ANA SAYFA

YUKARI
Yazdır
Belgenin tamamı için programı satın almanız gerekmektedir.
+90 (555) 801 30 49
+90 (242) 248 23 55
+90 (212) 654 88 15
+90 (312) 231 81 36
+90 (242) 248 23 32
6183
Tahsilat Genel Tebliği

25/10/1958
Sıra No: 276
Terkin cetvellerinde gösterilecek zaman aşımı başlangıç tarihleri hk.

Zamanaşımına uğramış olması itibariyle kayıtlardan çıkarılması gereken varidat bakayasına âit terkin cetvellerinde zamanaşımı başlangıç tarihlerinin gelişi güzel bir şekilde gösterildiği ve bu tarihlerin aynı zamanda zamanaşımının en son kesildiği tarih sütununa da yazıldığı, bazı varidat bakayasının isimleri yanlış ve noksan gösterildiği cihetle mahiyetlerinin teşhisinin mümkün olamadığı ve tazminat bedellerinin 3321 sayılı kanun ve izahnamesi hükümleri dairesinde terkinine tevessüle devam edildiği anlaşıldığından keyfiyetin tavzihine lüzum hasıl olmuştur.

  1. Bilindiği üzere 6183 sayılı kanunun 102 nci maddesinde "Amme alacağı vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 sene içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Para cezalarına ait hususi kanunlarındaki zamanaşımı hükümleri mahfuzdur.

    Zamanaşımından sonra mükellefin rizaen yapacağı ödemeler kabul olunur "ve 103 üncü maddede de" aşağıdaki hallerde tahsil zamanaşımı kesilir;

    1. Ödeme,

    2. Haciz tatbiki,

    3. Cebren tahsil ve takip muameleleri sonunda yapılan her çeşit tahsilat,

    4. Ödeme emri tebliği,

    5. Mal bildirimi, mal edinme ve mal artırmalarının bildirilmesi,

    6. Yukarıdaki 5 sırada gösterilen muamelelerden herhangi birinin kefile veya yabancı şahıs ve kurumlar mümessillerine tatbiki veya bunlar tarafından yapılması,

    7. İhtilaflı amme alacaklarında kaza mercilerince bozma kararı verilmesi,

    8. Amme alacağının teminata bağlanması,

    9. Kaza mercilerince icranın tehirine karar verilmesi,

    10. İki amme idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı amme idaresi tarafından borçlu amme idaresine borcun ödenmesi için yazı ile müracaat edilmesi,

    Kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren zamanaşımı yeniden işlemeye başlar. Zamanaşımının bir bozma kararıyla kesilmesi halinde zamanaşımı başlangıcı yeni vade gününün rastladığı; amme alacağının teminata bağlanması veya icranın kaza mercilerince durdurulması hallerinde zamanaşımı başlangıcı teminatın kalktığı ve durma süresinin sona erdiği tarihin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılının ilk günüdür." denilmektedir. Aynı kanunun 37 nci maddesi ile de amme alacaklarının Maliye Vekaletince belirtilecek usule göre yapılacak tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödeneceği ve her iki halde de bu ödeme müddetlerinin son gününün amme alacağının vade günü olacağı hükme bağlanmış bulunmaktadır.

    Kanunun bu hükümlerine göre (para cezaları hariç) gerek hususi kanunlarında ödeme müddeti gösterilmiş olsun gerekse hususi kanunlarında ödeme müddeti gösterilmemiş olduğu için ödeme müddeti 37 nci maddeye göre tayin ve tespit edilmiş bulunsun bilumum amme alacaklarının zaman aşımının tayinine, vade tarihinin rastladığı takvim yılını takip edecek olan takvim yılının başı esas olarak alınacaktır. (Zamanaşımının kanunun 104 üncü maddesine göre durması hali hariç). Bu tarih ise daima amme alacağının vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden yılın Ocak ayının birinci günüdür. Bu başlangıç tarihinin hiç bir şekilde değişmesi ve başka bir güne rastlaması mümkün olmadığından buraya, amme alacağının vade tarihi, kesinleşme tarihi gibi tarihler yazılması yanlıştır. Bu sebeple, Vergi Dairelerinde Defter ve Basılı Kağıtların ne Suretle Kullanılacağı Hakkındaki Tarifnamenin 146 ncı sahifesinde açıklandığı şekilde tanzim edilecek olan "Zamanı İdare hesabiyle ilgili bakaya ve zamanaşımına uğramış gelirler terkin cetveli"nin "zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi" sütununda gösterilecek tarihin bu şekilde tespit edilmesi lazımdır.

  2. Zamanaşımının 103 üncü maddeye göre kesilmesi halinde, amme alacağının zaman aşımı süresinin hesabına daima zamanaşımının kesildiği tarihin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başı esas alınmaktadır. Zaman aşımının 103 üncü madde de 10 fıkra halinde sayılan muamelelerden herhangi birisinin tatbiki suretiyle kesilmesi halinde, cetvelin, "zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi "sütununa amme alacağının birinci madde de açıklandığı şekilde, zamanaşımı başlangıç tarihi yazılmakla beraber, ayrıca cetvelin "zamanaşımının en son kesildiği tarih" sütununda zamanaşımının en son kesildiği tarih gösterilecektir. Binaenaleyh cetvelin tanziminde bu sütuna bir evvelki sütundaki malumatın aynen yazılması doğru olmayacağından bu hususa bilhassa dikkat edilmesi icap eder.

  3. Borçlunun yabancı memlekette bulunması, hileli iflas etmesi veya terekenin tasfiyesi dolayısıyla zaman aşımının, kanunun 104 üncü maddesi gereğince durması halinde, cetvelin "zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi" sütununda yukarıda birinci madde de açıklandığı şekilde amme alacağının normal zamanaşımı başlangıç tarihi gösterilmekle beraber, cetvelin mülahazat hanesinde ayrıca zamanaşımının durmasından evvel veya sonra, zamanaşımı kesilmişse, keza cetvelin "zamanaşımının en son kesildiği tarih" sütununda yukarıda ikinci maddede açıklandığı üzere, aynı zamanda zamanaşımının kesildiği tarih de gösterilecektir.

  4. Kanunun yukarıda metni verilen 102 nci maddesi umumi olarak zamanaşımı haddini beş yıl olarak kabul etmiş ise de, para cezalarının hususi kanunlarındaki zamanaşımı hükmünü, mahfuz tutmuştur. Binaenaleyh bunlara ait zamanaşımı hadlerinin tayininde hususi kanunlardaki ilgili hükümler tatbik edileceğinden, para cezalarına ait zamanaşımı başlangıcının diğer amme alacaklarında olduğu gibi, takvim yılı esasına bağlı olarak gösterilmesi mümkün değildir. Terkin cetvelinin "zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi" sütununda daima para cezalarının kesinleştiği tarih gösterilecektir.

  5. Para cezalarında da zamanaşımı 103 üncü maddede 10 fıkra halinde gösterilen muamelelerin tatbiki suretiyle kesileceğinden, bunlardan böyle bir muamele tatbiki suretiyle zamanaşımı kesildiği takdirde de ait olduğu sütunda para cezasının kesinleştiği tarihe göre tespit edilecek olan zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi gösterilmekle beraber terkin cetvelinin "zamanaşımının en son kesildiği tarih" sütununda da ayrıca zamanaşımının son kesildiği tarih gösterilecektir.

  6. Terkin cetvellerinde amme alacaklarının isim ve miktarı yanlış ve bazen de okunamayacak şekilde silik olarak yazılmaktadır. Bu durum cetvel muhteviyatının layıkı veçhile kontrol ve terkini istenilen amme alacağının mahiyetini teşhise mani olmaktadır. Bu kabil cetvellinin iadesine mahal kalmaması için, Vergi Dairelerinde Defter ve Basılı Kağıtların ne Suretle Kullanılacağı Hakkındaki Tarifnamede açıklandığı üzere gayet sıhhatli olarak tanzim edilmesi zaruridir.

  7. Tahsilat 230 seri numaralı genel yazıda da açıklandığı üzere tazminat bedellerinin eşhas borçlarına zimmet kaydedilerek saymanlıklarca takip ve tahsil edilmesi icap etmektedir. Bunların vergi daireleri ile bir alakası yoktur. Bu kabil varidat bakayasından muayyen olan zamanaşımı süresi içerisinde tahsil edilmeyenlerin de yine saymanlık servislerince Muhasebei Umumiye Kanununun 133 üncü maddesi gereğince terkini temin edilerek kayıtlardan çıkarılması lazımdır. Bu kabil alacakların 3321 sayılı kanun ve izahnamesi hükümleri dairesinde terkini mümkün değildir. Bu sebeple tazminat bedellerinin 3321 sayılı kanun ve izahnamesi hükümleri dairesinde terkinine tevessül edilmemesi ve bunlardan hala vergi dairesi kayıtlarında bulunanlar varsa onların da bahis konusu edilen 230 seri numaralı genel yazı hükümlerine dayanılarak saymanlıklara devredilmesi gerekir.

Bilgi edinilmesi ve bu genel yazı hükmünün süratle ilgililere duyurulması rica olunur.