ANA SAYFA

YUKARI
Yazdır
Belgenin tamamı için programı satın almanız gerekmektedir.
+90 (555) 801 30 49
+90 (242) 248 23 55
+90 (212) 654 88 15
+90 (312) 231 81 36
+90 (242) 248 23 32
6183
Tahsilat Genel Tebliği

16/9/1974
Sıra No: 351
Bir kısım menkul ve gayrimenkul malların haciz şekli hk.

Defterdarlık:

Bakanlığa intikal eden hadiselere göre;

  1. Amme alacaklarının tahsili için borçluların diğer mallarına müracaat edilmeden doğrudan doğruya işyerlerindeki telefonlarının haczedilerek konuşmaya kapatıldığı,

  2. Borçlu şahısların sahibi bulundukları otomobil ve kamyon gibi vasıtalar fiilen haczedilemeyerek bunların sadece trafik kayıtlarına haciz tebliği ile yetinildiği,

  3. Aynı şekilde borçlu şahısların gayrimenkullerinin haczinde, bunların sadece tapu kayıtlarına haciz tebliğ edilerek, bu gayrimenkullerin idare ve işletmesi ile hiç ilgilenilmediği,

  4. Haczedilen menkul ve gayrimenkullerin kanunen muayyen olan sürelerde satışı cihetine gidilmediği,

anlaşıldığından, bu kabil malların haciz ve satışında uygulanacak işlem aşağıda açıklanmıştır.

Bilindiği üzere; 6183 sayılı Kanunun 62 nci maddesi uyarınca tahsil daireleri, amme alacağını zamanında ödemeyen kişilerin gerek kendilerinin mal beyannamelerinde bildirdikleri, gerekse bizzat tespit ettikleri menkul ve gayrimenkul malları ile alacak ve haklarını haczederek, aynı kanunun 73 üncü maddesi gereğince lazım gelen koruma tedbirlerini almakla zorunludurlar. Kanunun 88 inci maddesine göre gayrimenkul hac;izleri bunların hasılat ve menfaatlerini de kapsar. Bu nedenle tahsil dairelerinin bunların hasılat ve menfaatlerinin toplanması, idare ve işletilmeleri için gerekli tedbirleri alması icap etmektedir. Ayrıca 62 nci maddenin son fıkrası hükmüne göre de bütün bu işleri yaparken borçlu ile alacaklı kamu idaresinin menfaatlerini mümkün olduğu kadar gözetmek durumunda olduklarından bu malların haczinde aşağıdaki şekilde hareket edilecektir.

  1. Telefon Haczi:

    İcrai takibatta amaç mükellefi cezalandırmak değil kamu alacağını tahsil etmektir. Uygulamada; borçlunun varlığından rahatlıkla tahsili mümkün olan bir borç için daha ziyade ticari faaliyetini güçleştirecek ve haklı sayılabilecek şikayetlerine sebep olacak bazı varlıkları (Telefon haczi ve bankalara gelişi güzel haciz tebliği gibi) haczedilmemelidir.

    Zira günümüzde telefon borçluların ticari, sınai ve mesleki faaliyetlerinin devamı bakımından vazgeçilmesi mümkün olmayan ve bir işletme için son derece ehemmiyeti haiz olan bir araçtır. Telefonun haczi ve bankalara gelişigüzel haciz tebliği borçlunun ticari faaliyetini aksatmakta, böylece bir anlamda borçlunun ödeme gücü azalmakta ve haciz sadece baskı aracı olarak kalmaktadır. Bu durumun kamu idaresinin amaçlarıyla bağdaşması zordur.

    Bu sebeple bundan böyle özellikle telefon hacizleri borçluların işyeri ve ikametgahlarında uygulanan hacizler sonunda amme alacağının tahsilinin mümkün olmaması ve başkaca da malının bulunmaması ve amme alacağının zamanaşımına uğramak üzere olması gibi çok zorunlu hallerde yapılacaktır.

  2. Motorlu Taşıtların Haczi:

    Uygulamada; amme alacağının tahsili için sadece borçluların sahip oldukları vasıtaların trafik kayıtlarına haciz konulmakla yetinilmemelidir. Aracın trafik kaydına konulan haciz, çalınmasına, çarpışmak suretiyle yok olmasına ve sahibi tarafından adi senetle başkasına satılarak elden çıkarılmasına mani olmaktadır. Esasen son Yargıtay kararlarına göre; trafik kaydı mülkiyetin tutamağı değil, belirtisi sayılmaktadır. Vasıtanın Trafik Kanunu hükmü uyarınca trafik kaydına tescili, yalnız aracın trafiğe çıkması bakımından zorunlu olduğundan, yapılan satışların mahkemece bozdurulması genellikle mümkün olamamaktadır.

    Bilindiği gibi borçluya ait malın haczinden maksat amme alacağını tahsil etmek olduğuna göre taşıtların haczinde sadece bunların trafik kaydına haciz tebliği ile yetinilmeyerek taşıtın kendisi haczedilecektir. Bu şekilde haczedilen araç hakkında da 6183 sayılı Kanunun 82 nci maddesi uyarınca gerekli muhafaza tedbirleri alınacaktır. Bu şekilde uygulanmayan hacizle vasıtayı hacizli saymaya ve bundan bir sonuç almaya imkan olmadığından bundan sonra taşıtın trafik kaydına haciz tebliği ile yetinilmeyerek, yukarıda açıklandığı şekilde işlem yapılacaktır.

    Ancak, işi sadece taşımacılık olan (Eşya ve insan nakli gibi) şahıslar tarafından istendiği takdirde, araç kanunun 82 nci maddesi hükmü gereğince güvenilir bir şahsın kefaleti ile kısa bir sürede amme alacağının ödenmesi amacıyla borçluya bırakılabilecektir.

  3. Gayrimenkul Haczi:

    Yukarıda da belirtildiği gibi; 6183 sayılı Kanunun 88 inci maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi onun hasılat ve menfaatlerini de kapsar. Bu nedenle tahsil dairesinin, haczettiği gayrimenkulün hasılat ve menfaatlerini toplaması idare ve işletilmesi için lazım gelen tedbirleri bizzat alması gerekir. Halbuki uygulamada tahsil daireleri araç haczinde olduğu gibi gayrimenkul hacizlerinde de, sadece bunların kayıtlı olduğu tapu idarelerine haciz tebliği ile yetinmektedir. İdare ve işletilmesi, hasılat ve menfaatlerinin toplanması ile hiç bir şekilde ilgilenmemektedir. .

    Bu durumda konulan hacizden bir fayda sağlanmadığı gibi, amme alacağı da tahsil edilmemektedir. Ayrıca borca, hacizden sonra geçen süre için gecikme zammı uygulanması olanağı da kalmamaktadır. Bu çeşit işlem sonucunda hem amme alacağının zamanında tahsili ve hem de gecikme zammı uygulanması ilgililerce engellenmiş olmaktadır.

    Bu nedenle bundan sonra haczedilecek olan gayrimenkullerin haczinden sonra tahsil dairelerince işletme ve idaresi ile hasılat ve menfaatlerinin toplanması için hemen gerekli tedbirler alınacaktır.

  4. Hacizli Malların Satışı:

    1. Uygulamada haczedilen menkul ve gayrimenkul mallar haczedildikleri tarihten itibaren üzerlerinden uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen paraya çevrilmemektedir.

      Halbuki 6183 sayılı Kanunun 84 üncü maddesi uyarınca menkul malların haczedildikleri tarihin üçüncü gününden itibaren üç ay içerisinde (Bozulacaklar derhal) satılarak paraya çevrilmesi gerekmektedir. Bundan sonra mahcuz menkul mallar haciz tarihinden itibaren (Bozulacak olanlar derhal) bu süre geçmeden mutlaka satılarak paraya çevrilecektir.

    2. Gayrimenkullerin haciz tarihinden itibaren ne kadar süre içerisinde paraya çevrileceği hakkında 6183 sayılı Kanunda bir hüküm yoktur. Bu sebeple gayrimenkullerin 5 yıllık tahsil zaman aşımı süresi içerisinde satılması mümkündür. Ancak gayrimenkullerin satışının geciktirilmesi 6183 sayılı Kanunun amme alacaklarının cebren takip ve tahsili hakkındaki 54 ve müteakip maddeleri hükümlerine aykırı olur. Zira, haczedilen bir malın satılarak bedelinin o yıl ki bütçe gelirlerine gelir kayıtlanması lazımdır: Bu sebeple haczedilen bir gayrimenkulün hasılat ve menfaatlerinin toplanması yoluyla, amme alacağının kısa bir süre içerisinde tahsili mümkün değilse, gayrimenkulün aynı yıl içinde mutlaka satılması lazımdır.

    3. Gayrimenkul Satışları; menkul mal satışlarından daha fazla işlemi gerektirmektedir. Vergi daireleri bu işlemleri (gayrimenkule kıymet takdiri, satış şartnamesinin tanzimi, gayrimenkulün satışının ilanı ve artırmanın ilan edilen saatten evvel yapılmaması gibi) kanunda öngörüldüğü şekilde yürütmemektedirler. Bu yüzden de ekseriyetle satışlar kaza mercilerince bozulmaktadır: Böyle bir duruma meydan vermemek için bütün bu işlemler vergi dairesince son derece titizlikle yerine getirilerek bir noksanlık yapılmayacaktır.

    4. Ayrıca bundan sonra yapılacak gayrimenkul satışlarında satış komisyonu başkanı sıfatıyla en büyük mal memuru satış gününden önce satış dosyasını tetkik edecek, işlem noksanı olan gayrimenkulleri satışa çıkarmayacaktır. Ancak bu kabil gayrimenkullerin kanuni işlemleri tamamlandıktan sonra satışı yapılacaktır.

Bilgi edinilmesi ve ayrıca ilçelere de gönderilmiş bulunan işbu genel tebliğ hükümlerinin süratle ilgililere duyurulması rica olunur.