|
3202 Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun |

22.05.1985 18761
|
|
Kabul Tarihi |
09.05.1985 |
|

3202 Köye Yönelik Hizmetler Hakkında Kanun
|
|
BEŞİNCİ KISIM
Çeşitli Hükümler
Madde 0039: Anlaşmazlıkların halli
(28.01.2005 tarih ve 25710 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5286 sayılı Kanunun 5 inci maddesiyle, 16.03.2005 tarihinden geçerli olarak yürürlükten kaldırılmadan önceki şekli.) Bir sözleşme olsun olmasın Genel Müdürlük ile devlet daireleri, müessese ve teşekkülleri veya gerçek ve tüzelkişiler arasında çıkan ve henüz kaza mercilerine, mahkeme veya icraya intikal etmemiş bulunan uyuşmazlıkların sulh yoluyla hallinde, anlaşma veya sözleşmelerin değiştirilmesinde veya bozulmasında, maddi ve hukuki sebeplerle dava ve icra takibi açılmasında veya açılan dava ve icra takibine devam edilmesinde veya aleyhte neticelenenlerin yüksek dereceli merci ve mahkemelerce incelenmesini istemekte fayda umulmayan hallerde bunlardan vazgeçilmesinde, açılmış dava ve icra takiplerinin sulh yoluyla hallinde yarar görüldüğü takdirde tanınacak veya terkin olunacak hak ve işin tazammun ettiği menfaatlerin;
1.500.000,- liraya kadar olanları Genel Müdürün kararı,
1.500.000,- liradan 10.000.000,- liraya kadar olanları Bakanın kararı,
10.000.000,- liradan fazla olanların Danıştayın görüşü üzerine müşterek karar ile halledilir.
Yukarıda belirtilen parasal sınırlar, her yıl Bütçe Kanunları ile tesbit edilir.
Mevzuu kalmayan veya yanlışlıkla açıldığı anlaşılan veya Genel Müdürlüğe ait hak ve menfaati muhtevi bulunmayan davalarla, icra takipleri miktar veya değeri yukarıda belirtilen parasal sınırlara tabi olarak iptal edilerek dava ve icra kayıtları terkin olunur.
Dava ve icra takiplerinde aleyhte verilen kararlara karşı yüksek dereceli merci ve mahkemelere başvurmadan vazgeçilmesi ile idarece müdahale olunan ceza davalarında suçun sabit olmaması, failinin tutulan şahıs olmadığının subut bulması sebebiyle verilen beraat ve takipsizlik kararları hakkında da yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.
Tashihi karar veya iadeyi muhakeme veya 3533 sayılı Kanuna göre hakemlerce verilmiş olan kararlara karşı, itiraz yoluna gidilip gidilmemesinin takdiri davayı takip eden daire amirine veya avukata aittir.
Zaman aşımı ve hak düşürücü sürenin geçmesini önleyecek tedbirleri ilgililer almakla mükelleftir. Yukarıdaki fıkralar hükümlerine uygun bir karar alınmış olmadıkça, dava ve icra takiplerinin açılması ve tamamen veya kısmen aleyhe sonuçlanan davalarla, icra takiplerinde yüksek dereceli mercilerce incelenmesi mümkün olanlar hakkında kanun yollarına gidilmesi mecburidir. Bu mecburiyeti yerine getirmemek suretiyle hukuki veya maddi sebeplerle bozulması mümkün bir hükmün kesinleşmesine ve bir hakkın kaybolmasına sebep olan avukatlarla, daire amirleri hakkında kanuni takibat yapılmakla beraber, meydana gelen zarar kendilerine tazmin ettirilir.
