektirdiği önlemleri almak suretiyle çocuğun güvenliğini sağlar ve mümkün olan en kısa sürede Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna teslim eder.

Madde - 32. Görevlilerin eğitimleri

(1) Mahkemelerde görevlendirilecek hakimler ve Cumhuriyet savcıları ile sosyal çalışma görevlilerine ve denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğünde görevli denetim görevlilerine, adaylık dönemlerinde Adalet Bakanlığınca belirlenen esaslara uygun, çocuk hukuku, sosyal hizmet, çocuk gelişimi ve psikolojisi gibi konularda eğitim verilir.

(2) Mahkemelere atananların, görevleri süresince, alanlarında uzmanlaşmalarını sağlama ve kendilerini geliştirmelerine yönelik hizmet içi eğitim almaları sağlanır.

(3) Hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimin usul ve esasları yönetmelikle belirlenir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Sosyal İnceleme

Madde - 33. Sosyal çalışma görevlileri

(1) Adalet Bakanlığınca mahkemelere, en az lisans öğrenimi görmüş olanlar arasından yeterli sayıda sosyal çalışma görevlisi atanır. Atamada; çocuk ve aile sorunları ile çocuk hukuku ve çocuk suçluluğunun önlenmesi alanlarında lisansüstü eğitim yapmış olanlar tercih edilir.

(2) Bu görevlilerin bulunmaması, görevin bunlar tarafından yapılmasında fiili veya hukuki bir engel bulunması ya da başka bir uzmanlık dalına ihtiyaç duyulması gibi durumlarda, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar ile serbest meslek icra eden birinci fıkrada öngörülen nitelikleri haiz kimseler de sosyal çalışma görevlisi olarak görevlendirilebilirler.

(3) Hakkında sosyal inceleme yapılacak çocuğun, incelemeye tabi tutulacak çevresi mahkemenin yetki alanı dışında ise, davayı gören mahkemenin talimatına bağlı olarak çocuğun bulunduğu yerdeki mahkemece inceleme yaptırılır. Büyükşehir belediye sınırları içinde kalan yerlerde bu inceleme, davayı gören mahkemeye bağlı olarak çalışan sosyal çalışma görevlilerince yapılabilir.

Madde - 34. Sosyal çalışma görevlilerinin görevleri

(1) Sosyal çalışma görevlilerinin görevi;

  1. Görevlendirildikleri çocuk hakkında derhal sosyal inceleme yapmak ve hazırladıkları raporları kendilerini görevlendiren mercie sunmak,

  2. Suça sürüklenen çocuğun ifadesine başvurulduğu durumlarda yanında bulunarak, uzman bilgisine ihtiyaç duyulan konularda Cumhuriyet savcısına, mahkemeye veya çocuk hakimine bilgi vermek,

  3. Bu Kanun kapsamında mahkemeler ve çocuk hakimleri tarafından verilen diğer görevleri yerine getirmektir.

(2) İlgililer, sosyal çalışma görevlilerinin çalışmaları sırasında, kendilerine yardımcı olmak ve çocuk hakkında istenen bilgileri vermek zorundadır.

(3) Sosyal çalışma görevlilerinin, görevleri sırasında yaptıkları ve hakim tarafından takdir edilen masrafları Cumhuriyet başsavcılığının suçüstü ödeneğinden ödenir.

Madde - 35. Sosyal inceleme raporu

(1) Bu Kanun kapsamındaki çocuklar hakkında mahkemeler, çocuk hakimleri veya Cumhuriyet savcılarınca gerektiğinde çocuğun bireysel özelliklerini ve sosyal çevresini gösteren inceleme yaptırılır.

(2) Derhal tedbir alınmasını gerektiren durumlarda sosyal inceleme daha sonra da yaptırılabilir.

(3) Mahkeme veya çocuk hakimi tarafından çocuk hakkında sosyal inceleme yaptırılmaması halinde, gerekçesi kararda gösterilir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Denetim

Madde - 36. Denetim altına alma kararı

(1) Hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir kararı verilen, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı onanan, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen çocuğun denetim altına alınmasına karar verilebilir.

Madde - 37. Denetim görevlisinin görevlendirilmesi

(1) Denetim altına alınan çocukla ilgili olarak denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü tarafından bir denetim görevlisi görevlendirilir.

(2) Görevlendirme sırasında çocuğun kişisel özellik ve ihtiyaçları dikkate alınır ve çocuğa kolay ulaşabilecek olanlar tercih edilir.

Madde - 38. Denetim görevlisinin görevleri

(1) Denetim görevlisinin görevleri şunlardır:

  1. Kararla ulaşılmak istenen amacın gerçekleşmesi için, çocuğun eğitim, aile, kurum, iş ve sosyal çevreye uyumunu güçlendirmek üzere onu desteklemek, yardımcı olmak, gerektiğinde önerilerde bulunmak,

  2. Çocuğa eğitim, iş, destek alabileceği kurumlar, hakları ve haklarını kullanma konularında rehberlik etmek,

  3. İhtiyaç duyacağı hizmetlerden yararlanmasında çocuğa yardımcı olmak,

  4. Kaldığı yerleri ve ilişki kurduğu kişileri ziyaret ederek çocuğun içinde yaşadığı şartları, ailesi ve çevresiyle ilişkilerini, eğitim ve iş durumunu, boş zamanlarını değerlendirme faaliyetlerini yerinde incelemek,

  5. Alınan kararın uygulanmasını, bu uygulamanın sonuçlarını ve çocuk üzerindeki etkilerini izlemek, tabi tutulduğu yükümlülüklerin yerine getirilmesini denetlemek,

  6. Çocuğun gelişimi hakkında, üçer aylık sürelerle Cumhuriyet savcısı veya mahkemeye rapor vermek.

(2) Denetim görevlisi, görevini yerine getirirken gerektiğinde çocuğun ana ve babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimse ve öğretmenleriyle işbirliği yapar.

(3) Çocuğun ana ve babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimse çocuğun devam ettiği okul, işyeri veya çocukla ilgili bilgiye sahip kurumların yetkilileri, denetim görevlisine yardımcı olmak, görevi gereğince istediği bilgileri vermek zorundadırlar.

(4) Çocuğun yakınları denetim görevlisinin yetkilerine müdahale edemezler.

Madde - 39. Denetim planı ve raporu

(1) Çocuğa uygulanacak denetimin yöntemi, denetim görevlisince, sosyal incelemeyi yapan uzman veya mahkeme nezdindeki sosyal çalışma görevlisi ile birlikte, görevlendirmeyi takip eden on gün içinde hazırlanacak bir planla belirlenir.

(2) Denetim planı hazırlanırken;

  1. Çocuk hakkında alınan tedbirin amacı, niteliği ve süresi,

  2. Çocuğun ihtiyaçları,

  3. Çocuğun içinde bulunduğu tehlike halinin ciddiyeti,

  4. Çocuğun ana ve babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimse tarafından çocuğa verilen desteğin derecesi,

  5. Suça sürüklenmesi sebebiyle tedbir alınmış ise suç teşkil eden fiilin mahiyeti,

  6. Çocuğun görüşü,

dikkate alınır.

(3) Denetim planı, mahkeme veya çocuk hakimince onaylandıktan sonra derhal uygulanır. Denetim görevlisi, kararın uygulama biçimi, çocuk üzerindeki etkileri ile çocuğun ana ve babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimselerin veya kurumların çocuğa karşı sorumluluklarını gereğince yerine getirip getirmedikleri, kararın değiştirilmesini gerektirir bir durum olup olmadığı ve istenen diğer hususlarda her ay, ayrıca talep halinde mahkeme veya çocuk hakimine rapor verir.

Madde - 40. Denetimin sona ermesi

(1) Denetim, kararda öngörülen sürenin dolmasıyla sona erer. Tedbirden beklenen yararın elde edilmesi halinde denetim, sürenin dolmasından önce de kaldırılabilir.

(2) Denetim, çocuğun başka bir suçtan dolayı tutuklanması veya cezasının yerine getirilmesine başlanmakla sona erer.

Madde - 41. Sosyal inceleme ve denetim raporları hakkında bilgi edinme

(1) Sosyal inceleme raporu ile denetim planı ve raporunun birer örneğini çocuğun avukatı ve yasal temsilcisi mahkemeden veya çocuk hakiminden alabilir. Çocuğa raporun içeriği hakkında bilgi verilir.

(2) Ancak, çocuk ve avukatı hariç olmak üzere birinci fıkrada gösterilen kişilerin sosyal inceleme raporu ile denetim planı ve raporu hakkında bilgi sahibi olmasının çocuğun yararına aykırı olduğuna kanaat getirilirse, bunların incelenmesi kısmen veya tamamen yasaklanabilir.

ALTINCI KISIM
Çeşitli Hükümler

Madde - 42. Uygulanacak hükümler

(1) Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 18.06.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleri uygulanır.

(2) Denetim konusunda bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu hükümleri uygulanır.

Madde - 43. Çocuğun giderleri

(1) Çocuk hakkında verilen koruyucu ve destekleyici tedbir kararlarının giderleri Devletçe ödenir. Ödenecek miktar mahkemece verilecek bir karar ile tespit edilir.

(2) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre çocuğa bakmakla yükümlü olan kimsenin mali durumunun müsait olması halinde, Devletçe ödenen meblağın tahsili için ilgililere rücû edilir.

Madde - 44. Kamu görevlisi

(1) Bu Kanun kapsamına giren görevlerle bağlantılı olarak kamu görevlileri hakkında 02.12.1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz.

Madde - 45. Kurumlar

(1) Bu Kanunun 5 inci maddesinde yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirlerden;

  1. (a) ve (e) bentlerinde yazılı danışmanlık ve barınma tedbirleri Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ve yerel yönetimler,

  2. (b) bendinde yazılı eğitim tedbiri Milli Eğitim Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,

  3. (c) bendinde yazılı bakım tedbiri Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu,

  4. (d) bendinde yazılı sağlık tedbiri Sağlık Bakanlığı,

tarafından yerine getirilir.

(2) Bu tedbirlerin yerine getirilmesinde kurumların koordinasyonu Adalet Bakanlığınca sağlanır.

Madde - 46. Kadrolar

(1) Bu Kanun gereğince kurulacak mahkemelerin kuruluş ve çalışmaları için gerekli sınıflardan yeteri kadar kadro temin edilir.

Madde - 47. Yönetmelik

(1) Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, altı ay içinde Adalet Bakanlığınca çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenir.

Madde - 48. Yürürlükten kaldırılan hükümler

(1) 07.11.1979 tarihli ve 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.

(2) Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 07.11.1979 tarihli ve 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanuna yapılan yollamalar, bu Kanuna yapılmış sayılır.

Geçici Madde - 1.

(1) Bu Kanun hükümlerine göre kurulup faaliyete geçen çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemeleri, göreve başladıkları tarihten sonraki dava ve işler bakımından görevlidir.

(2) Çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemeleri bulunmayan yerlerde, bu mahkemeler kurulup göreve başlayıncaya kadar çocuklar tarafından işlenen suçlara ait soruşturma ve kovuşturmalar Cumhuriyet başsavcılığı ve görevli mahkemelerce bu Kanun hükümlerine göre yapılır.

(3) Çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde, bu mahkeme kurulup göreve başlayıncaya kadar özel korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında tedbir kararları görevli hukuk mahkemelerince alınır.

(4) Adalet Bakanlığının koordinatörlüğünde ilgili bakanlıklar ve bağlı kuruluşlar bu Kanunun yürürlüğü tarihinden itibaren altı ay içinde koruyucu ve destekleyici tedbirleri yerine getirmek üzere gerekli tedbirleri alır. Ayrıca, ilgili bakanlıklar ve bağlı kuruluşlar bu amaçla sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğine gidebilirler.

Madde - 49. Yürürlük

(1) Bu Kanun 01.04.2005 tarihinde yürürlüğe girer.

Madde - 50. Yürütme

(1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

MADDE GEREKÇELERİ

Madde - 1.

Maddede, Kanunun amacı, özel korunma ihtiyacı olan çocukları, içinde bulundukları tehlikeden koruyan, onların temel haklarını temin eden, fiziki ve manevi varlıklarının korunmasını, sağlıklı gelişimini gerçekleştirmek üzere ekonomik, sosyal, kültürel ve hukukî şartları sağlayan, bu çocukları etkili ve işlevsel bir kişilikle topluma kazandıran korunmanın, esas ve usulleri ile suça sürüklenen çocukların yararını gözeten, onların kişisel özelliklerini dikkate alan, toplumsal sorumluluk bilinçlerinin gelişmesine yardımcı olan, cezaya son çare olarak başvuran, cezada suçla orantılılığı gözeten, adil yargılama ilkesini hayata geçiren, çocuk adalet sisteminin usullerine ilişkin hükümler olarak açıklanmıştır.

Madde - 2.

Maddede, özel korunma ihtiyacında olan çocuklar hakkında alınan tedbirler ile suça sürüklenen çocuklar hakkında verilen güvenlik tedbirlerinin esas ve usulleri ile uygulanmasına ilişkin hükümler düzenlenmiş, söz konusu düzenleme ile çocuk mahkemelerinin, ceza yargılaması yapan bir mahkeme olması yanında, tehlike altında bulunan çocuklar hakkında koruyucu tedbir kararı veren mahkeme niteliğine sahip olması esası da benimsenmiştir.

Ayrıca, çocuk mahkemelerinin kuruluş, görev ve yetkilerine ilişkin esaslar da kapsama dahil edilmiştir.

Madde - 3.

Maddede, Kanunun değişik yerlerinde geçen terimler tanımlanmak suretiyle, gereksiz tekrarların önüne geçilmek istenilmiştir.

Madde - 4.

Madde ile, çocuğun yaşama, gelişme, korunma ve katılım haklarının güvence altına alınması, çocuğun yarar ve esenliğinin gözetilmesi, çocuk ve ailesinin herhangi bir nedenle ayrımcılığa tâbi tutulmaması, çocuk ve ailesi bilgilendirilmek suretiyle karar sürecine katılımlarının sağlanması, çocuğun, ailesinin, ilgililerin, kamu kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği içinde çalışmaları, insan haklarına dayalı, adil, etkili ve süratli bir usul izlenmesi, soruşturma ve kovuşturma sürecinde çocuğun durumuna uygun özel ihtimam gösterilmesi, kararların alınmasında ve uygulanmasında, çocuğun yaşına ve gelişimine uygun eğitimini ve öğrenimini, kişiliğini ve toplumsal sorumluluğunu geliştirmesinin desteklenmesi, çocuklar hakkında hapis cezasına en son çare olarak başvurulması, tedbir kararı verilirken kurumda bakım ve kurumda tutmanın son çare olarak görülmesi, kararların verilmesinde ve uygulanmasında toplumsal sorumluluğun paylaşılmasının sağlanması, çocukların bakılıp gözetildiği, tedbir kararlarının uygulandığı kurumlarda yetişkinlerden ayrı tutulmaları, çocuklar hakkında yürütülen işlemlerde, yargılama ve kararların yerine getirilmesinde kimliğinin başkaları tarafından belirlenememesine yönelik önlemlerin alınması yolundaki ilkeler öngörülerek, medenî haklardan yararlandırılmaları ile çocuğa özgü iyileştirici adalet sisteminin imkânlarından yararlandırılması benimsenmiştir.

Madde - 5.

Madde ile, çocuklar hakkında alınacak koruyucu ve destekleyici tedbirler ayrıntılı ve karışıklığa yer vermeyecek biçimde düzenlenmiş, çocukların içinde bulundukları özel durumlar dikkate alınarak, her çocuğun kişisel özelliklerine uygun tedbirin alınması hedeflenmiştir.

Maddede düzenlenen tedbirler, öncelikli olarak, tehlike altındaki çocuğun doğal ortamı olan ailesinin yanında kalması temel esas olarak benimsenmiş, bu nedenle, ailesinin mali, sosyal, kültürel yönden desteklenmesine yönelik hükümlere de yer verilmiştir. Toplumsal kaynakların harekete geçirilmesi suretiyle, kamu kurumları ile sivil toplum kuruluşlarının amaca yönelik yardımlarından yararlanılması esası benimsenmiştir.

Ancak, alınan her türlü tedbire rağmen, çocuğun içinde bulunduğu ortamda iyileşme olmayacağının anlaşılması hâlinde, diğer benzeri doğal ortamlarda tutulması, buna rağmen sonuç alınamaması hâlinde de en son çare olarak kurum hizmetlerinden yararlandırılması temel amaç olarak kabul edilmiştir.

Madde - 6.

Maddede, herhangi bir yolla bir çocuğun özel korunma ihtiyacı içinde olduğu bilgisine ulaşan, adlî ve idarî merciler ile kolluk görevlileri, sağlık ve eğitim kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarına çocuklarla ilgili genel koruma görevi bulunan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna söz konusu tehlikelilik hâlinin bildirilmesi yükümlülüğü getirilmiştir.

Ayrıca, özel korunma ihtiyacı olan çocuğun kendisine ve onun bakımından sorumlu bulunan kimselere, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun destekleyici ve koruyucu hizmetlerini talep etmek hakkı tanınmıştır.

Öte yandan, bildirime muhatap olan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna çocuklarla ilgili tedbirlerin bir an önce hayata geçirilmesi için, çocuğun içinde bulunduğu riskli ortamla ilgili araştırmayı gecikmeksizin yapma yükümlülüğü getirilmiştir.

Madde - 7.

Madde ile destekleyici ve koruyucu tedbir kararının re’sen ya da ilgililerin talepleri üzerine alınabileceği öngörülmüş, mahkemece bir tedbire hükmedilmesi yanında duruma uygun birden fazla tedbire hükmedilmesine imkân tanınmış, ayrıca karar verilmezden önce verilen karar ile amaca ulaşılmasını temin etmek üzere mahkemece, çocuğun kişisel özellikleri ve sosyal çevresi hakkında bilgi veren sosyal incelemenin yaptırılması konusunda mahkeme yetkili kılınmıştır.

Ayrıca, verilen tedbir kararının, amaca ulaşmadığının ya da ulaşmayacağının anlaşılması hâlinde, çocuğun yararına uygun başkaca bir tedbir kararı alınması, başka bir ifade ile alınan tedbir kararının, gözden geçirilip gerektiğinde değiştirilmesi, gerektiğinde de verilen tedbir kararının kaldırılması öngörülmüştür.

Ancak, tedbir kararının onsekiz yaşın doldurulması ile kendiliğinden sona ereceği hükme bağlanmış, çocuk tarafından rıza gösterildiği takdirde ise, eğitim ve öğreniminin devamı maksadıyla, tedbir kararının devamına karar verilmesine imkân tanınmıştır.

Öte yandan, madde ile Kanunun kapsamındaki destekleyici ve koruyucu tedbirler yanında 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca, velayet, vesayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulma gibi hususlarda da karar vermeye çocuk mahkemesi ve çocuk ağır ceza mahkemesi yetkili kılınmıştır. Belirtmek gerekir ki, maddenin son fıkrasında belirtilen hususlarda karar vermek genel olarak aile mahkemeleri ile sulh hukuk mahkemelerine aittir. Ancak, özel korunma ihtiyacı içinde bulunan çocuklar ile suça sürüklenen çocuklar bakımından, çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemeleri tarafından maddenin son fıkrasında belirtilen hususlarda karar verilmesi ihtiyacı ortaya çıktığında, çocuk hakkında bu mahkemeler tarafından bu konuda da karar verilecektir.

Madde - 8.

Maddede, özel korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbirler kararlarının, çocuğun yüksek yararı gözetilerek ailesinin veya birlikte yaşadığı kimselerin bulunduğu yerdeki çocuk hâkimince alınması öngörülmüştür.

Çocuk hakkında verilen koruyucu ve destekleyici kararlarla istenilen sonuca ulaşılıp ulaşılmadığının tespiti açısından en geç üçer aylık sürelerle inceleme yaptırılması amaçlanmıştır.

Ayrıca, mahkemece verilen tedbir kararlarının yeniden değerlendirilmesi sonucunda, ulaşılan kanaate göre çocuğun üstün yararı gözetilerek kararların kaldırılması, süresinin uzatılması veya değiştirilmesine imkân tanınmıştır.

Madde - 9.

Maddede, çocuğun derhal bir korunma tedbirinden yararlandırılmasını gerekli kılan hâl söz konusu ise Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna çocukla ilgili korunma işlemlerinin hemen başlatması, bu arada, çocuğun Kuruma geldiği tarihten itibaren en geç iki gün içinde çocuk hâkiminden acil bir korunma kararını talep etme görevi yüklenilmiştir ve acil korunma kararının en fazla otuz günlük süre ile sınırlı olarak verilmesi öngörülmüştür. Bu süreçte Kuruma, çocuğun kişisel özelliklerinin ve diğer bilgileri temin etmek üzere sosyal inceleme yapması zorunluluğu getirilmiştir.

Sosyal inceleme sonucunda, çocuk hakkında elde edilen bilgiler çerçevesinde, tedbir kararına ihtiyaç bulunmadığı kanaâtine varılması hâlinde Kuruma, konuya ilişkin görüşlerinin ve başkaca hizmetlere ilişkin bilgilerin çocuk hâkimine bildirilmesi yükümlülüğü öngörülmüştür.

Maddede ayrıca, çocuk hâkimine; Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun düzenlendiği raporla bağlı olmaksızın, çocuğun ailesine teslim edilip edilmeyeceğine ya da başkaca bir tedbire hükmetme yetkisi tanınmıştır.

Ancak, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından yapılan inceleme sonucunda, çocuğun destekleyici ve koruyucu hizmetlerinden yararlandırılması gerektiği sonucuna varılması hâlinde, Kuruma, tedbir kararı alınması talebiyle çocuk hâkimine başvurma zorunluluğu getirilmiştir.

Madde - 10.

Madde ile, hakkında tedbir kararı verilen çocuğun, kurum hizmetlerinden yararlandırılması konusunda gerekli tedbirleri almak üzere Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu yetkili kılınmış iken, imkânların elverdiği ölçüde çocukların yararını gözeten gerekli protokolün yapılması suretiyle, diğer resmî kurumlar ile özel kuruluşların hizmetlerinden yararlandırılmasına da imkân tanınmıştır.

Madde - 11.

Madde, suça sürüklenen çocuklar hakkında, bu Kanunun 5 inci maddesinde öngörülen destekleyici ve koruyucu tedbirlerin, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak uygulanması öngörülmüştür.

Madde - 12.

Maddede, suça sürüklenen çocuğun, aynı zamanda akıl hastası olması hâlinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 31 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları kapsamına girenler hakkında, çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

Madde - 13.

Madde ile, özel korunma ihtiyacı olan çocuklar ile suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar hakkında, tedbirle ulaşılmak istenilen amacın bir an önce gerçekleşmesine sebebiyet verecek olması nedeniyle, çocuklar hakkında duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden karar verilmesi konusunda mahkemeler ve çocuk hâkimi yetkili kılınmıştır. Ancak, çocuk hakkında kovuşturma evresine geçilmiş olması durumunda çocuk hâkiminin maddede belirtilen yetkiyi kullanması ortadan kalkacaktır.

Maddede ayrıca, çocuğun sorumluluk bilincini kazanması ve etkin kişiliğini göstermesi bakımından kendisinin görüşlerini ifade etmesi imkânı verilmiştir. Diğer yandan ihtiyaç bulunması hâlinde çocukla muhatap olan ilgililerin dinlenmesi ve çocuğun kişisel özellikleri ile sosyal çevresi hakkında bilgi içeren sosyal incelemenin yaptırılması esası benimsenmiştir.

Madde - 14.

Madde ile, Kanun kapsamında verilen tedbir kararlarına itiraz edilmesine imkân tanınmış ve bu konuda 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun itiraza ilişkin hükümlerinin tatbik olunacağı öngörülmüştür.

Madde - 15.

Maddede, suça sürüklenen çocuklar hakkında yapılacak olan soruşturmanın Cumhuriyet başsavcılıklarında kurulan çocuk bürosunda görevli Cumhuriyet savcıları tarafından bizzat yapılacağı belirtilmiş, bu düzenleme ile çocuğun ifadesinin de Cumhuriyet savcısı tarafından alınması amaçlanmıştır.

Cumhuriyet başsavcılığında yapılan soruşturma işlemleri ve ifade alma sırasında çocuğun yanında sosyal çalışma görevlisi bulundurulabileceği belirtilmiş, böylelikle çocuğun bu işlemlerden daha az etkilenmesi amaçlanmıştır.

Cumhuriyet savcısının, soruşturma sırasında gerekli görüldüğünde çocuk hakkında koruyucu ve destekleyici tedbirlerin uygulanmasını çocuk hâkiminden isteyebileceği düzenlenmiştir.

Madde - 16.

Maddede, gözaltına alınan çocuğun, kolluğun çocuk biriminde tutulacağı, çocuk birimi bulunmayan yerlerde mümkün olduğunca gözaltına alınan yetişkinlerden ayrı bir yerde tutulacağı belirtilmiştir.

Madde - 17.

Maddede, çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın ayrı ayrı yürütüleceği belirtilmiştir.

Maddenin ikinci fıkrasında da, davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi durumuyla ilgili hükümlere yer verilmiştir.

Madde - 18.

Maddede, çocuklara zincir, kelepçe ve benzeri aletler takılamayacağı, ancak, zorunlu hâllerde çocuğun kaçmasını, kendisinin veya başkalarının hayat veya beden bütünlükleri bakımından doğabilecek tehlikeleri önlemek için, kolluk görevlileri tarafından gerekli önlem alınabileceği belirtilmiştir.

Madde - 19.

Maddede, yetişkinler için Ceza Muhakemesi Kanununda düzenlenmeyen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kurumu çocuklar için düzenlenmiştir. Buna göre; fiil için Kanunda öngörülen cezanın üst sınırı üç aydan fazla ve iki yıla kadar (iki yıl dahil) hapis cezasını veya fiil adlî para cezasını gerektirir ise, Cumhuriyet savcısının delilleri topladıktan sonra şüpheli çocuk hakkında açacağı kamu davasını maddede belirtilen şartların birlikte gerçekleşmesi hâlinde, beş yıl süreyle erteleyebileceği, bu kararın uygulanmasının çocuk hâkiminin onamasına bağlı olduğu belirtilmiştir.

Belirtmek gerekir ki, birinci fıkrada belirtilen sınırlar içinde kalmak koşuluyla hapis cezası ile adlî para cezasının birlikte öngörüldüğü suçlar bakımından da bu müessese uygulanacaktır.

Çocuk, erteleme süresi içinde, işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkûm olmadığı takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verileceği, işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyet hâlinde ise, çocuk hakkında ertelenen kamu davasının açılacağı ve erteleme süresince dava zamanaşımının işlemeyeceği düzenlenmiştir.

Fiili işlediği sırada on beş yaşını doldurmamış çocuk bakımından birinci fıkrada belirtilen hapis cezasının üst sınırının üç yıl (üç yıl dahil) olarak uygulanacağı belirtilmiştir.

Madde - 20.

Maddede, çocuklar hakkında uygulanacak adlî kontrol tedbirleri düzenlenmiştir. Buna göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 109 uncu maddesinin birinci fıkrasındaki süre koşuluyla bağlı olmaksızın bu maddede yazılanlarla birlikte, belirlenen çevre sınırları dışına çıkmamak, belirlenen bazı yerlere gidememek veya bazı yerlere gidebilmek ve belirlenen kişi ve kuruluşlarla ilişki kurmamak tedbirlerinden bir ya da birkaçına adlî kontrol tedbiri olarak karar verilebilecek, bu tedbirlerden sonuç alınamaması hâlinde, sonuç alınamayacağının anlaşılması veya tedbirlere uyulmaması hâlinde tutuklama kararı verilebilecektir.

Madde - 21.

Maddede, on beş yaşını doldurmamış çocuklar hakkında tutuklama kararı verilemeyeceği hükme bağlanmıştır.

Madde - 22.

Maddede, duruşmada hazır bulunabilecekler belirtilmiştir. Buna göre, çocuk, velisi, vasisi, mahkemece görevlendirilmiş sosyal çalışma görevlisi, çocuğun bakımını üstlenen aile ve çocuk kurumda kalıyor ise kurumun temsilcisi duruşmada hazır bulunabilecektir. Ayrıca, hâkim veya mahkeme, duruşmada çocuğun yanında sosyal çalışma görevlisi bulundurabilecektir.

Çocuk, yararı gerektirdiği takdirde duruşma salonundan çıkarılabileceği gibi sorgusu yapılan çocuğun duruşmada hazır bulundurulmasına da gerek görülmeyebilecektir.

Madde - 23.

Maddede, yetişkinler için Ceza Muhakemesi Kanununda düzenlenmeyen, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu çocuklar için düzenlenmiştir. Buna göre, çocuğa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda belirlenen ceza en çok üç yıla kadar ( üç yıl dahil ) hapis veya adlî para cezası ise, maddede belirtilen şartlar mevcut olduğu takdirde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecektir. Bu hâlde, çocuğun beş yıl süreyle denetimle serbestlik tedbirine tâbi tutulacağı, bu süre içinde zamanaşımının işlemeyeceği, denetimli serbestlik süresi içinde işlediği hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç nedeniyle mahkûm olmadığı ve yükümlülüklere uygun davrandığı takdirde, davanın düşmesine karar verileceği, aksi takdirde mahkemenin, geri bıraktığı hükmü açıklayacağı belirtilmiştir.

Belirtmek gerekir ki, birinci fıkrada belirtilen sınırlar içinde kalmak koşuluyla hapis cezası ile adlî para cezasının birlikte öngörüldüğü suçlar bakımından da bu müessese uygulanacaktır.

Madde - 24.

Maddede, Türk Ceza Kanununda ve Ceza Muhakemesi Kanununda yer alan uzlaşma hükümlerinin uygulama alanı çocuklar bakımından daha da genişletilmiştir. Buna göre, çocuklarla ilgili olarak uzlaşma, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan veya kasten işlenen ve alt sınırı iki yılı aşmayan hapis veya adlî para cezasını gerektiren ya da taksirle işlenen suçlarda uygulanabilecektir. Ayrıca, suç tarihinde onbeş yaşını doldurmayan çocuklar bakımından, birinci fıkrada öngörülen süre koşulunun, dört yıl olarak uygulanacağı belirtilmiştir.

Madde - 25.

Maddede, çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerinin kuruluşuna ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

Madde - 26.

Maddede, mahkemelerin görevleri ayrı ayrı olarak belirtilmektedir. Maddenin üçüncü fıkrasında, çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerinin ve gerektiğinde çocuk hâkiminin, bu Kanunda yazılı koruyucu ve destekleyici tedbirleri almakla görevli olduğu ve diğer kanunlarda yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirlerle ilgili olarak da karar vermeye görevli olduğu ifade edilmiştir.

Bilindiği üzere, çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbirlerin alınmasında aile mahkemeleri kurulan yerler bakımından bu mahkemeler, kurulu bulunmayan yerler bakımından ise asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Maddede yer alan son fıkra ile, belirtilen hususlarda, çocuklar hakkında karar verme görevi, bu Kanun ile düzenlenen mahkemelere verilmektedir. Bununla birlikte, aile mahkemelerinin, kendilerine intikal eden esas dava ile birlikte, çocuklar hakkında da koruyucu ve destekleyici kararların alınmasında görevleri devam edecektir. Maddenin son fıkrasıyla öngörülen amaç; özel korunma ihtiyacı içinde bulunan çocuklar ile suça sürüklenen çocuklar hakkında bu Kanunla kurulan mahkemelerin ve çocuk hâkiminin karar vermesidir. Bununla birlikte, aile mahkemelerinin görev alanında kalan, örneğin boşanma davası gibi davalarda, aile mahkemesi tarafından görülen boşanma davasında, çocukla ilgili tedbir kararı verilebilecektir. Ancak, bu tür esas davaya bağlı bulunmayan ve çocuklarla ilgili koruyucu ve destekleyici karar alınmasını gerektiren hususlarda aile mahkemesi değil bu Kanunla kurulan mahkemeler ve çocuk hâkimi karar verebilecektir.

Ayrıca, bu Kanunda öngörülen mahkemelerin kurulmadığı yerler bakımından da aile mahkemelerinin görevleri devam edecektir.

Öte yandan, 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile belirli suçlar bakımından görevlendirilen ağır ceza mahkemeleri, çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerinin görevi kapsamına giren çocukların yargılamasında görevli olmayıp, bu suçları işleyen çocukların yargılaması da çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemeleri tarafından yerine getirilecektir.

Madde - 27.

Maddede, mahkemelerin yargı çevresi düzenlenmiştir.

Madde - 28.

Maddede, mahkemelerde görev yapacak hâkimlerin atanmaları ve atamada tercih edilen nitelikler düzenlenmiştir.

Madde - 29.

Maddede, Cumhuriyet başsavcılıklarında bir çocuk bürosu kurulacağı hükme bağlanmıştır.

Madde - 30.

Maddede, çocuk bürosunun görevleri sayılmıştır.

Madde - 31.

Maddede, çocuklarla ilgili kolluk görevinin kolluğun çocuk birimleri tarafından yerine getirileceği hükme bağlanmış, ayrıca, bu görevin yerine getirilmesinde uyulacak esas ve usuller belirlenmiştir.

Madde - 32.

Maddede, mahkemelerde görevlendirilecek hâkimler ve Cumhuriyet savcıları ile sosyal çalışma görevlileri ve denetim görevlilerinin eğitimine ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

Madde - 33.

Maddede, pedagoji, psikoloji, sosyal hizmet ve çocuk gelişimi ve eğitimi alanlarında çalışan meslek mensuplarının Adalet Bakanlığı tarafından, mahkemelere, en az lisans öğrenimi görmüş olanlar arasından yeterli sayıda sosyal çalışma görevlisi atanacağı, atamada; çocuk ve aile sorunları ile çocuk hukuku ve çocuk suçluluğunun önlenmesi alanlarında lisansüstü eğitim yapmış olanların tercih edileceği, bu görevlilerin bulunmaması, görevin bunlar tarafından yapılmasında fiili veya hukukî bir engel bulunması ya da başka bir uzmanlık dalına ihtiyaç duyulması gibi durumlarda, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar ile serbest meslek icra eden birinci fıkrada öngörülen nitelikleri haiz kimselerin de sosyal çalışma görevlisi olarak görevlendirilebileceği belirtilmiştir.

Madde - 34.

Maddede, sosyal çalışma görevlilerinin görevleri belirtilmiştir.

Madde - 35.

Maddede, sosyal inceleme raporu, raporun kapsamı ve raporun hazırlanmasına ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

Madde - 36.

Maddede, hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir kararı verilen, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı onanan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen çocuğun denetim altına alınmasına karar verilebileceği ifade edilmektedir.

Bilindiği gibi, denetim altına alma ile ilgili olarak gerek Türk Ceza Kanununda ve gerekse Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda hükümler bulunmaktadır. Çocuklarla ilgili olarak, maddede yer alan hususlarda hâkim veya mahkeme tarafından çocuklar hakkında denetim uygulanmasına karar verilebilecektir.

Madde - 37.

Bu Kanun kapsamında bulunan çocuklar hakkında uygulanacak denetim görevi, Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu hükümleri doğrultusunda yerine getirilecektir. Bu nedenle maddede, denetim altına alınan çocukla ilgili olarak denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü tarafından bir denetim görevlisi görevlendirileceği ve görevlendirme sırasında çocuğun kişisel özellik ve ihtiyaçlarının dikkate alınacağı ve çocuğa kolay ulaşabilecek olanların tercih edileceği hükme bağlanmıştır.

Buna göre, çocuk hakkında mahkeme veya hâkim tarafından denetim altına alınmasına karar verilecek, ancak, denetim görevlisinin kim olacağı ve görevlendirilmesi belirtilen Kanunla kurulan müdürlük tarafından yerine getirilecektir.

Madde - 38.

Maddede çocuklar hakkında görevlendirilen denetim görevlilerinin görevleri düzenlenmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki, Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununda, denetim görevlileri bakımından öngörülen görevlerin yanında, çocuklar hakkında ayrıca bu maddede belirtilen görevler uygulanacaktır. Ancak bu görevler ile belirtilen Kanunda yer alan görevler arasında çatışma veya başka nedenle tercih yapılması gerektiği durumlarda, bu maddede belirtilen görevler ve hükümler öncelikle uygulanacaktır.

Madde - 39.

Maddede, çocuğa uygulanacak denetimin yöntemi, denetim görevlisince, sosyal incelemeyi yapan uzman veya mahkeme nezdindeki sosyal çalışma görevlisi ile birlikte, görevlendirmeyi takip eden on gün içinde hazırlanacak bir planla belirleneceği ve denetim planının hazırlanmasında dikkate alınacak hususlar belirtilmektedir.

Denetim planı, mahkeme veya çocuk hâkimi tarafından onaylandıktan sonra derhal uygulanacaktır. Maddede ayrıca, denetim görevlisinin, kararın uygulama biçimi, çocuk üzerindeki etkileri ile çocuğun ana ve babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimselerin veya kurumların çocuğa karşı sorumluluklarını gereğince yerine getirip getirmedikleri, kararın değiştirilmesini gerektirir bir durum olup olmadığı ve istenen diğer hususlarda her ay, ayrıca talep hâlinde mahkemeye her zaman için rapor vereceği belirtilmektedir.

Madde - 40.

Maddede denetimin sona ermesine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Buna göre, kararda öngörülen sürenin dolmasıyla denetim sona erer. Tedbirden beklenen yararın elde edilmesi hâlinde denetim, sürenin dolmasından önce de kaldırılabilir. Denetim, çocuğun başka bir suçtan dolayı tutuklanması veya cezasının yerine getirilmesine başlanmakla da sona erecektir.

Madde - 41.

Maddede, sosyal inceleme raporu ile denetim planı ve raporunun kimler tarafından alınabileceği ve bu hakkın sınırlarına ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

Madde - 42.

Maddede, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 18.06.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, ayrıca, denetim konusunda, Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde, Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiştir.

Madde - 43.

Maddede, çocuk hakkında verilen koruyucu ve destekleyici tedbir kararlarının giderlerinin Devletçe ödeneceği, bunun mahkemece verilecek bir karar ile tespit edileceği ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre çocuğa bakmakla yükümlü olan kimsenin malî durumunun müsait olması hâlinde, Devletçe ödenen meblağın tahsili için ilgililere rücû edileceği belirtilmiştir.

Madde - 44.

Maddede, Kanun kapsamına giren görevlerle bağlantılı olarak kamu görevlileri hakkında 02.12.1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır.

Madde - 45.

Maddede, Kanunun 5 inci maddesinde yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirlerin hangi bakanlık, kurum veya kuruluş tarafından yerine getirileceği hükme bağlanmıştır.

Madde - 46.

Maddede, Kanun gereğince kurulacak mahkemelerin kuruluş ve çalışmaları için gerekli sınıflardan yeteri kadar kadro temin edileceği hükme bağlanmıştır.

Madde - 47.

Maddede, Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmeliklerin Adalet Bakanlığınca altı ay içinde çıkarılacağı hükme bağlanmıştır.

Madde - 48.

Maddenin birinci fıkrası ile, 07.11.1979 tarihli ve 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmaktadır.

Maddenin ikinci fıkrasında, yürürlükten kaldırılan 2253 sayılı Kanuna yapılan yollamalar bakımından ortaya çıkabilecek sorunların giderilmesi bakımından düzenleme yapılmıştır.

Geçici Madde - 1.

Maddenin;

Birinci fıkrasında, Kanun hükümlerine göre kurulup faaliyete geçen çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerinin göreve başladıkları tarihten sonraki dava ve işler bakımından görevli olacağı,

İkinci fıkrasında, çocuk mahkemesi ile çocuk ağır ceza mahkemesi kurulmayan yerlerde, bu mahkemeler kurulup göreve başlayıncaya kadar, çocuklar tarafından işlenen suçlara ait soruşturma ve kovuşturmanın, Cumhuriyet savcılığı ve görevli mahkemece Kanun hükümlerine göre yapılacağı,

Üçüncü fıkrasında, çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde, mahkeme kurulup göreve başlayıncaya kadar özel korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında tedbir kararlarının görevli hukuk mahkemeleri tarafından yerine getirileceği,

Dördüncü fıkrasında, Adalet Bakanlığının koordinatörlüğünde ilgili bakanlıklar ve bağlı kuruluşların Kanunun yürürlüğü tarihinden itibaren altı ay içinde koruyucu ve destekleyici tedbirleri yerine getirmek üzere gerekli tedbirleri alacağı,

hüküm altına alınmıştır.

Madde - 49.

Yürürlük maddesidir.

Madde - 50.

Yürütme maddesidir.

Adalet Komisyonu Raporu

T.C.
Adalet Komisyonu
Esas No 1/991
Karar No 92
27.06.2005

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Başkanlığınızca 10.03.2005 tarihinde esas komisyon olarak Komisyonumuza havale edilmiş olan, "Çocukları Koruma Kanunu Tasarısı (1/991)", Komisyonumuzun 15.03.2005 tarihli 14 üncü birleşiminde geneli üzerindeki görüşmeleri tamamlanarak maddelere geçilmesi kabul edilmiş ancak, maddelerin ayrıntılı bir biçimde incelenerek düzenlenmesi amacıyla beş kişilik alt komisyona havale edilmiştir.

Alt Komisyon, Adalet ve İçişleri bakanlıkları, Yargıtay Başkanlığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü, Türkiye Barolar Birliği, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi temsilcilerinin de katılmalarıyla 05.04.2005, 06.04.2005 ve 12.04.2005 tarihli toplantılarında etraflı bir şekilde inceleyip görüştüğü Tasarı hakkında hazırlamış olduğu raporunu Komisyon Başkanlığına sunmuştur.

Komisyonumuzca, 21.06.2005 tarihli 30 ve 23.06.2005 tarihli 31 inci birleşimlerinde görüşmelerine başladığımız Tasarının, uygulamada ortaya çıkması muhtemel aksaklıkları gidermek için gerekli düzenlemelerin yapılması amacıyla üç kişiden oluşan bir alt komisyona yeniden gönderilmiştir.

Alt Komisyon; 24.06.2005 tarihli toplantısında ilgili bakanlık ve kuruluşların temsilcilerinin katılımlarıyla hazırladığı Alt Komisyon Rapor ve Metnini Komisyon Başkanlığına sunmuştur.

Komisyonumuzun, 27.06.2005 tarihli 32 nci birleşiminde, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Devlet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Yargıtay Başkanlığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ve Türkiye Barolar Birliği temsilcilerinin katılımlarıyla alt komisyonca hazırlanan metin esas alınmak suretiyle incelenip görüşülmüş, maddeler üzerindeki kabul ve değişiklikler sırasıyla aşağıda açıklanmıştır.

Tasarının başlığı "Çocuk Koruma Kanunu Tasarısı" olarak değiştirilmiştir.

Tasarının 1 ve 2 nci maddeleri aynen kabul edilmiştir.

Tasarının 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde, bu Kanunun 10 uncu maddesiyle uyum sağlanması amacıyla değişiklik yapılmış, (e) bendinde, sosyal çalışma görevlisinin tanımı yeniden yapılmıştır.

Tasarının 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde "Çocuklar hakkında" ibaresinden sonra "özgürlüğü kısıtlayıcı tedbirler ile" ibareleri eklenmiştir.

Tasarının 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde; "tıbbi" kelimesi uygulamada tereddütlere yer vermemesi amacıyla "geçici ve sürekli" şeklinde değiştirilmiştir.

Tasarının 6 ve 7 nci maddeleri aynen kabul edilmiştir.

Tasarının 8 inci maddesinin birinci fıkrasındaki "ailesinin" ibaresi "kendisinin, ana, baba, vasisi" şeklinde değiştirilmiş ve redaksiyon yapılmak suretiyle kabul edilmiştir.

Tasarının 9 uncu maddesinin birinci fıkrasındaki "iki" ibaresi "beş" olarak değiştirilmiştir.

Tasarının 10 uncu maddesinde, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından, kendisine intikal eden bütün olaylarda çocuğun bakım ve barınma kararının yerine getirilmesini sağlamak amacıyla "acil bakımı gerektiren durumlar ile diğer bakımı gerektiren durumda" ibareleri metinden çıkarılmıştır.

Tasarının 11 ve 12 nci maddeleri aynen kabul edilmiştir.

Tasarının 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının sonuna, hâkimin zaruret görmesi halinde duruşma yapabilmesini sağlamak amacıyla bir cümle eklenmiş, uygulamada ortaya çıkması muhtemel sorunların önüne geçilmesi amacıyla ikinci fıkrasında değişiklik yapılmak suretiyle kabul edilmiştir.

Tasarının 14 üncü maddesine, tedbir kararlarına karşı itirazın en yakın çocuk mahkemesine yapılacağı hususu eklenmiştir.

Tasarının 15 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.

Tasarının 16 ncı maddesinin ikinci fıkrasındaki "imkânlar ölçüsünde" ibaresi gereksiz görülerek metinden çıkarılmıştır.

Tasarının 17 nci maddesine, iştirak halinde işlenen suçlarda, çocuklar hakkında gerekli tedbirler uygulanmakla beraber, mahkemenin lüzum gördüğü takdirde çocuk hakkındaki yargılamayı genel mahkemedeki davanın sonucuna kadar bekletebileceğine dair ikinci fıkra eklenmiş, ikinci fıkra redaksiyon yapılarak üçüncü fıkra olarak teselsül ettirilmiştir.

Tasarının 18 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.

Tasarının 19 uncu maddesinin birinci fıkrasında redaksiyon yapılmış, ayrıca fıkranın sonuna, bu fıkranın (d) bendindeki koşul çocuğun ailesinin veya kendisinin ekonomik durumunun elverişli olmaması halinde aranmayabileceğine dair istisna getirilerek madde kabul edilmiştir.

Tasarının 20 nci maddesinin birinci fıkrasındaki "5271 sayılı" ibaresi kanun yapım tekniğine uygun olarak metinden çıkarılmış, adli kontrol müessesesi bakımından Ceza Muhakemesi Kanunu ile uygunluğun sağlanması amacıyla değişiklik yapılmak suretiyle kabul edilmiştir.

Tasarının 21 inci maddesi onbeş yaşından küçük çocuklar bakımından, işledikleri fiil bakımından Kanunda öngörülen suçun üst sınırının beş yıldan fazla olması durumunda tutuklama kararı verilebileceği esasını benimseyen hükmün eklenmesi suretiyle kabul edilmiştir.

Tasarının 22 nci maddesi aynen kabul edilmiştir.

Tasarının 23 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendinin sonuna, 19 uncu maddede yapılan değişikliğe paralel değişiklik yapılmış, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde, çocuk hakkında beş yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirinin ne şekilde yapılacağı hususuna açıklık getirmek üzere maddenin üçüncü fıkranın son cümlesi değiştirilmiştir.

Tasarının 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, birinci fıkrada öngörülen hapis cezasının alt sınırı fazla bulunarak "dört" yıldan "üç" yıla indirilmiştir.

Tasarının 25 inci maddesinin başlığı redaksiyona tabi tutulmuş, ayrıca uygulamada ortaya çıkması muhtemel sorunların önüne geçilmesi amacıyla birinci fıkraya bir cümle eklenmek suretiyle kabul edilmiştir.

Tasarının 26 ve 27 nci maddelerinin başlıklarında redaksiyon yapılmıştır.

Tasarının 28 ve 29 uncu maddeleri aynen kabul edilmiştir.

Tasarının 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendindeki "çeken kimselere" ibaresi "çekenlere" şeklinde değiştirilerek kabul edilmiştir.

Tasarının 31 inci maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi daha anlaşılır bir şekilde değiştirilerek kabul edilmiştir.

Tasarının 32 nci maddesi aynen kabul edilmiştir.

Tasarının 33 üncü maddesine, 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 30 uncu maddesinde de yer alan, mahkemelere atanan sosyal çalışmacı görevlilerine ve bu Kanun kapsamındaki tedbirleri uygulayan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunda görevli sosyal çalışma görevlilerine almakta oldukları aylıklarının brüt tutarının yüzde ellisi oranında ödenek verilmesine ilişkin hüküm ikinci fıkra olarak eklenmiş, diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.

Tasarının 34 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi "Suça sürüklenen çocuğun ifadesinin alınması veya sorgusu sırasında yanında bulunmak," şeklinde değiştirilmiştir.

Tasarının 35 inci maddesinin birinci fıkrasının sonuna, çocuklar hakkında mahkemeler, çocuk hâkimleri veya Cumhuriyet savcılarınca gerektiğinde yaptırılan, oniki yaşını doldurmuş onbeş yaşını doldurmamış bulunan çocuğun, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin mahkeme tarafından takdirinde göz önünde bulundurulacağına dair bir cümle eklenmiştir. Türk Ceza Kanununun 31 inci maddesinde, fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş ve fakat onbeş yaşını doldurmamış bulunan çocuğun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığını takdir etme yetkisi münhasıran mahkemeye aittir. Mahkeme bu değerlendirmeyi yaparken, uzmanlar tarafından bilirkişi sıfatıyla hazırlanan sosyal inceleme raporundaki tespit ve değerlendirmeleri göz önünde bulundurur. Ancak, özellikle belirtmek gerekir ki, sosyal inceleme raporu içeriğinde, çocuğun işlediği fille ilgili olarak algılama ve irade yeteneğinin olup olmadığı konusunda bir değerlendirmede bulunmayacaktır. Aksi takdirde, mahkemeye ait olan bu yetki, sosyal çalışma görevlisi tarafından kullanılmış olacaktır.

Tasarının 36 ncı maddesi aynen kabul edilmiştir.

Tasarının 37 nci maddesinin birinci fıkrasına, korunma ihtiyacı olan çocuklar veya suç tarihinde oniki yaşını doldurmamış suça sürüklenen çocuklar ile çocuğun aileye teslimi yönünde karar verilmesi halinde, denetim görevi Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından yerine getirileceğini hüküm altına alan bir cümle eklenmek suretiyle kabul edilmiştir. Belirtilen bu durumlarda yine mahkemece denetim altına alma kararı verilecektir. Bununla birlikte denetim görevi, Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanun Tasarısı ile kurulmakta olan denetimli serbestlik ve yardım merkezleri şube müdürlüğü tarafından değil, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından, çocuk hukukunun genel ilkelerine uygun olarak gözetim esasına göre yerine getirilecektir. Tasarının 42 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan atıf gereğince Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından görevlendirilen denetim görevlisi tarafından denetim görevinin yerine getirilmesinde bu Kanunda hüküm bulunmayan durumlarda, Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanun hükümleri uygulanacaktır.

Tasarının 38 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki "güçlendirmek" ibaresi "sağlamak" şeklinde değiştirilmiştir.

Tasarının 39 ve 40 ıncı maddeleri aynen kabul edilmiştir.

Tasarının 41 inci maddesinin birinci fıkrasında çocuğun avukatı veya yasal temsilcisinin sosyal inceleme raporu ile denetim planın ve raporunun birer örneğini Cumhuriyet savcısından da alabilmesini sağlamak üzere "Cumhuriyet savcısı" da fıkra kapsamına alınmıştır.

Tasarının sehven Altıncı Kısım olarak düzenlenen kısmı, Komisyonumuzca Dördüncü Kısım olarak düzeltilmiştir.

Tasarının 42 nci maddesinin birinci fıkrasına, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde uygulanacak Kanunlar arasına Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu da eklenmiş, kanun tekniğine uygun olarak fıkra yeniden düzenlenmiştir.

Tasarının 43 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki "4721 sayılı" ibaresi kanun yapım tekniğine uygun olarak fıkra metninden çıkarılmıştır.

Tasarının 44 üncü maddesi aynen kabul edilmiştir.

Tasarının 45 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan görevlerin yerine getirilmesinde Milli Eğitim Bakanlığının da görevli olduğu belirtilmiştir. Bakım ve barınma tedbirlerinin yerine getirilmesi sırasında ihtiyaç duyulan kolluk hizmetlerinin yerine getirilmesi, çocukların rehabilitasyonu, eğitimi ve diğer bakanlıkların görev alanına giren diğer hususlarla ilgili olarak Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından yapılan her türlü yardım ve destek talepleri Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, ilgili diğer bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşları tarafından geciktirilmeksizin yerine getirileceği hükmü ikinci fıkra olarak eklenmiş ve böylelikle ortaya çıkabilecek sorunların giderilmesi amaçlanmış ve fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.

Tasarının 46 ncı maddesi aynen kabul edilmiştir.

Tasarının 47 nci maddesinde, Tasarı ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna görevler verilmekte olup, bu görevlerin yerine getirilmesini belirleyecek yönetmeliklerin hazırlanmasında bu Kurumun da katkısının sağlanması amacıyla değişiklik yapılarak kabul edilmiştir.

Tasarının 48 inci maddesinin ikinci fıkrasında, yürürlükten kaldırılan 2253 sayılı Kanuna yapılan yollamaların, bu Kanunun ilgili hükümlerine yapılmış sayılacağı hususuna açıklık getirmek üzere değişiklik yapılmıştır.

Tasarının geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrası, "2253 sayılı Kanun gereğince kurulan çocuk mahkemelerinde derdest bulunan ve bu Kanun ile kurulan çocuk mahkemesinin görevine giren dava ve işler, bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde çocuk mahkemesine devredilir." şeklinde değiştirilerek, çocuklar hakkındaki davaların hızlandırılması amaçlanmıştır. Onsekiz yaşını doldurmuş olanların davalarının çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerine devredilemeyeceği hükmü eklenerek, davaların uzamaması amacıyla maddeye ikinci fıkra eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiş, ayrıca görevsizlik kararının verilmesinin önüne geçmek ve maddeye açıklık kazandırmak amacıyla teselsül ettirilen dördüncü fıkraya ibare eklenmek suretiyle kabul edilmiştir.

Tasarının yürürlük başlıklı 49 uncu maddesinde, Kanunun yürürlüğe girmesi ile ortaya çıkabilecek sorunları gidermek amacıyla değişiklik yapılmak suretiyle kabul edilmiştir.

Tasarının yürütme başlıklı 50 nci maddesi aynen kabul edilmiştir.

Tasarı çeşitli maddelerinde yer alan "özel korunma" ibarelerindeki uygulamada ortaya çıkması muhtemel sorunların önüne geçmek amacıyla "özel" ibareleri çıkarılmıştır.

Bu Tasarının amaçlarından biri de, suça sürüklenen çocukların korunması, haklarının güvence altına alınması, toplumda adalet ve güvenlik ihtiyacının sağlanması, ayrıca çocukların suç gibi önemli bir tehlikeden korunmasıdır.

Tasarı ile, yukarıda bahsedilen amacı gerçekleştirmek için Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna görev verilmiştir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, halihazırda 2828 sayılı Kanunla verilmiş olan görevleri de yerine getirmektedir. Bu Kurum, mevcut görevlerini yerine getirmekte elindeki personelin azlığından dolayı zorlanmaktadır. Tasarı ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna verilen ilave görevleri, Kurumun doğal olarak yerine getirmesi çok zordur.

Tasarının hedefine ulaşabilmesi, suça sürüklenen çocukların korunması ve haklarının güvence altına alınabilmesi, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunda yeteri kadar nitelikli personel istihdamı ile mümkündür. Tasarının amacına tam anlamı ile hizmet edebilmesi için Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün ilave kadrolarla takviye edilmesi ve Kurumun buna göre yeniden yapılandırılması gerekir.

Bunu teminen, Komisyonumuza yeni kadro ihdası için önerge verilmiş ise de İçtüzüğün 20, 35 ve 87 nci maddeleri gereğince bu hususta işlem yapılamamıştır.

Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak üzere Başkanlığa saygı ile arz olunur.