02.06.1995 tarihli ve 22301 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4108 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun bazı hükümlerinde değişiklikler yapılmış ve bu değişikliklerden bazıları hakkında daha önce yayımlanan 186, 187, 188 ve 189 seri no'lu Gelir Vergisi Genel Tebliğleri ile gerekli açıklamalar yapılmıştır.
4108 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununda yapılan ve yukarıda belirtilen Tebliğlerde yer almayan diğer bazı değişiklikler, 30.12.1995 tarih ve 22509 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 95/7593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla artırılan veya yeniden değerleme oranında artan maktu had ve tutarlar ile diğer bazı hususlar hakkında aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.
- MAKTU HAD VE TUTARLAR:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 31, bu Kanuna 4108 sayılı Kanunla eklenen mükerrer 111 ve değişik mükerrer 123 üncü maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak çıkartılan 95/7593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yeniden belirlenen maktu had ve tutarlar ile vergi tarifesi aşağıda açıklanmıştır.
- Küçük Çiftçi Muaflığına İlişkin Yıllık Satış Tutarı Ölçüsü ve Çiftçilerden Götürü Gider Usulünde Vergilendirmeye İlişkin Tutar:
- Küçük Çiftçi Muaflığına İlişkin Yeniden Tespit Edilen Satış Tutarı Ölçüsü:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun küçük çiftçi muaflığına ilişkin 13 üncü maddesinde yer alan ve 200 milyon lira olarak uygulanmakta olan yıllık satış tutarı ölçüsü, 95/7593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 1995 takvim yılı hasılatına uygulanmak üzere 500 milyon liraya yükseltilmiştir.
Buna göre, 1995 takvim yılındaki satış hasılatı 500 milyon lirayı aşmayan çiftçiler, diğer şartları da taşımaları kaydıyla küçük çiftçi muaflığından yararlanacaklar ve 1995 takvim yılına ilişkin olarak 1996 yılı Mart ayında yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeyeceklerdir.
- Çiftçilerde Götürü Gider Usulünde Vergilendirmeye İlişkin Yeniden Tespit Edilen Hasılat Tutarı:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun zirai kazancın götürü gider usulüne göre tespitine ilişkin 53 üncü maddesinde yer alan ve 400 milyon lira olarak uygulanmakta olan hasılat tutarı, 95/7593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 1995 takvim yılı hasılatına uygulanmak üzere bir milyar liraya yükseltilmiştir.
Bu nedenle, 1995 takvim yılı hasılatı bir milyar lirayı aşmayan çiftçilerin, 1996 takvim yılına ait kazançları götürü gider, aşanların ise gerçek kazanç esasına göre (defter tutmak suretiyle) tespit edilecektir.
- Göçmen ve Mülteci Muaflığına İlişkin Tutar:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun göçmen ve mülteci muaflığına ilişkin 17 nci maddesinde yer alan ve yıllık 9 milyon lira olarak uygulanmakta olan muafiyet tutarı, 95/7593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 18 milyon liraya yükseltilmiştir.
Buna göre, 1 Ocak 1996 tarihinden itibaren bu muafiyet tutarı uygulanacaktır.
- Gayrimenkul Sermaye İratlarında İstisna Tutarı:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 21 inci maddesinde yer alan ve 12 milyon lira olarak uygulanmakta olan yıllık istisna tutarı, 95/7593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 24 milyon liraya yükseltilmiştir.
Buna göre, mesken olarak kullanılan binalardan 1995 yılında elde edilen kira gelirlerine bu istisna tutarı uygulanacaktır.
- Hizmet Erbabına İşyeri veya İşyerinin Müştemilatı Dışında Kalan Yerlerde Yemek Verilmek Suretiyle Sağlanan Menfaatlere İlişkin İstisna Tutarı:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin 8 numaralı bendinde yer alan; işverenlerce işyeri veya işyerinin müştemilatı dışında kalan yerlerde hizmet erbabına yemek verilmek suretiyle sağlanan günlük 100 bin liralık yemek bedeline ilişkin istisna tutarı, 1996 takvim yılında uygulanmak üzere 95/7593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 200 bin liraya yükseltilmiştir.
Buna göre, işyeri veya işyerinin müştemilatı dışında kalan yerlerde işverenlerce hizmet erbabına yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlere ilişkin istisna tutarı, 1 Ocak 1996 tarihinden itibaren günlük 200 bin lira olarak uygulanacaktır.
- Yeniden Tespit Edilen Özel İndirim Tutarları:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 31 inci maddesinde yer alan özel indirim tutarları; 95/7593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 1 Ocak 1996 tarihinden itibaren günde (60.000), ayda (1.800.000), yılda (21.600.000) lira olarak yeniden tespit edilmiştir.
Buna göre, 1 Ocak 1996 tarihinden itibaren ödenecek ücretlerin vergi matrahının tespitinde, özel indirim tutarları günde (60.000), ayda (1.800.000), yılda (21.600.000) lira olarak uygulanacaktır.
- Yatırım İndirimi Uygulamasında Esas Alınacak Asgari Yatırım Tutarları:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ek 2 nci maddesinde yer alan teşvik belgeli yatırımlara ait en az yatırım tutarları 95/7593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ticari ve sınai yatırımlar için 6 milyar liradan 12 milyar liraya, zirai yatırımlar için de bir milyar liradan 2 milyar liraya yükseltilmiştir.
Buna göre, 1 Ocak 1996 tarihinden itibaren verilecek Yatırım Teşvik Belgelerinde bu tutarlar esas alınacaktır.
- Serbest Meslek Kazançlarında Götürü Gider Tutarı:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 68 inci maddesinde, serbest meslek kazancının tespitinde indirilecek giderler belirtilmiştir. Aynı maddenin değişik 10 numaralı bendinde ise serbest meslek erbabının, işle ilgili şehir içi nakil vasıtaları ücretleri ile posta, telgraf ve odabaşı ücreti gibi müteferrik giderlerine karşılık belgesiz olarak yazılacak olan ve bir milyon lira olarak uygulanan gider tutarı, 95/7593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 2 milyon liraya yükseltilmiştir.
Buna göre, 1995 yılına ilişkin serbest meslek kazancının tespitinde götürü gider olarak 2 milyon liralık tutar dikkate alınacaktır.
- Değer Artış Kazançlarında İstisna:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80 inci maddesinin birinci fıkrasının 2, 3 ve 4 numaralı bentlerinde yazılı olan ve 1.600.000'er lira olarak uygulanan istisna tutarlarının her biri, 95/7593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 1996 takvim yılı kazançlarına uygulanmak üzere 3.200.000'er liraya yükseltilmiştir.
- Gelirlerin Toplanması ile İhtiyari Toplama ve Beyana İlişkin Hadler:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 86 ve 87 nci maddelerinde yer alan toplama yapılmayan hallere ilişkin 450 milyon liralık had ile ihtiyari toplama ve beyana ilişkin 450 milyon liralık had, 1 Ocak 1996 tarihinden itibaren elde edilecek gelirlere uygulanmak üzere, 95/7593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 900 milyon liraya yükseltilmiştir.
Ancak, 1995 takvim yılına ilişkin olup 1996 yılında beyan edilecek gelirlere, 94/6300 sayılı Bakanılar Kurulu Kararı ile belirlenen 450 milyon liralık hadler uygulanacaktır.
- Gelir Vergisi Tarifesi:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesi, 1996 takvim yılı gelirlerine uygulanmak üzere gelir dilimleri tutarları artırılmak suretiyle 95/7993 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
300.000.000 |
liraya kadar |
%25 |
600.000.000 |
liranın |
300.000.000 lirası için |
75.000.000 lira fazlası |
%30 |
1.200.000.000 |
liranın |
600.000.000 lirası için |
165.000.000 lira fazlası |
%35 |
2.400.000.000 |
liranın |
1.200.000.000 lirası için |
375.000.000 lira fazlası |
%40 |
4.800.000.000 |
liranın |
2.400.000.000 lirası için |
855.000.000 lira fazlası |
%45 |
9.600.000.000 |
liranın |
4.800.000.000 lirası için |
1.935.000.000 lira fazlası |
%50 |
9.600.000.000 |
liradan fazlasının 9.600.000.000 lirası için |
4.335.000.000 lira |
fazlası |
%55 |
Ancak, 1995 yılına ilişkin olup 1996 yılında beyan edilecek gelirlere; yukarıda yer alan vergi tarifesi uygulanmayacak, Gelir Vergisi Kanununun 3946 sayılı Kanunla değişik 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesinin gelir dilimlerinin (1994 yılına ait) yeniden değerleme oranı olan (% 107.6) ile artırılan ve 179 seri no'lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yer alan vergi tarifesi uygulanacaktır.
Öte yandan, ücretlerin vergilendirilmesi konusunda 10.3.1991 gün ve 20810 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 166 seri no'lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin 1 inci Bölümünde gerekli açıklamalar yapılmıştır. Sözü edilen Tebliğde de belirtildiği üzere, hizmet erbabına çeşitli ödeme dönemleri itibariyle çeşitli adlar altında ücret ödemeleri yapıldığı göz önünde bulundurularak, vergilemede basitliğin sağlanabilmesi amacıyla, hizmet erbabına takvim yılı başından itibaren her türlü ücret ödemelerinin vergi matrahına, vergi tarifesinin aynı gelir dilimi içinde kaldığı sürece o dilime ait vergi oranı, aşması halinde ise aşan kısma, sonra gelen dilime ait vergi oranı uygulanacaktır.
Diğer taraftan, işverenlerin ücret ödemelerine ilişin olarak düzenleyecekleri ücret bordrolarında, hizmet erbabına o takvim yılı içinde daha önce yaptıkları ücret ödemelerinin vergi matrahları toplamını da göstermeleri zorunludur.
- Talih Oyunları Salon İşletmeciliğinden Elde Edilen Kazançlardaki Asgari Vergiye İlişkin Tutarlar:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 111 inci maddesinde yer alan, talih oyunları salon işletmeciliği faaliyetinde bulunan ticari kazanç sahibi gelir vergisi mükelleflerine ait asgari vergi tutarları, 95/7593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 1996 takvim yılında uygulanmak üzere bir kat artırılarak yeniden tespit edilmiştir. Buna göre, talih oyunları salonlarında 1 Ocak 1996 tarihinden itibaren asgari vergi; salonlarda bulundurulan ilk 6 oyun masasının her biri için aylık 200.000.000 lira, sonra gelen her oyun masası için ise 150.000.000 lira ve ilk 60 oyun makinesinin her biri için 20.000.000 lira, sonra gelen her oyun makinesi için de 15.000.000 lira olarak uygulanacaktır.
Öte yandan, bu vergi tutarlarının talih oyunları salon işletmeciliği faaliyetinde bulunan kurumlar vergisi mükellefleri için de dikkate alınacağı tabiidir.
- HAYAT STANDARDI ESASI:
- 1995 Yılına İlişkin Olup, 1996 Yılında Beyan Edilecek Kazançlara Uygulanacak Olan Hayat Standardı Temel ve İlave Gösterge Tutarları:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun Geçici 35 inci maddesinin 2 nci fıkrasının (a) bendinde, "Hayat Standardı temel gösterge tutarı; faaliyetin yapıldığı takvim yılı sonunda geçerli olan ve 16 yaşından büyük sanayi kesiminde çalışan işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının, birinci sınıf tacirler için 3,1 katı, ikinci sınıf tacirler için 1,8 katı serbest meslek erbabı için de 2,8 katıdır:" denilmiş, aynı fıkranın (d) bendinde de "Bu fıkranın (a) ve (c) bentlerinde yer alan temel gösterge tutarları; 3030 sayılı Kanun uyarınca büyükşehir belediyesi olan illerin, büyükşehir belediye sınırları içinde faaliyette bulunan mükellefler için % 25 oranında artırılarak, kalkınmada öncelikli yörelerde faaliyette bulunan mükelleflerde ise birinci derecede öncelikli yörelerde % 50 oranında, ikinci derecede öncelikli yörelerde % 40 oranında, indirilerek dikkate alınır." hükmü yer almıştır. Ayrıca, aynı fıkranın (e) bendinde, bu fıkranın (a), (c) ve (d) bentlerinde yer alan temel gösterge tutarlarının, faaliyetin ifa edildiği yöreler itibariyle altın imalatı ve/veya altın ticareti ile uğraşanlar için % 50 oranında artırılarak uygulanacağı belirtilmiştir.
Geçici 35 inci maddenin 5 numaralı bendinde ise "Asgari ücret tutarının değiştirilmediği yıllarda esas alınacak temel göstergeler tutarı, önceki yılda uygulanan temel göstergeler tutarına, faaliyetin yapıldığı yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında ilave yapılmak suretiyle tespit edilir.
Şu kadar ki, asgari ücret tutarının değiştirildiği yıllarda asgari ücrete göre hesaplanan temel göstergeler tutarının, yukarıda yazılı esasa göre yeniden değerleme oranı dikkate alınarak belirlenen temel gösterge tutarından daha düşük olması halinde, yukarıda yazılı esasa göre tespit edilen temel gösterge tutarları dikkate alınır.
Bu maddenin 2 numaralı fıkrasının (g) bendinde yazılı her bir yılda uygulanacak hayat standardı ilave göstergeler tutarları, temel göstergeler tutarında yapılan artışlar oranında artırılır." denilmiştir.
Diğer taraftan, Asgari Ücret Tespit Komisyonunun 11.08.1995 tarih ve 22371 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 10.08.1995 gün ve 1995/1 sayılı Kararı ile 16 yaşından büyük olan işçiler için asgari ücret, aylık 8.460.000 lira olarak yeniden tespit edilmiştir. 31.12.1995 tarihinde yürürlükte bulunan bu asgari ücretin yıllık brüt tutarı (8.460.000 x 12 =) 101.520.000 liradır. Asgari ücrette 1995 yılı içinde yapılan artış oranı (8.460.000 - 4.173.750 = 4.286.250/4.173.750=) % 102.69 dur. 1995 yılı için yeniden değerleme oranı ise Bakanlığımızca yayımlanan 245 sıra no'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile % 99.5 olarak ilan edilmiştir.
Yukarıda yer alan hükümler ve açıklamalara göre, hayat standardı temel gösterge tutarının belirlenmesi, takvim yılı sonunda geçerli olan asgari ücretin yıllık brüt tutarına geçici 35 inci maddenin 2 numaralı fıkrasında yer alan kat sayıların uygulanması suretiyle hesaplanmaktadır. Bu suretle belirlenen hayat standardı temel gösterge tutarları ile önceki yılda uygulanan temel gösterge tutarlarının yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle hesaplanan temel gösterge tutarları karşılaştırılmakta ve hangisi yüksek ise o tutarların esas alınması gerekmektedir.
Buna göre, Gelir Vergisi Kanununun geçici 35 inci maddesinin 2 numaralı fıkrası uyarınca, 31.12.1995 tarihinde geçerli olan asgari ücretin yıllık brüt tutarına (101.520.000 liraya), baz olarak alınan diğer yörelerde faaliyette bulunan ikinci sınıf tacirlere ait 1,8 kat sayısı uygulanmak suretiyle temel gösterge tutarı (101.520.000 x 1,8 =) 182.736.000 lira; 1994 yılına ilişkin olan 111.800.000 liralık temel gösterge tutarının yeniden değerleme oranında artırılması halinde ise, temel gösterge tutarı [111.800.000 + (111.800.000 x % 99.5) =] 223.041.000 lira olarak hesaplanmaktadır.
1995 yılında asgari ücretteki artış oranı yeniden değerleme oranından daha yüksek olmakla birlikte, geçici 35 inci maddenin 2 ve 5 numaralı fıkralarına göre yapılan hesaplamada yeniden değerleme oranına göre artırılan tutarlar, daha yüksek olarak ortaya çıkmaktadır.
Bu nedenle, 1994 yılına ait kazançlara uygulanan hayat standardı temel ve ilave gösterge tutarlarına, 1995 takvim yılı için belirlenen yeniden değerleme oranında artış yapılmak suretiyle, bu tutarlar yeniden hesaplanmıştır.
Buna göre, 1995 yılına ait olup 1996 yılı Mart ayında beyan edilecek ticari ve mesleki kazançlara uygulanacak olan hayat standardı temel ve ilave gösterge tutarları yöreler itibariyle, Gelir Vergisi Kanununun Geçici 35 inci Maddesinin 5 numaralı fıkrasının son bendinde yer alan 100.000 liraya kadar olan tutarların nazara alınmayacağı hükmü de dikkate alınarak aşağıda belirtilmiştir.
- Hayat Standardı Temel Gösterge Tutarları:
Mükellef Grupları |
Kalkınmada Birinci Derecede Öncelikli Yörelerde (TL.) |
Kalkınmada İkinci Derecede Öncelikli Yörelerde (TL.) |
Diğer Yörelerde (TL.) |
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Sınırları İçinde (TL.) |
Erzurum Büyükşehir Belediye Sınırları İçinde (TL.) |
Diğer Büyükşehir Belediye Sınırları İçinde (TL.) |
Altın imalatı ve/veya altın ticareti ile uğraşanlardan; 1 inci sınıf tacirler için |
288.400.000 |
346.100.000 |
576.900.000 |
360.500.000 |
432.700.000 |
721.100.000 |
2 nci sınıf tacirler için |
167.200.000 |
200.700.000 |
334.500.000 |
209.100.000 |
250.900.000 |
418.200.000 |
Yukarıdakilerin dışında kalan 1 inci sınıf tacirler için |
192.300.000 |
230.700.000 |
384.600.000 |
240.300.000 |
288.400.000 |
480.700.000 |
Serbest meslek erbabı için |
173.600.000 |
208.300.000 |
347.300.000 |
217.000.000 |
260.400.000 |
434.100.000 |
2 nci sınıf tacirler için |
111.500.000 |
133.800.000 |
223.000.000 |
139.400.000 |
167.200.000 |
278.800.000 |
Öte yandan, Erzurum ve Diyarbakır illerinin büyükşehir belediye sınırları dışında kalan yerlerinde faaliyette bulunan mükelleflere kalkınmada öncelikli yörelere ait, diğer büyükşehir belediye sınırları dışında kalan yerlerde faaliyette bulunan mükelleflerde ise diğer yörelere ait temel gösterge tutarlarının uygulanacağı tabiidir.
- Hayat Standardı İlave Gösterge Tutarları:
Hayat Standardı İlave Göstergeleri |
Kalkınmada Birinci Derecede Öncelikli Yörelerde (TL.) |
Kalkınmada İkinci Derecede Öncelikli Yörelerde (TL.) |
Büyükşehir Belediye Sınırları İçinde ve Diğer Yörelerde Uygulanacak Tutarlar (TL.) |
Mükellefin kendisine, eşine, çocuklarına ve bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilere ait özel binek otomobillerinin her biri için (iletmelerinde kayıtlı olanlar dahil) silindir hacmi; |
1600 (dahil) cc'ya kadar olanlar |
24.100.000 |
28.900.000 |
48.200.000 |
1601 (dahil) cc'den 1900 cc'ye kadar olanlar |
37.000.000 |
44.400.000 |
74.000.000 |
1901 (dahil) cc'den fazla olanlarda |
61.600.000 |
73.900.000 |
123.200.000 |
Mükellefin kendisine, eşi, çocukları ve bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler tarafından bizzat kullanılan birden fazla binalardan kiralanmış olanların (Bağımsız bölümler, katlar, sayfiye ve dinlenme evleri ile tatil amacıyla gidilen otel, motel ve benzerleri dahil) her biri için |
24.100.000 |
28.900.000 |
48.200.000 |
Mükellefin kendisine, eşine, çocuklarına ve bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilere ait (İletmeye kayıtlı olanlar dahil) her bir; |
Hava taşıtı, yat, kotra, sürat teknesi için |
249.000.000 |
298.800.000 |
498.100.000 |
On beygir gücü üstünde motorlu diğer özel tekneler için |
49.400.000 |
59.300.000 |
98.900.000 |
Özel hizmetlerden devamlı ve ücret kaşılığı çalıştırılan; |
Şöför, mürebbiye, aşçı, himetçi, bahçıvan ve benzerlerinin her biri için |
49.400.000 |
59.300.000 |
98.900.000 |
Kaptan, plot ve benzerlerinin her biri için |
249.000.000 |
298.800.000 |
498.100.000 |
Yarış atı yetiştirenlerde her bir yarış atı için (Taylar dahil) |
49.400.000 |
59.300.000 |
98.900.000 |
Turistik amaçlı yurt dışı seyahatlerde, seyahate katılan mükellefin kendisi, eşi, çocukları ve bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilerden her birinin her seyahati için (hac ve tedavi amacıyla yapılan yurtdışı seyahatler hariç) |
61.600.000 |
73.900.000 |
123.200.000 |
Erzurum ve Diyarbakır illerinin merkez belediyeleri büyükşehir belediyeleri kapsamına almakla birlikte bu iller, kalkınmada öncelikli yörelerde olduğundan, bu İllerin büyükşehir belediye sınırları içinde faaliyette bulunan mükelleflere de kalkınmada öncelikli yöreler için tespit edilen ilave gösterge tutarları uygulanacaktır.
Öte yandan, mükellefin kendisi, eşi; çocukları ve bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler tarafından bizzat kullanılan birden fazla binalardan, mülkiyeti bu kişilere ait olanların (Bağımsız bölümler, katlar, sayfiyet ve dinlenme evleri dahil) her biri için, hayat standardı ilave gösterge tutarı olarak, binaların vergi değerinin % 5'inin (emsal kira bedelinin) yarısı dikkate alınacaktır.
- Nakliyecilik Faaliyetinde Bulunan Mükelleflerde Hayat Standardı Uygulaması:
- 11 ve Daha Yukarı Yaşta Olan Bir Taşıtla Münhasıran Nakliyecilik Yapan Mükelleflerle İlgili Temel Gösterge Tutarları:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun hayat standardı esasına ilişkin geçici 35 inci maddesinin 2 numaralı fıkrasına, 4108 sayılı Kanunla 1 Ocak 1995 tarihinden geçerli olmak üzere (h) bendi eklenmiştir.
Bu bent ile 11 ve daha yukarı yaşta olan bir taşıtla münhasıran nakliyecilik faaliyetinde bulunan mükellefler hakkında, faaliyetin ifa edildiği yöreler itibariyle hayat standardı temel gösterge tutarinı, % 7S'e kadar indirme konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmiştir.
Bu yetki çerçevesinde çıkaıtılan 95/7593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla 1995 ve müteakip takvim yıllarına ilişkin hayat standardı esasına göre kazancın tespitinde dikkate alınmak üzere söz konusu indirim oranları; 11 ila 20 yaş arası bir taşitla nakliyecilik faaliyetinde bulunan mükellefler hakkında % 25, 21 ve daha yukarı yaşta olan bir taşıtla faaliyette bulunan mükelleflerde ise % 50 olarak tespit edilmiştir.
Buna göre münhasıran bir taşıtla nakliyecilik faaliyetinde bulunan mükelleflerin, 1995 takvim yılına ilişkin olup 1996 yılında beyan edecekleri kazançlarının tespitinde esas alınacak temel gösterge tutarları aşağıda belirtilmiştir.
11 VE DAHA YUKARI YAŞTA OLAN BİR TAŞITLA MÜNHASIRAN NAKLİYECİLİK YAPAN MÜKELLEFLERE AİT HAYAT STANDARDI TEMEL GÖSTERGE TUTARLARI
Mükellef Grupları |
Aracın Yaşı |
Kalkınmada Birinci Derecede Öncelikli Yörelerde (TL.) |
Kalkınmada İkinci Derecede Öncelikli Yörelerde (TL.) |
Diğer Yörelerde (TL.) |
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Sınırları İçinde (TL.) |
Erzurum Büyükşehir Belediye Sınırları İçinde (TL.) |
Diğer Büyükşehir Belediye Sınırları İçinde (TL.) |
1. Sınıf Tacirlerde |
11-20 Yaşta Olan Taşıtlar İçin |
144.200.000 |
173.000.000 |
288.400.000 |
180.200.000 |
216.300.000 |
360.500.000 |
|
21 ve Daha Yukarı Olan Taşıtlar İçin |
96.100.000 |
115.300.000 |
192.300.000 |
120.100.000 |
144.200.000 |
240.300.000 |
2. Sınıf Tacirlerde |
11-20 Yaşta Olan Taşıtlar İçin |
83.600.000 |
100.300.000 |
167.200.000 |
104.500.000 |
125.400.000 |
209.100.000 |
|
21 ve Daha Yukarı Olan Taşıtlar İçin |
55.700.000 |
66.900.000 |
111.500.000 |
69.700.000 |
83.600.000 |
139.400.000 |
Mükelleflerin yukarıda yer alan indirimli temel gösterge tutarlarından yararlanabilmeleri için; münhasıran bir taşıtla nakliyecilik faaliyetinde bulunmaları gerekmektedir. Birden fazla taşıtla nakliyecilik yapanlar ile bir taşıtla nakliyecilik yapmakla birlikte bunun yanı sıra başkaca gerçek usule tabi ticari veya mesleki faaliyeti bulunanlar söz konusu indirimli uygulamada yararlanamayacaklardır. Bu gibi mükelleflere, nakliyecilikte kullandıkları taşıtların yaşına bakılmaksızın temel gösterge tutarı tam olarak uygulanacaktır.
indirimli uygulamadan yararlanmak için, bir taşıtla nakliyecilik faaliyetinde bulunma şartı takvim yılının bütünü için aranacak olup, takvim yılı içinde herhangi bir süreyle birden fazla taşıtla nakliyecilik faaliyetinde bulunulduğu takdirde temel gösterge tutarında bir indirime gidilmeyecektir.
Diğer taraftan, temel gösterge tutarı yukarıda belirtilen şekilde indirimli olarak uygulanacak mükelleflerle ilgili olarak, hayat standardı ilave gösterge tutarlarında herhangi bir indirim söz konusu olmayacak, bu Tebliğin (B-1/b) Bölümünde yer alan ilave gösterge tutarları bunlar için de uygulanacaktır.
ÖRNEK 1:
Niğde İlinde ikinci sınıf tacir olarak mükellef bulunan (A), nakliyecilik faaliyetini 15 yaşında olan bir taşıtla yapmakta ve başka bir faaliyeti bulunmamaktadır. Mükellef (A)'nın ayrıca hayat standardı ilave gösterge tutarına esas olmak üzere 1600 cc motor silindir hacminde özel bir binek otomobili bulunmaktadır.
Bu mükellefin 1995 yılına ait ticari kazancı, hayat standardı esasına göre aşağıdaki şekilde tespit edilecektir.
Temel gösterge tutarı |
167.200.000.- TL |
İlave gösterge tutarı (Otomobil için hayat standardı ilave gösterge tutarı) |
48.200.000.- TL |
Vergiye tabi gelir (Matrah) |
215.400.000.- TL |
ÖRNEK 2:
Bursa Büyükşehir Belediye sınırları içinde nakliyecilik yapan ve kazancını işletme hesabı esasına göre defter tutmak suretiyle tespit edem mükellef (B); bu faaliyetini biri 10 yaş, diğeri 18 yaşında olmak üzere 2 adet kamyonla sürdürmektedir.
Nakliyecilik faaliyetinde bulunan mükelleflerin taşıtların yaşlarına göre hayat standardı esasındaki indirimli temel gösterge uygulamasından yararlanabilmeleri için, münhasıran bir taşıtla nakliyecilik faaliyetinde bulunmaları gerekmektedir. Birden fazla taşıtla nakliyecilik yapan mükelleflerin bu uygulamadan yararlanmaları söz konusu olmayacaktır.
Örneğimizdeki mükellef, iki adet taşıtla nakliyecilik yaptığından indirimli uygulamadan yararlanması söz konusu değildir.
- Ortak Olarak Bir Araçda Nakliyecilik Yapan Mükelleflerde Temel Gösterge Tutarı:
Gelir Vergisi Kanununun 35 inci maddesine 4108 sayılı Kanunla 1 Ocak 1995 tarihinde geçerli olmak üzere eklenen (h) bendinde ayrıca ".... Bir araçtan yaşına bakmaksızın yalnız bir hayat standardı vergisi tahsil edilir." hükmü de yer almaktadır.
Bilindiği üzere, Gelir Vergisi Kanununun geçici 35 inci maddesinin 2/c fıkrasında, ticari faaliyette bulunan adi ortaklıklar ile kollektif şirketlerde ortaklıkların, komandit şirketlerde komandite ortakların bu ortaklık veya şirkete ilişkin temel gösterge tutarlarının, ortakların birisi için temel gösterge tutarı, diğer ortakların her biri için temel gösterge tutarının % 50'si dikkate alınmak suretiyle tespit edilen toplam tutarın, ortaklık ve şirket mukavelelerinde yazılı hisse oranlaranda, hisse oranları belli edilmemiş ise, her bir ortağa eşit olarak ortak sayısına bölünmek suretiyle uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Konuya ilişkin açıklamalar ise 165 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılmıştır.
4108 sayılı Kanunun 27 nci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun geçici 35 inci maddesinin 2 numaralı fıkrasına eklenen (h) bendi hükmüne göre, adi ortaklık, kollektif şirket ve komandit şirketlerde tek bir araçla nakliyecilik yapılması halinde, oı~taklardan birisi için hayat standardına ilişkin temel gösterge tutarı esas alınacak olup, diğer ortaklar için herhangi bir aı~tırım yapılmayacaktır. Oılaklardan birisi için esas alınan temel gösterge tutarı ortaklık ve şirket mukavelelerinde yazılı oranlara, hisse oranları belli edilmemişse oı~tak sayısına bölünmek suretiyle, her bir ortağa uygulanacak temel gösterge tutarı hesaplanacaktır.
Bu uygulamada, nakliyecilikte kullanılan taşıtın 11 yaşından büyük olması durumu değiştirmemekte olup, bu mükelleflerin bu Tebliğin (B/2-a) Bölümünde yer alan indirimli uygulamadan yararlanmaları söz konusu değildir.
Diğer taraftan, adi ortaklık, kollektif ve komandit şirketlerde, ortaklık veya şirket sözleşmesinde faaliyet konusunun nâkliyecilik olduğunun açıkça yer alması gerekmekte olup, nakliyecilik faaliyetinin yanısıra başkaca faaliyeti bulunanlar ile birden fazla taşıtla nakliyecilik yapan mükellefler hakkında 165 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yer alan açıklamalar çerçevesinde işlem yapılacağı tabiidir.
ÖRNEK: Kalkınmada ikinci derecede öncelikli yörelerden olan Sinop İlinde kazancı işletme hesabı esasana göre defter tutmak suretiyle tespit edilen (B) Adi Ortaklığı, nakliyecilik faaliyetinde bulunrnaktadır. Söz konusu adi ortaklığın eşit hisseye sahip iki oı~tağı olup, nakiyeciliği 15 yaşında olan bir taşıtla yapmaktadır.
Buna göre, adi ortaklığın ortaklarına ait hayat standardı temel gösterge tutarları;
Toplam temel gösterge tutarı (Bir ortak dikkate alinarak belirlenecektir.) |
133.800.000.- TL |
Her bir ortağa ait temel gösterge tutarı (133.800.000 / 2) |
66.900.000.- TL |
olarak hesaplanacaktır. Nakliyecilikte kullanılan taşıt 10 yaşından büyük olmasına rağmen, ortaklara uygulanacak temel gösterge tutarında ayrıca bir indirime gidilmeyecektir.
- Hac Seyahatleri ile Tedavi Amacıyla Yapılan Yurt Dışı Seyahatlerin Hayat Standardı Karşısındaki Durumu:
Gelir Vergisi Kanununun geçici 35 inci maddesine 1 Ocak 1995 tarihinden geçerli olmak üzere eklenen (ı) bendi ile ticari ve mesleki kazanç sahiplerinin tedavi maksadıyla yapacağı yuıt dışı seyahatleri ile bir defaya mahsus olmak üzere yapılan hac seyahatleri için hayat standardı ilave göstergelerinin uygulanmayacağı, ancak tedavi maksadıyla yapılan seyahatlerin ilgili sağlık kurullarından alınacak raporlarla tevsik edilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır:
Hayat standardı uygulamasında yurt dışı seyahatleri ilave gösterge olarak dikkate alınmakta olup, sözkonusu (ı) bendi ile yapılan düzenlemeden önce hac seyahatleri ile tedavi maksadıyla yapılan yurt dışı seyahatleri için herhangi bir ayırım yapılmadığından, bu seyahatler de ilave gösterge olarak dikkate alınmaktaydı.
Bu düzenlemeyle dini vecibelerin yerine getirilmesi amacıyla bir defaya mahsus olmak üzere yapılan hac seyahatleri ile tedavi maksadıyla yapılan yurt dışı seyahatleri (tedavi amaçlı seyahatin birden fazla olması da dahil), hayat standardı uygulamasında ilave gösterge kapsamı dışında tutulmuştur.
Ancak, umre için yapılan yurt dışı seyahatlerinin hayat standardı uygulamasında ilave gösterge tutarı olarak dikkate alınacağı tabidir.
Diğer taraftan, tedavi maksadıyla yapılan yurt dışı seyahatlerin, hayat standardı uygulamasında ilave gösterge olarak dikkate alınmaması için, yurt dışında tedavi ihtiyacının veya tedavi görüldüğünün mükelleflerce tam teşekküllü hastanelerden alınacak heyet raporu ile tevsik edilmesi şarttır.
- Faaliyetin Kıst Dönemde Olması Halinde, Hayat Standardı Esasında İzah Nedeni Gelir Uygulaması:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici 35 inci maddesinde gerçek usulde gelir vergisine tabi ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabının hayat standardı esasına tabi tutulacağı hükme bağlanmış, mükelleflerin gerçek usulde tespit edilen ticari ve mesleki kazançlarının hayat standardı esasına göre hesaplanan kazançtan daha düşük olması halinde, düşüklüğün bu maddede yazılı gelirlerle izah edilebileceği belirtilmiştir.
Diğer taraftan, 30.12.1993 tarih ve 21804 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 3946 sayılı Kanunla, Gelir Vergisi Kanununun geçici 35 inci maddesine eklenen 7 numaralı fıkrada, 1993 yılı gelirlerine de uygulanmak üzere, mükellefler kendilerine, eşlerine ve çocuklarına ait ve üzerinden gelir vergisi ödenen gelirleri (hamiline yazılı mevduat ve hamiline yazılı menkul kıymetlerden elde edilen gelirler hariç) ile mükelleflerin kendilerine ve eşlerine ait emekli, maluliyet, dul ve yetim aylığı bulunduğunu belgelendirdikleri takdirde, bu gelirlerin hayat standardı esasına göre kazancın tespitinde izah nedeni gelir olarak kabul edileceği belirtilmiştir.
Konuya ilişkin açıklamalar 19.2.1994 gün ve 21854 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 173 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılmıştır.
Bu açıklamalara göre, yıl içinde işe başlayan veya işi bırakan ve dolayısıyla kıst dönemde faaliyette bulunan mükelleflere ilişkin hayat standardı esasının kıst dönem olarak uygulanması suretiyle tespit edilen kazancın izahında, yukarıda sayılan izah nedeni gelirlerin yıllık toplamı esas alınacak, kıst uygulaması yapılmayacaktır.
Kıst dönem kazancın izahında, izah nedeni gelirlerin yıllık toplamının esas alınması uygulanmasının, 1993 yılı gelirlerine de uygulanmak üzere 1 Ocak 1994 tarihinden itibaren geçerli olacağı tabidir.
- ZİRAİ ÜRÜN BEDELLERİ ÜZERİNDEN YAPILAN GELİR VERGİSİ TEVKİFATI VE AĞAÇ YETİŞTİRİCİLİĞINDE GİDERLERİN ARTIRILMASI:
Bilindiği üzere, 27.06.1995 tarihli ve 22326 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 557 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 5590 sayılı Kanunun bazı maddelerinde değişiklikler yapılmış ve Kararnamenin 8 inci maddesi ile değişik 5590 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin ikinci fıkrasında da kotasyon listesine dahil olunan ürünlerin talebe bağlı olarak ticaret borsalarında tescil ettirilebileceği, ayrıca aynı Kanun Hükmünde Kararname ile 5590 sayılı Kanuna eklenen ek 10 uncu madde ile de borsalarda tescil edilecek alivre muamelelerin yazılı sözleşme ile yapılacağı hükme bağlanmıştır. Konu ile ilgili olarak 13.07.1995 tarihli ve 22342 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 185 seri no~u Gelir Vergisi Genel Tebliğinde gerekli açıklamalar yapılmıştır.
Ancak, söz konusu Kanun Hükmünde Kararname 29.09.1995 tarihli ve 22419 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Esas No: 1995/43, Karar No: 1995/46 sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı ile iptal edilmiştir.
Bu iptal kararı karşısında aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.
- Ticaret Borsalarının Kotasyon Listesinde Yer Almayan Zirai Ürünlerin (İşlenmiş Olanlar Dahil) Tescil Edilmesi:
Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, 5590 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin 557 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik hükmü, Anayasa Mahkemesi Kararı ile iptal edilmiş olmakla birlikte, ticaret borsalarının kotasyon listesine dahil olmayan ürünlerin ticaret borsalarında tescil işleminin yapılması halinde, bu ürünlerin bedelleri üzerinden indirimli oranlarda vergi tevkifatının yapılıp yapılmayacağı konusunda tereddütlerin olduğu anlaşılmaktadır.
188 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yer alan indirimli tevkifat oranı uygulamasından yararlanılabilmesi için, zirai ürünün ticaret borsalarının kotasyon listesinde yer alıp almamasının bir önemi olmayıp, ürünün ticaret borsasında tescil edilmesi yeterlidir. Bu nedenle ticaret borsalarının kotasyon listesine dahil olmayan ürünlerin ticaret borsalarında tescil edilmesi halinde, bu ürün bedelleri üzerinden de 185 ve 188 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğlerinde belirtilen şekilde indirimli vergi tevkifatı uygulamasına aynen devam edilmesi gerekmektedir.
- Borsaya Tescil Ettirilerek Yapılan Alivre Satışlarda Gelir Vergisi Tevkifatı:
Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, alivre satış sözleşmelerinin yazılı olarak yapılmaması durumunda, bu sözleşmelerle yapılan alivre işlemlerin ticaret borsalarında tescilinde 185 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yer alan esasların uygulanıp uygulanmayacağı konusunda tereddüde düşüldüğü anlaşılmıştır.
185 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yer alan alivre işlemlerle ilgili uygulamadan yararlanılabilmesi için, borsada tescil edilecek alivre işlemin yazılı bir sözleşme ile tevsik edilmesi gerekmektedir.
Buna göre, yazılı olarak yapılan alivre satış sözleşmelerinin ticaret borsalarına tescili, alivre işlemlerini sona erdiren ürün tescillerinde ve ürün bedelleri üzerinden yapılacak vergi tevkifatı konusunda, 185 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin 6. Bölümünde yer alan açıklamalara göre işlem yapılacaktır.
Yazılı olmayan sözleşmelere göre tescil işleminin yapılması halinde, bu işlem söz konusu Tebliğ kapsamında alivre işlem olarak kabul edilmeyecektir.
- Kesilip Satılmak Üzere Yetiştirilen Ağaçların Giderlerinin Yeniden Değerleme Oranında Arttırılması:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 57 nci maddesinin sonuna 4108 sayılı Kanunun 21 inci maddesi ile "Yetişmesi uzun zaman alan ve kesilip satılmak üzere yetiştirilen ağaçların bu maddede yazılı giderlerinden, Vergi Usul Kanununun 283 üncü maddesi uyarınca aktifleştirilen kısmı, ağaçların satıldığı yıl hariç olmak üzere her takvim yılı için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak kazancın tespitinde dikkate alınır." hükmü eklenmiş ve aynı Kanunun 40 ıncı maddesinin (c) fıkrası ile de bu hükmün 1 Ocak 1995 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 283 üncü maddesinde de "Gelecek bir hesap dönemine ait olarak peşin ödenen giderler ile cari hesap dönemine ait olup da henüz tahsil edilmemiş olan hasılat, mukayyet değerleri üzerinden aktifleştirilmek suretiyle değerlenir.
Zirai işletmelerde henüz idrak edilmemiş olan mahsuller için yapılan giderler (Hazırlık işleri giderleri gibi) de bu madde hükmüne göre aktifleştirilerek değerlenir." hükmü yer almıştır.
Bu hükümlere göre, ağaç yetiştiriciliği faaliyetinde bulunan zirai işletmelerin, aktifleştirilen giderlerinin her yıl yeniden değerleme oranında artırılması uygulamasından yararlanabilmesi için bilanço esasına göre defter tutması, artırıma konu giderlerin kesilip satılmak üzere yetiştirilen kavak, okaliptüs ve benzeri nitelikte ağaçlarla ilgili bulunması zorunludur.
İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, zirai kazancı götürü gider usulüne göre tespit edilen mükellefler ve küçük çiftçi muaflığından yararlanan çiftçiler ile kesilip satılmak üzere yetiştirilmeyen meyve ağaçları ile benzeri ağaçları yetiştiren çiftçiler, bu uygulamadan yararlanamayacaklardır.
Aktifleştirilen giderlerin yeniden değerleme oranında arttırılması sonucu pasifte meydana gelen artış, sermaye yedekleri içinde "Gider Artışı Fonu" hesabında izlenecektir. Bu fon gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin sermayelerinin bir cüzü olup, kurumlar vergisi mükelleflerince istendiği takdirde sermayeye ilave edilmesi mümkündür.
Kurumların, aktifleştirilen giderlerin arttırılması sonucu vergilendirilecek kazanca dahil edilmeyen kısmı, kurumlar vergisine tabi tutulmayacağı gibi Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin 6 numaralı bendinin (b) alt bendine göre gelir vergisi tevkifatına da tabi tutulmayacaktır. Ancak kurumlar tarafından bu "Gider Artış Fonu"nun ortaklara kâr payı olarak dağıtılması, gider artırımı uygulamasından yararlanması anlamına gelmekte olup, daha önce vergilendirilmeyen kazanç kısmı, işletmeden çekildiği yılın kazancına dahil edilerek vergiye tabi tutulacaktır.
Bilanço esasına göre defter tutan ve kesilip satılmak üzere ağaç yetiştiren mükelleflerin gider artırımı uygulamasından yararlanacak olan giderleri, Gelir Vergisi Kanununun 57 nci maddesinde yer alan ve Vergi Usul Kanununun 283 üncü maddesi uyarınca aktifleştirilmesi gereken giderlerdir. Aktifleştirilmiş olmakla birlikte ağaç yetiştiriciliği ile ilgili bulunmayan giderlerin arttırılması mümkün bulunmamaktadır. Giderlerin arttırılması uygulaması ihtiyari olup, bu uygulamadan dileyen mükellefler yararlanacaktır. Mükelleflerin bazı yıllarda gider artırımı uygulaması yapmamaları da mümkün bulunmaktadır. Ancak, gider artırımı uygulamasının yapılmadığı yıllar için, daha sonra bu uygulamadan yararlanılması mümkün değildir.
Ağaç yetiştiriciliği ile ilgili olarak yapılan giderlerin yeniden değerleme oranında artırılması uygulamasına, 1 Ocak 1995 tarihinden itibaren başlanması gerekmekte olup, 1995 takvim yılından önceki dönemler ile 1995 takvim yılı içinde yapılan ve aktifleştirilen giderler toplamı, bu yıla ilişkin olarak 245 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile belirlenen yeniden değerleme oranı olan % 99.5 oranında artırılacaktır. İzleyen yıllarda ise o yıl içinde yapılan ve aktifleştirilen giderler ile daha önce aktifleştirilen giderler toplamı, o yıla ait yeniden değerleme oranında artırılacak olup, artırım uygulaması kümülatif esasa göre yapılacaktır. Gider artırma uygulaması ağaçların satıldığı yılda yapılmayacaktır.
ÖRNEK:
Kavak yetiştiriciliği faaliyetiyle uğraşan çiftçi (A), bilanço esasına göre defter tutmaktadır. Bu çiftçi, 1990 yılında kavak yetiştiriciliğine başlamış ve yetiştirdiği ağaçları 1998 yılında 900.000.000 liraya satmıştır.
Bu çiftçinin; 1995 takvim yılına kadar aktifleştirdiği giderler toplam 150.000.000 liradır. İzleyen yıllardaki giderleri; 1995 yılında 15.000.000, 1996 yılında 25.000.000, 1997 yılında 30.000.000 ve 1998 yılında da 20.000.000 liradır.
Giderlerinin artırılması uygulaması aşağıdaki şekilde yapılacaktır.
Yıllar |
Önceki Yıllarda Aktifleştirilen Giderler (Bin TL.) |
Cari Yıla Ait Aktifleştirilen Giderler (Bin TL.) |
Aktifleştirilen Giderler Toplamı (Bin TL.) |
Yeniden Değerleme Oranı (%) |
Gider Artışı Fonu (Bin TL.) |
Yeniden Değerleme Oranında Artırılmış Giderler Toplam (Bin TL.) |
1994 ve öncesi |
|
150.000 |
150.000 |
1995 |
150.000 |
15.000 |
165.000 |
99.5 |
164.175 |
329.175 |
1996 |
329.175 |
25.000 |
354.175 |
50 |
177.087.5 |
531.262.5 |
1997 |
531.262.5 |
30.000 |
561.262.5 |
25 |
140.315.6 |
701.578.1 |
1998 |
701.578.1 |
20.000 |
721.578.1 |
|
|
721.578.1 |
Topam |
240.000 |
Çiftçi (A), söz konusu ağaç yetiştiriciliği faaliyetine ilişkin zirai kazancını, aktifleştirilen giderleri olan 240.000.000 lirayı değil, bu tutarın, ağaçların satıldığı yıl hariç her yıl yeniden değerleme oranında arttırılması suretiyle hesaplanan 721.578.100 lirayı esas alarak, (900.000.000 - 721.578.100 =) 178.421.900 lira olarak tespit edecektir.
Ağaç yetiştiriciliğine ilişkin giderlerin artırılması uygulamasından zarar doğması halinde, bu zarar vergilendirilecek kazancın tespitinde dikkate alınmayacak, satış karı sıfır olarak kabul edilecektir. Zira, Gelir Vergisi Kanununun 57 nci maddesine eklenen fıkra hükmü ile mükelleflerin enflasyondan kaynaklanan fiktif kazançlarının vergilendirilmemesi amaçlanmış olup, anılan hükmün zarar doğuran veya artıran bir işlevi bulunmamaktadır. Ancak, gider artırımı dikkate alınmaksızın ağaçların satışından zarar doğması halinde kazancın tespitinde bu zararın dikkate alınacağı tabiidir.
Öte yandan, kesilip satılmak üzere ağaç yetiştiriciliği faaliyetinin yanısıra, diğer zirai faaliyet ile de iştigal eden çiftçilerin, gider artırımı uygulaması sadece kesilip satılmak üzere yetiştirilen ağaçlara yapılan giderlere münhasırdır. Diğer zirai faaliyete ilişkin giderlerin artırımı konu edilmesi mümkün değildir.
- ÖZEL GİDER İNDİRİMİNE ESAS OLACAK TUTARIN HESAPLANMASINDA ÜCRETİN VERGİ MATRAHINA UYGULANACAK ORAN:
Bakanlığımıza intikal eden olaylardan; özel gider indirimine esas olacak tutarın hesaplanmasında, ücretin yıllık vergi matrahına uygulanacak oranın 1994 yılı için 5.4.1994 gün ve 21896 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 94/5371 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile % 23 olarak belirlendiği, 1995 yılında ise böyle bir belirlemenin yapılmadığı ve bu nedenle söz konusu oranın, Kanunda yer alan % 35'mi, yoksa 94/5371 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen % 23'mü olarak uygulanacağı konusunda tereddütlerin doğduğu anlaşılmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 63 üncü maddesine 3946 sayılı Kanunla eklenen 5 numaralı bentte, "Mükellefin kendisi, eşi ve çocukları ile ilgili eğitim, sağlık, gıda, giyim ve kira harcamalarının yıllık toplam tutarının 1/3'ü.
Şu kadar ki indirim konusu harcamaların Türkiye'de yapılması, gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi ve bu belgelerin işverene verilmesi şarttır. Bu suretle hesaplanan indirim tutarı, harcamanın yapıldığı yıla ait ücretin yıllık vergi matrahının % 35'ini geçemez. Bu indirim de dikkate alınmak suretiyle hesaplanan vergi ile mükellefin o yıl içinde tevkif suretiyle ödediği vergi tutarı arasındaki fark, ücretlinin ertesi yılda ödeyeceği gelir vergisinden mahsup edilir veya işverenler aracılığı ile kendisine nakden iade edilir. Bakanlar Kurulu bu bentte yer alan % 35 nispetini sıfıra kadar indirmeye kanuni oranına kadar artırmaya veya harcama konuları, harcama ve ücret tutarları itibariyle farklı oranlar tespit etmeye yetkilidir." hükmü yer almıştır.
Bakanlar Kurulu, yukarıda yer alan bent hükmündeki yetkisini, 94/5371 sayılı Kararı ile sadece 1994 yılı için kullanmış olup, 1995 ve izleyen yıllar için bu yetkisini kullanmamıştır.
Bu nedenle, 1995 yılına ilişkin olup 20 Ocak 1996 tarihine kadar "özel gider indirimine ait bildirim" ile işverenlere beyan edilen harcamalaı7n özel gider indirimine esas olacak tutarının, ücretin vergi matrahı esas alınarak belirlenmesinde, ücretin yıllık vergi matrahına % 35 oranı uygulanacaktır.
Diğer bir ifade ile özel gider indirimi tutarı, harcamalar toplamının 1/3'ü olması dikkate alınacak ve bu tutar, aynı zamanda ücretin yıllık vergi matrahının % 35'ini de aşmayacaktır.
Öte yandan, özel gider indirimi konusunda daha önce yayımlanan 176, 178 ve 182 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğlerinde belirtilen açıklamalara göre işlem yapılacaktır.
- ORTALAMA KAR HADDİ VE ASGARİ GAYRİSAFİ HASILAT ESASI KALDIRILMIŞTIR:
4108 sayılı Kanunun 39 uncu maddesinin 1 inci fıkrasının (b) bendi ile Gelir Vergisi Kanununun "Ortalama Kâr Haddi ve Asgari Gayrisafi Hasılat Esasına" ilişkin 111 inci maddesi, 1995 yılı kazançlarına da uygulanmak üzere i Ocak 1996 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır.
Buna göre, mükelleflerin 1995 yılı kazançları da dahil olmak üzere 1996 ve müteakip yıllara ilişkin kazançlarına "Ortalama Kâr Haddi ve Asgari Gayrisafi Hasılat Esası" uygulanmayacaktır.
Bu nedenle, 1995 yılına ait olup, 1996 yılı Mart ayında verilecek olan yıllık gelir vergisi beyannamesine "Ortalama Kâr Haddi ve Asgari Gayrisafi Hasılat Esasına Ait Bildirim" eklenmeyecektir.
- EŞE AİT BAZI GELİRLERİN AİLE REİSİ BEYANI DIŞINDA BIRAKILMASINA İHTİYARİLİK VEREN HÜKÜM KALDIRILMIŞTIR:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici 39 uncu maddesinin 4 numaralı fıkrasında yer alan "Gerçek usulde tespit edilen ticari kazancı olan eşin, bu kazançlarının safi tutarı ve ücretlerinin brüt tutarının yıllık toplamı, 16 yaşından büyük sanayi kesiminde çalışan işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının 4 katını aşmaması şartıyla, bu kazanç ve ücretlerin aile reisi beyanına dahil edilmesi ihtiyaridir.
Bu fıkra hükümleri 1994-1999 takvim yılı gelirlerine uygulanır. Bu fıkranın uygulanmasında asgari ücretin takvim yılı sonunda geçerli olan tutarı esas alınır. " hükmü, 4108 sayılı Kanunun 39 uncu maddesinin 1 inci fıkrasının (c) bendi ile 1995 yılı kazançlarına da uygulanmak üzere, yürürlükten kaldırılmıştır.
Buna göre, ticari kazancı olan eşin ticari kazancının ve ücretinin aile reisi beyanı dışında tutulabilmesine ihtiyarilik veren hüküm kaldırıldığı için, eşin 1995 ve takip eden yıllara ait gelirlerinin beyanında genel hükümler uygulanacaktır.